Yildizlar - Sayi 14

Page 1



İstanbul’un merkezinde

bir asırlık üniversite...


Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşmak için iki orduya ihtiyaç vardır; Biri vatanımızı kurtaran asker ordusu, diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan (bilim, kültür) ordusudur.


Dergimizin 2013 yılındaki ilk sayısında okuyucularımıza hitap etme şansı yakaladığım için büyük mutluluk duymaktayım. Bu vesileyle, yeni yılın tüm Yıldızlılar ve Ülkemize sağlık, huzur ve mutluluklar getirmesini temenni ederim. Kentlerimizin sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarına dönüştürülmesi ülkemizin en öncelikli sorunları arasında yer almaktadır. Bilimsel araştırmaların, büyük doğa olaylarının, özellikle tasarım ve planlama alanında yapılan hatalar ve yerleşim alanlarında bıraktığı etkiler nedeniyle, doğal afetlere dönüşümde önemli pay sahibi olduğunu göstermesi kentsel iyileştirme ve dönüşüm konusunda üretilen politikaların vakit kaybetmeden planlama aşamasından uygulama aşamasına taşınması gerçeğini karşımıza çıkarmaktadır. Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yılı olan 2023 yılı vizyonu kapsamındaki en önemli hedeflerden biri kentlerin yönetimi, kentlerin fiziki gelişim yönünün belirlenmesi, kentlerdeki sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmelerin yönlendirilmesi, kentsel refahın arttırılması, sürdürülebilir kentsel büyümenin sağlanması ve kente dair hemen her uygulamanın yeni kavramların belirlediği yeni kentsel politikalar çerçevesinde yürütülmesini kapsayan ülke çapında kentsel dönüşüm çalışmalarının tamamlanmasıdır. Bu bilgiler ışığında merkezi ve yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve tüm toplum katmanlarının işbirliği ve desteği sağlanarak toptan bir kentsel dönüşüm seferberliğini başlatılması gerekmektedir. Çağdaş kentsel politikaları ortak akılla ve katılımcı yönetimle belirlemek ve bunları elbirliğiyle istikrarlı bir şekilde hayata geçirmek Türkiye Cumhuriyeti kimliğini taşıyan tüm kişi ve kurumlar olarak temel sorumluluğumuz olmalıdır. Bu konuya ilişkin duyarlılığın artırılması ve aktif politikaların uygulanması konusunda üniversitelerin katkıları çok önemlidir. Bu gerçekler ışığında, Yıldız Teknik Üniversitesi, 100 yıllık akademik bilgi birikimi ve tecrübesiyle Ülkemizin geleceği için hayati önem taşıyan kentsel dönüşüm çalışmalarının odağında yer alma ve katkıda bulunma konusunda tavrını kamuoyuna açıkça ifade etmektedir. Topluma hizmetin Ülkeye hizmet olduğu bilinciyle Üniversitemiz, üretilecek kentsel dönüşüm projelerinin mutfağında yer alma, projelerde yer alacak tüm paydaşların koordinasyonunu sağlama ve uygulamaların organizasyonunda görev alma ve öncü bir rol üstlenme konularında toplumumuzun Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın ve Ülkemizin hizmetindedir. Bakanlığımızın ağır yükünü ve sorumluluğunu paylaşmak amacıyla fiziksel, ekonomik, sosyal ve sağlık olmak üzere Ülkemizde kentsel refah ve yaşam kalitesini artırıcı her türlü sürdürülebilir kentsel dönüşüm projesinin üretilmesine ve uygulanmasına katkıda bulunmaya ve sorumluluk almaya Üniversitemiz hazırdır. Dergimiz aracılığıyla, Üniversitemizin Ülkemize ve toplumumuza katkıda bulunmak amacıyla planladığı ve gerçekleştirdiği çalışmaları ve projeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Dergimizin bu yeni sayısında emeği geçen tüm çalışanlara teşekkür eder, değerli akademik ve idari personelimizi, mezunlarımızı saygıyla selamlar ve sevgili öğrencilerimizi gözlerinden öperim.


içindekiler

6 EĞİTİM Akademik Ödül Töreni Nisan 2013 Yıl:4 Sayı:14 iletisim@yildiz.edu.tr Yıldız Teknik Üniversitesi Adına İmtiyaz Sahibi Prof. Dr. İsmail YÜKSEK Rektör

Yayın Direktörü Doç. Dr. Zehra YUMURTACI YTÜ İletişim Koordinatörü

Direktör Yardımcısı Muhammed Attila SEVİM Genel Yayın Yönetmeni Ümit SANLAV Yazı İşleri Sorumlusu N. Bilge OK Yazı İşleri Merve KARATAŞ Uzm. Dr. Neşe ATACI Ebru KÖKSOY Görsel Yönetmen

Mehtap KUL

Fotoğraf Merve ATICI Mehtap KUL Muhammed GİRGİN İletişim - Koordinasyon Ayşegül ÖZDEMİR Canan OLGAN Nevra İSTANBULLUOĞLU Harun AKDAĞ Teknik Ekip Vedat ÇOLAK Rasim ABİS Uğur MERCAN Fatih DİŞLİ Mustafa YILGIN Sadattin ATAŞ Bu derginin ieriği Yıldız Teknik Üniversitesi İletişim Koordinatörlüğü tarafından hazırlanır. Ücretsiz dağıtılır. Para ile satılamaz. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek sureti ile kullanılabilir.

9 HABER YTÜ’de Mentorluk Projesi 10 EĞİTİM Öğrenci Ödül Töreni 12 ETKİNLİK Atatürk Törenle Anıldı 14 EĞİTİM Gelecek Ar-Ge ve İnovasyon’da 18 SANAYİ Türkiye’nin İlk Teknopark’ı 22

TEKNOLOJİ

25

ETKİNLİK

yıldızlarnisan/14

YTÜ Teknoloji Transfer Ofisi Üni. Sanayi İşbirliği Zirvesi

HABER

26 Güneş Enerjisi ile Çalışan Tekne HABER

27 Yıldızlılara Ankara’da Huzurevi 28

SOSYAL SORUMLULUK Yıldız Teknik Ezber Bozdu

32

ETKİNLİK

34

HABER

35

HABER

36 37 38

6

40

Bu Engellilerde Hayat Var YTÜ’de Doğum Telaşı “Molotof Atma Tweet” At

SEMİNER

İK Direktörleri Üniversitemizde

HABER

Vali Mutlu’dan Üniversitemize Övgü

ETKİNLİK

YTÜ Mimarlık Fakültesi’nde İlham Veren Konuşmalar

100


www.yildiztekniktv.com

ETKİNLİK

40

HABER

45

ETKİNLİK

46

RÖPORTAJ

54

ETKİNLİK

64

HABER

66

KULÜPLERİMİZDEN

68

Kentsel Dönüşüm Buluşması Son Ödülünü Yıldız’dan Aldı

28

18

11. Yılın Yıldızları Ödül Töreni Her Daim Yıldızlı: Prof Dr. Nurullah Gültekin Ekmek Arası Kariyer

Otomotivin Yıldızları Dünyaya Açılıyor Rüzgar Enerjisi Kulübü

ETKİNLİK

Avcı: “2014 Hedefimizden Sapmadık“

RÖPORTAJ

72

ARAŞTIRMA

76

Doç. Dr. Muhlis Nezihi Sarıdede

66

71

İktisadi ve İdari Bilimler’in itibarı Ölçüldü

ETKİNLİK

Başarıya Giden Yol

80

ETKİNLİK

84

SEMPOZYUM

86

SEMİNER

90

TANITIM

92

ETKİNLİK

98

I Uygulamaları ve Yöntemi Uluslararası ELT Sempozyumu Fakirlikten Çıkarsınız, Zengin Olamazsınız Sanat Tasarım Fakültesi YTÜ Arama Konferansı

BASINDAN

Basında Yıldız

102

yıldızlarnisan/14

7


egitim

Rektör İsmail Yüksek, Akademik Ödül Töreni’nde YTÜ Akademisyenlerine Seslendi

Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim elemanları, başarılı çalışmalarının ödüllendirildiği 2011-2012 Dönemi Akademik Ödül Töreni’nde buluştular. 8

yıldızlarnisan/14

Ar-ge Projeleri, bilimsel projeler ve uluslararası indeks yayınların ödüllendirildiği törende konuşma yapan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. ismail Yüksek, üniversitelerin temel amacının, aklı beslemek, düşünmeyi öğretmek ve düşünce üretmek olduğunu ifade etti. Yüksek, konuşmasında şu hususları dile getirdi: “Üniversiteler her şeye aklın, bilimin ve düşüncenin gözlüğü

ile bakar. Üniversitelerin dünyaya bakan gözleri ise öğretim elemanlarıdır. Dünyayı onların gözleri ile algılar, bilimi onların aklı ile üretir, öğrencileri onların çabasıyla eğitir, topluma onların özverisiyle yön verir. İnsanlığın ihtiyaç duyduğu bilgili, eğitimli, nitelikli insan gücünü yetiştirmenizin yanı sıra bilimsel çalışmalarınızla Üniversitemize ve Ülkemize olan katkınız göz ardı edilemez.


Yaptığınız bilimsel çalışmalar, teknolojiye dönüştürüldüğü zaman toplum, bilimin önemini doğrudan hissetmekte ve bilimi yaşamın bir parçası olarak görmektedir. İçinde bulunduğu koşulları düşünmeden bilim üreten insanlar takdire ve saygıya değerdir. 2012 yılında öğretim elemanlarımızın bilimsel çalışmaları için tahsis ettiğimiz teşvik bütçesini arttırdık. Bu yıl 360 öğretim elemanımıza yaptıkları makaleler ve projeler için yaklaşık 300.000 TL teşvik verdik. Dün itibariyle teşvikleriniz banka hesaplarınıza yatmış bulunmaktadır. Bu konuda bizden desteğini esirgemeyen Vakfımız ve Teknoparkımıza çok teşekkür ederim. Ayrıca, bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde akademik çalışmalara yapacağımız yeni teşvik ve desteklerle ilgili sizlere bilgilendirme yapmıştık. Teşviklerin kapsamını ve çeşitliliğini artırmak için çalışmalarımıza ve arayışlarımıza devam edeceğiz. Yakın bir zamanda açıkladığımız teşvik ve destek listesini yeniden güncelyıldızlarnisan/14

9


egitim

leyerek ayrıntılı bir şekilde sizlerle paylaşacağız. Sizler bizim için çok önemli ve değerlisiniz. Ar-ge üniversitesi olma hedefimize ortak olan öğretim elemanlarımıza destek amacıyla bundan sonra da bütün şartlarımızı zorlayacağımıza konu-

10

yıldızlarnisan/14

sunda sizlere söz veriyorum. Bugün yaptığı yayınlarla ödül almaya hak kazanan değerli öğretim elemanlarımızı gönülden kutlarım. Eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetlerinizde şimdiye kadar göstermiş olduğunuz üstün başarılarınızın

devam edeceğine tüm kalbimle inanıyorum. Üniversitemize değer katan bilimsel çalışmalarınız için değerli öğretim elemanlarımıza teşekkür ederim.” A


haber

YILDIZLILAR MENTORLUK PROJESİ İÇİN BULUŞTU YTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrenci, öğretmen ve mezunları, tecrübelerini, sektör bilgilerini ve tüm deneyimlerini paylaşmak üzere Mentorluk Projesi ile bir araya geldi…

Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencileri, hocaları ve mezunlarının iş birliği ile tasarlanan, mezunları ile öğrencilerinin bir araya gelerek, tecrübelerini, sektör bilgilerini kısacası tüm deneyimlerini paylaşmalarını sağlayan, kariyer gelişimine destek olmayı hedefleyen proje olan Mentorluk Projesi, hayata geçti. YTÜ Rektörü İsmail YÜKSEK, İETT Genel Müdürü Hayri BARAÇLI, Endüstri Mühendisliği Bölüm Hocaları, 60 mezun mentor ve 100 öğrencinin katıldığı kokteyl ile hayata geçen proje, YTÜ de pilot olarak Endüstri Mühendisliği Bölümü ile başladı. Toplamda 140 mentoru ve 200 menteesiyle uygulama geçti. Mentorlardan 80 tanesi mezun olup, 2. 3. ve 4. sınıflardan oluşan 130 mentee ile eşleştirildi. Diğer 60 Mentor ise 4. sınıf olup, 1.sınıflardan oluşan 70 mentee ile eşleştirildi. Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanlığı, Makine Fakültesi Dekanlığı ve Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğünün katkılarıyla hayat bulan proje, fikir

aşamasından, uygulamaya kadar öğrenciler tarafından hazırlandı. A Mentorluk nedir? Mentor; aynı kurumun içinde bulunan, o kurum içinde farklı görevlerde çalışıp tecrübe kazanmış olan, astlarına şirket politikası, kurum gereklilikleri, çalışma stratejileri ve kariyerini yönlendirme konularında tavsiyelerde bulunan yol gösterici kimse olarak tanımlanabilir. YTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü bu proje ile; hem mezunlarıyla iletişimde süreklilik sağlamayı, hem de mezunlarının tecrübelerini, bilgi aktarımlarını mezun olacak öğrencilerle paylaşmaları, çalışmalar ve projeler ile onların gelişimine katkı sağlayarak, aynı üniversitenin aynı bölümünden mezun olmanın ötesinde, yıldızlı aile olabilme kavramını oluşturmayı hedefliyor.

İletişim: YTÜ Mentorluk Projesi Kurucu Proje Lideri Ömer Kemal TANRIKULU Yıldız Teknik Üniversitesi omerkemaltanrikulu@gmail.com yıldızlarnisan/14

11


egitim

Yıldız Teknik Üniversitesi’nin En İyileri Ödüllendirildi. YıldızTeknik Üniversitesi 2011 – 2012 Eğitim Öğretim Yılında üniversite, fakülte ve bölüm bazında ilk üçe giren öğrencilerin ödül töreni gerçekleşti. Üniversite Birincisi inşaat Fakültesi’nden İlker Çavdar olurken, ikinci sırada makine mühendisliğinden Gökhan Aydoğan, üçüncü sırada ise yine makine mühendisliğinden Adem Dağçayır yer aldı. Dereceye girenlerin başarı belge ve ödülleri, Rektör İsmail Yüksek;

12

yıldızlarnisan/14

Rektör Yardımcıları Salim Yüce, Turgut Kocatürk ve Yusuf Ayvaz; fakülte dekanları ve bölüm başkanları tarafından verildi. Rektör İsmail Yüksek “marifet iltifata tabidir” diyerek sözlerine başladığı açılış konuşmasında, gençlere “Bu kez size ödev, proje ya da sınav vermek için değil, başarılarınızı ödüllendirmek ve ortak bir sevinci paylaşmak için toplanmış bulunmaktayız. Başarılarınız sizlere açı-

lacak kapıların anahtarı, sunulacak olanakların kaynağı olacaktır. Çalışmaya devam edin ve başarının iyi ahlak ve dürüstlükle taçlanmadıkça hiçbir anlam ifade etmediğini unutmayın. Göreceksiniz uzun dönemde kazanan hep siz olacaksınız diye seslenirken öğrenci anne ve babalarına da şu şekilde hitap etti: “Peygamber Efendimiz “Evlat kokusu, cennet kokusudur” diye buyurmuştur. Bugün, cennet kokuları-


nızın mutluluğunu paylaşmak için buradasınız. Sağlıklı bir toplum ve mutlu yarınlar oluşturmak için sahip olduğumuz en değerli varlıklarımız çocuklarımızdır. Bu nedenle, çocuklarımızı Hakka ve Hayra yöneltmek ülkeler ve toplumların en temel sorumlulukları olmalıdır. Sizlerin duygularınızın, her zamankinden çok daha farklı olduğunu biliyoruz. Emek verdiğiniz, özenle ve zorluklarla, bazen de kaygı duyarak yetiştirdiğiniz evlatlarınızın başarılarına tanıklık etme vakti geldi. Evlatlarınız, elde ettik-

leri başarılarla gerek hocalarının gerekse sizin emeklerinizin boşa gitmediğini hepimize ispatladılar. Eserlerinizle gurur duyabilirsiniz”. Rektör Yüksek’in konuşmasının sonunda öğrencilerinden, anne ve babaları başta olmak üzere başarılarında emeği geçen herkesi alkışlamalarını istemesi, salonda coşku dolu dakikalar yaşanmasına neden oldu. Dereceye giren öğrenciler, bölümleriyle ilgili odalar tarafından da ödüllendirildi. A

yıldızlarnisan/14 13


etkinlik

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, YILDIZ’A YAKIŞIR TÖRENLE ANILDI Büyük Önder Atatürk, vefatının 74. Yılında Yıldız Teknik Üniversitesinde düzenlenen resmi törenin ardından, “Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar Konseri “ile anıldı…

14

yıldızlarnisan/14


Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. - Mustafa Kemal Atatürk

Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, vefatının 74. yılında Yıldız Teknik Üniversitesinde düzenlenen bir dizi etkinlikle anıldı. Yıldız Teknik Üniversitesi, Yıldız Kampüsü’nde Atatürk Büstüne çelenk koyma, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’mızın okunmasıyla başlayan törende, Rektör İsmail Yüksek, Atatürk’ün mirasına olan minnettarlığını ifade ettiği konuşmasında özetle şunları söyledi: “Uygarlık yolunda ilerlediğimiz bu yüzyılda ileriyi görebilen ve daha ileriye gitmeyi amaçlayan yeni nesiller yetiştirmek,

Mustafa Kemal’i düşünebilmenin ilk adımıdır. Ülkemizin en zor anında bile düşünüp, ortaya koyduğu milli hedef ve stratejilerin hatırlanması, bu tür çabaların anlam ve değerinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Sadece 10 Kasım’lar değil, düşünce ufkumuzda Atatürk’ün mücadele azmi, bizlere yüklediği sorumluluklar ve gösterdiği hedefler, asla unutulmamalıdır.” Prof. Dr. İsmail Yüksek’in ardından, YTÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ercan KARAKOÇ’un “Büyük Önderimiz Atatürk” adlı konuşmasında Atatürk’ü anlattı.

Daha sonra yine Yıldız Teknik Üniversitesi akademisyenlerinden kemençede; Yrd. Doç. Dr. Aslıhan ERUZUN ÖZEL, Soprano; Yrd. Doç. Dr. Nesibe Özgül TURGAY, Tanbur; Muhammed Enes KUZU’nun tarafıncan icra edilen Atatürk’ün sevdiği şarkılar konseri duygu dolu anlar yaşanmasına neden oldu. Havada Bulut Yok Acep Nedendir, Yanık Ömer, Cana Rakibi Handan Edersin, Fikrimin İnce Gülü gibi eserlerin icra edildiği konser Rektör Yüksek ile salonu dolduran diğer akademisyen ve öğrenciler tarafından ayakta alkışlandı. A

yıldızlarnisan/14

15


egitim

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ AR-GE VE İNOVASYONDA Türkiye’nin geleceği olan teknolojik bağımsızlık ve AR-GE konusunda Warwick Üniversitesi ile işbirliği yapan YTÜ, ilk “Endüstriyel Ar&Ge ve Teknoloji Yönetimi Sertifika Programı” öğrencilerini aldı…

Türkiye’nin en önemli ihtiyaçlarından olan üniversite-sanayi işbirliği konusunda örnek çalışmalarıyla gündemde olan Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), Türkiye’nin sanayi ve ekonomi alanındaki gelişiminin temel kaynağı gözüyle bakılan teknolojik bağımsızlık ve gelişim konusunda dev bir adım attı.

16

yıldızlarnisan/14


YTÜ’nün, dünyanın ÜniversiteSanayi işbirliği konusundaki lider üniversitesi Warwick Üniversitesi ile yaptığı işbirliği dahilindeki “Endüstriyel Ar&Ge ve Teknoloji Yönetimi Sertifika Programı” Rektör İsmail Yüksek’in de katıldığı açılış töreninin ardından start aldı. Yıldız Teknik Üniversitesi, War-

wick Üniversitesi, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı ve Yıldız Teknoparkı arasında yapılan dörtlü protokolle hayata geçen programın açılış töreninde konuşan YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Türkiye’nin geleceğinin yerli teknoloji üretmekte olduğunu, bunun da Ar-Ge ve İnovasyon çalışmaları ile mümkün olduğunu belirtti. Rektör Yüksek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Piyasalardaki özel firmaların artması nedeniyle oluşan rekabet özellikle son 10 yılda, Türkiye’nin Ar-Ge çalışmaları ile buluşmasını tetikledi. AR-Ge Çalışmaları ise yetişmiş, Bilimin esasları ve piyasayı bilen yetişmiş elemanla mümkün. 2013 Türkiye’sinde gelişmiş bir Türkiye için iki temel unsur; Sanayi kuruluşlarının Ar-Ge’ye verdiği önem ve Ar-Ge departmanlarında çalışacak nitelikli eleman sayısıdır”. “Endüstriyel Ar&Ge ve Teknoloji Yönetimi Sertifika Programı”nın ilk öğrencilerinin, önemli bir sorumluluk üstlendiğini ifade eden Rektör Yüksek, “Türkiye’nin geleceği olacak bu projede uluslararası arenada başarılı olabilmemiz için, size önemli sorumluluk düşüyor. Türkiye’nin bu konudaki başarısı üniversitemize, üniversitemizin başarılı olması da sizin başarınıza bağlı” dedi.

Sertifika programının içeriği

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), University of Warwick ve Warwick Manufacturing Group (WMG) işbirliği ile TC Bilim ve Teknoloji Bakanlığı destekleriyle öncelikli olarak Ar-Ge merkezleri, Teknoloji Bölgeleri, teknoloji şirketleri, çalışanları ve bu gibi şirketlerde çalışmayı planlayan yeni mezunlar için lisansüstü eğitim programı düzenlendi. Daha önce Türkiye’nin birçok

önemli üniversitesinin hayata geçirmeye çalıştığı, Warwick Universitesi tarafından İngiltere’de uygulanmakta olan proje, Warwick Universitesi öğretim görevlileri tarafından Beşiktaş-Yıldız YTÜ kampüsünde verilecek. Warwick Üniversitesi (WMG), üniversite-sanayi işbirliği konusunda geliştirdiği çok başarılı modelle, kraliçenin eğitimde başarı ödülünü (The Queen’s anniversary prices for Higher and Fürther Education) kazanmış ve İngiltere hükümetinin yabancı devlet büyüklerine gezdirdiği önemli bir başarı merkezi olmuştur. Günümüzde Ar-Ge merkezlerinin ve Ar-Ge yapan şirketlerin en önemli ihtiyacı, nitelikli Ar-Ge elemanı ve yöneticileridir. Endüstriyel Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi Sertifika Programı, Ar-Ge merkezi elemanlarının, çalışırken Ar-Ge eğitimi almalarını ve bu eğitimin, kendi dallarında proje yapmalarına ve başarı ile tamamlayacakları bölümlerden toplayacakları kredileri, master ve doktora programlarına taşıyabilecekleri bir eğitim programıdır. University of Warwick endüstriye hizmet eden bir birim olarak kurduğu Warwick Manufacturing Group (WMG) ile ÜniversiteSanayi işbirliğinde dünyaca bilinen çok başarılı bir model geliştirmiştir. Sanayi için başarılı mühendis yetiştirmede öncü olan YTÜ, Bakanlığımızın desteklediği bu eğitim programıyla devletimizin verdiği Ar-Ge teşviklerinin hedefe ulaşmasında ve sanayimizin gelişmesinde yardımcı olacağına inanmaktadır.

Programın teknik detayları:

Endüstriyel Ar&Ge ve Teknoloji Yönetimi Sertifika Programı, ArGe yöneticilerinin önerisiyle, Çarşamba günü başlayıp Pazar günü yıldızlarnisan/14

17


egitim

bitecek şekilde tasarlanmıştır. Mali Analiz ve Kontrol SisProgramda modüler sistem uy- temleri (Financial Analysis & gulanmaktadır ve her bir modü- Control Systems) lü başarıyla tamamlayabilmek Yenilik (Innovation) için 5’er gün 40’ar saatlik derslere katılım ve sonrasında alınan Seçmeli Modüller: modül ve çalışılan işyeriyle ilgili Ürün Tasarımı ve Geliştirme 4.000 – 5.000 kelimelik bir proje Yönetimi (Project Design & Deçalışması yapılacaktır. Sertifikaya velopment Management) hak kazanabilmek için 4 zorunlu Değişimin Yönetimi (Mana2 seçmeli modülü başarıyla ta- gement of Change) mamlamak gerekmektedir. Her Şifre sistemi ve Veri Koruma modül yaklaşık 8 hafta sürecek (Cryptosystems and data protecve sertifika programı 12 ayda tion) tamamlanacaktır. Modüller aşaSanayi için operasyon strağıdaki gibidir. tejileri (Operation Strategy for Industry) Zorunlu Modüller: Tedarik zinciri yönetimi (Supply Teknoloji Yönetimi (Techno- chain management) Programlar İngilizce olarak, logy Management) Proje Planlama, Yönetim ve Warwick Üniversitesi öğretim Kontrol (Project Planning and görevlileri tarafından YTÜ BeşikManagement) taş kampüsünde yapılacak ve ilk

18

yıldızlarnisan/14

ders yılı 7 Kasım 2012 tarihinde başlayacaktır. 6 modülü başarıyla tamamlayan katılımcılar, Warwick lisansüstü Endüstriyel Ar&Ge ve Teknoloji Yönetimi sertifikasına hak kazanacaktır. Warwick Üniversitesi tarafından düzenlenecek bu sertifika uluslararası geçerliliğe sahip olacaktır. Sertifikaya hak kazananlar, ayrıca 3 seçimlik modül ve tez yazarak University of Warwick master diplomasını alabileceklerdir. Sertifika programlarında kazanılan krediler istenirse University of Warwick, İngiltere’deki uygun master ve doktora programlarına transfer edilebilecektir. Programla ilgili detaylı bilgi warwick.yildiz.edu.tr sitesinden elde edilebilir. A


haber

YTÜ’DE ÖĞRENCİ – SEKTÖR BULUŞMALARI “Sadece Derse Girerek Mühendis Olunmaz” diyenler Sektörün En Bilinen Öğrenci Etkinliğinde buluştu… Yıldız Teknik Üniversitesi YTÜ IEEE Öğrenci Kulübü, köklü etkinliği “RLC GÜNLERİ” ile öğrencilerle sektörü dokuzuncu kez bir araya getirdi. Sektörün en çok bilinen öğrenci etkinliği olma özelliğini taşıyan ve elektrik-elektronik sektörünün mercek altına alındığı RLC Günleri’nde aynı zamanda enerji, otomasyon ve otomotiv sektörleri de incelendi. RLC Günleri 2005 yılında ’’Elektronik Günleri’’ adı altında “Sadece Derse Girerek Mühendis Olunmaz” sloganı ile başladı ve zamanla elektrik, elektronik, otomasyon sistemleri ve bilişim alanlarını da inceleyen geniş kapsamlı bir etkinlik haline geldi. Geçtiğimiz sekiz yıl katılımcı kitlesiyle birlikte profesyonelleşen bir yapıya sahip olan RLC Günleri, öğrenci, firma ve akademisyen işbirliğine olanak sağlaması bakımından çok önemli bir yere sahip. Öğrencilerin, elektrik-elektronik sektörü ile ilgili merak ettikleri sorulara cevap bulabildikleri, üniversite-sanayi işbirliğine katkıda bulunan etkinlik, öğrencileri sektörün dünü, bugünü ve yarını hakkında bilgilendirirken, sektör için daha kaliteli ve bilinçli bireylerin yetişmesine katkıda bulundu. Etkinlik bünyesinde gerçekleştirilen özel oturumlarla elektrik, elektronik, otomasyon, enerji vb. sektörler ile üniversitenin karşılıklı olarak birbirlerinden beklentilerinin tartışıldığı bir platform oluşturuldu. ABB, AE ARMAELEKTROPANÇ, ARÇELİK, B/S/H, EAE, ELEKTRA, FESTO A.Ş,OBO BETTERMANN, PELSAN AYDINLATMA, PHOENIX CONTACT, SCHNEIDER ELECT-

RIC, SIEMENS, TEKFEN ENDÜSTRİ ve TİCARET A.Ş,TOYOTA , VİKO gibi sektörün önemli firmalarının yanı sıra AGİD, ATMK, ENOSAD, EPDK ,GENSED,TÜRKOTED,RESSİAD gibi dernekler de RLC Günleri’ ne katılımcı ve sponsor olarak destek verdiler.


sanayi

TÜRKİYE’NİN İLK DENİZ TEKNOPARKI KURULUYOR Türkiye’nin ilk ve tek Denizcilik İhtisas Teknoparkı, Yıldız Teknik Üniversitesi, GİSBİR ve GİSAŞ işbirlikleri ile gemi sanayinin kalbi olan Tuzla’da kuruluyor… Yıldız Teknik Üniversitesi bir ilke imza atarak denizcilik sektörü için Ar-Ge çalışmaları yürütmek amacıyla deniz sanayinin içine teknopark kuruyor. Tuzla’da GİSAŞ ve GİSPİR işbirliği ile hayata geçirilecek proje dahilindeki Teknoparkta, aynı ortamda çalışma imkanı bulan tersane mühendisleri, akademisyenlerin desteğini de alarak sektörün dünya tersanelerine karşı rekabet gücünü artıracaklar. Geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili bir araya gelerek basına, konuyla ilgili ilk açıklamaları yapan YTÜ Akademisyenleri ve deniz sektörünün 20

yıldızlarnisan/14

önde gelen isimleri, Denizcilik Teknoparkı projesi ile sağlanacak faydaları değerlendirirlerken, komisyonlar belirleyip, yol haritası çizdiler. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’in de katılımıyla gerçekleşen toplantıda, GİSBİR ve YTÜ’den 4’er kişi olmak üzere toplam 8 kişiden oluşan proje takip ekibi kurularak, YTÜ Akademisyenlerinden Tamer Yılmaz koordinatörlüğünde çalışmalara başladı. Rektör İsmail Yüksek “Teknik anlamda kariyer ve kalitesini ispatlamış olan üniversitemizin, kariyerini denizcilik sektörünün hizmetine

sunduğu bu çalışmalar sonunda, kazanan hiç şüphesiz Türkiye ve Denizcilik Sanayii olacaktır” dediği toplantıda GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran’da “Bizler bu konuda oldukça heyecanlı ve istekliyiz. En kısa zamanda akademisyenlerinizle sektörümüzü biraraya getirmek istiyoruz” dedi. Toplantının ardından GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran tarafından YTÜ Rektörü İsmail Yüksek’e, Yüksek de Kıran’a günün anısına bir plaket takdim etti.


BİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran tarafından YTÜ Rektörü İsmail Yüksek’e, Yüksek de Kıran’a günün anısına bir hediye takdim etti.

YTÜ Teknopark A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tamer Yılmaz, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Gemi İnşa Sanayicileri Birliği işbirliğiyle hayata geçirilen Denizcilik Teknoparkı’nı anlattı: “DENİZCİLİK TEKNOPARKI”

• Araştırmacı ve vasıflı kişilere is imkânı oluşturmak, teknoloji transferine yardımcı olmak ve Teknoparkların ve Teknoloji yüksek ve/veya ileri teknoloji sağTransfer Merkezlerinin layacak yabancı sermayenin ülkeAmacı ye girişini hızlandırmak, amaçlarını gütmektedir. • Teknoparklar Üniversiteler Bunların yanı sıra özellikle Tekile sanayinin işbirliğini sağlamak noparklar bünyesinde bulunan üzere kurulmuş teknoloji geliştir- Teknoloji Transfer Merkezleri, me bölgeleridir. fikri ve sınai mülkiyet haklarının Teknoparklar, (marka, patent, faydalı model, • Ülke sanayisinin uluslararası endüstriyel tasarım, vb.) koruma düzeyde rekabet edebilmesi ve altına alınacağı kalıcı bir altyapıyı ihracata yönelik bir yapıya kavuş- oluştururlar. Bunun için uzman turulmasını sağlamak amacıyla kurumların, hukukçuların, lisansTeknolojik bilgi üretmek ve bunu lama ve pazar araştırma konulaticarileştirmek rında deneyimli profesyonellerin • Üründe ve üretim yöntemle- bir arada koordineli çalışabilecekrinde yenilik geliştirmek, ürün ka- leri bir sistem kurarak üniversite litesi ve standardını yükseltmek ve sanayi kuruluşlarında teknoloji • Verimliliği attırmak ve üretim transfer süreçlerini biçimlendiren maliyetlerini düşümek ve güvence altına alan düzenle• Teknoloji yoğun üretim ve gi- me ile kuruluşların uzun vadede rişimciliği desteklemek, küçük ve rekabetçi ve kârlı konumlarını koorta ölçekli sanayicilerin yeni ve rumalarına destek olurlar ileri teknolojilere uyumunu sağTeknoloji Transfer Merkezleri lamak, üniversite – sanayi işbirliğini sağ-

layacak projelerin yürütülmesini ve girişimci şirketlerin kurulmasını, kurulan şirketlerin kâr edinceye kadar desteklenmesini sağlayan destekler üretirler.

NEDEN DENİZCİLK TEKNOPARKI? Ülkemiz gemi inşa sanayi ve denizcilik sektörü üniversiteleri ve sanayicisi ile çok önemli bir bilgi birikimi ve tecrübeye sahiptir. Tuzla tersaneler bölgesi dünyada gemi inşaatı sanayinin marka olduğu bir bölge konumundadır. Savunma sanayi projelerinin yoğunlaşması ve Milli gemi, milli pervane gibi teknoloji yoğun projelerin artmasıyla birlikte üniversite sanayi işbirlikleri önemli bir aşamaya gelmiştir. Denizcilik sektöründe üniversite sanayi işbirliğinin çatısını oluşturan bir denizcilik ihtisas teknoparkı oluşumuyla ilgili atmosferik şartlar oluşmuş ve ilk ihtisas teknoparkı yıldızlarnisan/14

21


sanayi oluşturulması için taraflar görüşmeye başlamıştır. Denizcilik İhtisas Teknoparkının kurulması hem sektöre hem de ülkeye önemli teknik ve ekonomik katkılar sağlayacaktır. Türkiye’de ilk olacak böyle bir oluşum inovasyonu öne çıkararak sektörün rekabet gücünü artıracaktır. Denizcilik teknoparkının verimli bir şekilde oluşabilmesi için doğru bir zemine oturması gerekir. Sanayici tarafında Tersanecileri temsilen Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) ve Başarılı bir teknopark modeli olan ve köklü bir Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesine sahip Yıldız Teknik Üniversitesi bu modele öncülük etmektedir. Modelin daha sağlıklı ve güçlü olması için İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı Fakültesi, Gemi Yan Sanayicileri ve sanayinin düzenleyicisi konumundaki Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı da bu oluşumun içinde etkin bir şekilde bulunmalıdır. 04 Aralık 2012 tarihinde “Denizcilik İhtisas Teknoparkı” kurulması ile ilgili olarak YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail YÜKSEK, GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat KIRAN biraraya gelerek süreçle ilgili yol haritasını belirlemişlerdir. Buna göre öncelikle GİSBİR’e tahsis edilen Tuzla’daki bir arazi teknopark bölgesi ilan edilmek üzere yapılandırılacaktır. Daha sonra İlgili aktörlerin sürece dahil edilmesi için bir yönetim modeli geliştirilecektir. Bu model YTÜ teknoparkının bir şubesi olabileceği gibi yeni bir teknopark kurulması şeklinde de olabilecektir. Modelin en önemli özelliği Üniversite Kampüsü dışındaki ilk ihtisas teknoparkı olmasıdır. Böylece üniversite sanayiciye ulaşmış onun bulunduğu çalışma şartlarının içine girmiş olacaktır. KOBİ ölçeğindeki 22

yıldızlarnisan/14

personelin ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısı (her bir çalışan için 5 yıl süre ile) Maliye Bakanlığı bütçesinden karşılanmaktadır.

ve az sayıda ar-ge elmanı çalıştıran sanayici de sektörünün içinde arge çalışmalarını yürütme imkânı bulacaktır. Yapılan ön değerlendirmelerde yaklaşık 10.000 m2 kapalı bir alanla başlayacak olan teknoparkın 2013 yılı sonunda hayata geçmesi hedeflenmektedir. Beş yıl içinde 20.000 m2 kapalı alanla yaklaşık 2000 ar-ge mühendisinin çalıştığı ve 100 öğretim üyesinin sanayici ile projeler yürüttüğü teknoloji transferinin gerçekleştiği, şirketleşme ve girişimciliğin desteklendiği önemli bir merkez olacaktır.

TEKNOPARKLARDAKİ AVANTAJLAR

•Bölgede yer alan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bölgedeki yazılım ve Ar-Ge’ ye dayalı üretim faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları, Gelir ve Kurumlar vergisinden müstesnadır. •Bölgede faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir ve kurumlar vergisinden istisna bulunduğu sure içinde münhasıran bu bölgelerde ürettikleri ve sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı seklindeki teslim ve hizmetleri katma değer vergisinden müstesnadır. • 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun Geçici 2’nci Maddesi uyarınca ücretleri Gelir Vergisinden istisna edilen

Öğretim Elemanlarına Sağlanan Avantajlar

Ayrıca, öğretim elemanları, üniversite yönetim kurulunun izni ile yaptıkları araştırmaların sonuçlarını ticarileştirmek amacı ile teknoloji geliştirme bölgelerinde; •Şirket kurabilir, •Kurulu bir şirkete ortak olabilir ve/veya bu şirketlerin yönetiminde görev alabilirler •Bölgelerde görevlendirilen öğretim üyelerinin Bölgede elde edecekleri gelirler üniversite döner sermaye kapsamı dışında tutulmaktadır.

Denizcilik Teknoparkında Hangi Firmalar Yer Alacaktır

•Dizayn bürolar, tersanelerin tasarım ve Ar-Ge faaliyetlerini yürüten birimleri •İnovasyona yönelik Ar-Ge yapan Gemi ve denizcilik yan sanayi firmaları •Sektörel yazılım firmaları •Ar-Ge faaliyetinde bulunan tüm firmalar, sektörel firmalar öncelikli yer alır •TÜBİTAK vb. kuruşlar tarafından Ar-Ge projeleri desteklenen firmalar •Klas Kuruluşlarının ar-ge birimleri A


23


teknoloji

YTÜ TEKNOLOJİ TRASNFER OFİSİ KURULDU Yıldız Teknopark Teknoloji Transfer Ofisi, tüm girişimci, araştırmacı ve projeci öğrencileri, akademisyenleri ve sanayicileri işbirliğine davet ediyor…

Ar-Ge, İnovasyon ve ÜniversiteSanayi İşbirliğinin Önemi konularındaki farkındalık son yıllarda giderek artmaktadır. Akademik dünyanın ve sanayinin yarınlarda var olabilmesi ve gittikçe küreselleşen dünyada süregiden yarışı devam ettirebilmesi için bu iki gücün bir araya getirilmesinin zorunluluk olduğu tüm taraflarca kavranmıştır. Montaj, lisanslı imalat ve tersine mühendislikle imalat ülkeleri belli bir yere kadar getirebilir. Nitekim ülkemiz, güçlü imalat sanayii ile önemli bir kalkınmışlık seviyesine 24

yıldızlarnisan/14

gelmiştir. Ancak küresel rekabette oyuncular öyle kuvvetlenmiş, öyle sayıca artmıştır ki artık bunlara karşı durabilmenin, ayakta kalabilmenin yegâne çaresi, pazara kendi araştırma, tasarım, geliştirme, yenileme ve üretim yetenekleriyle markalaşan ürün, çözüm ve hizmetler sunmak olmalıdır. Böylece sağlanacak Ar-Ge ve inovasyona dayalı sürdürülebilir kalkınmanın belkemiğini Üniversite-Sanayi işbirliği oluşturur. Ülkemizin kalkınma planlarında da inovasyon faaliyetlerinin hızlanması gerektiği,

üniversite ve sanayiciyi ortak platformlarda bir araya getirecek teknoloji transfer mekanizmalarının geliştirilmesi ve bilgiye erişimin kolaylaştırılması hususları ön plana çıkarılmıştır. Bu konuda yapılacak farkındalık faaliyetleriyle kurulac ak etkin işbirlikleri sayesinde ortaya çıkacak yenilikçi yaklaşımlarla verimlilik artacak, dışa bağımlılık azalacak, ekonomik büyüme ve gelişmenin ve buna bağlı olarak refah seviyesinin yükselmesi sağlanacaktır.


TTO kurucuları: Soldan, Dr. G. Yücesan, Dr. C. Kaya, Dr. Z. Işık, Dr. T. Yılmaz (TTO Koordinatörü), Dr. Ö.Ü. Çolak, Dr. Ş.N. Engin – TTO Yıldız Binası

bir kavram olarak, Teknoparkların etkinliğini arttırmak ve üniversitesanayi arasındaki teknoloji paylaşımını hızlandırmak için bu halkaya Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) dâhil edilmiştir. YTÜ Teknopark TTO, üniversitemizin araştırma ve geliştirme alt yapısını güçlendirmek, proje yapma kültür ve kapasitesini arttırmak, üniversitede araştırma yapan öğretim elemanlarının ve öğrencilerin araştırma projelerine destek sağlayan ulusal/uluslararası kurumların kaynaklarından en verimli biçimde faydalanabilmelerini sağlamak, üniversite-sanayi işbirliğini koordine etmek amacıyla kurulmuştur. YTÜ Teknopark TTO’nun stratejik vizyonu, bilim ve teknoloji alaBu gelişmelerin en yoğun yaşan- nında ülkemizin önde gelen kurumdığı yerler, Üniversite bünyelerinde larından biri olan Üniversitemizde, kurulan Teknoloji Geliştirme Bölge- var olan araştırma potansiyelinin si olarak adlandırılan Teknopark- daha etkin kullanılmasına katkıda lardır. Oldukça yeni sayılabilecek bulunarak öğretim elemanlarımıSöz konusu amaçlar doğrultusunda, TÜBİTAK ve Bakanlıklar bünyesindeki ulusal araştırma fonları ve Avrupa Birliği uhdesinde bulunan araştırma fonları Türkiye’deki akademik araştırmalara ve Ar-Ge projelerine finansal destek kaynağı olmaktadır. Bu araştırma fonları içerisinde bulunan birçok çağrı altında, temel akademik araştırmalar ve ticari ürünlerin geliştirilmesine yönelik üniversite-sanayi ortaklıkları teşvik edilmektedir. Sektörün iş gücü ihtiyacını karşılayacak insan kaynağının sağlanması, sanayinin bilgi altyapısı geliştirilirken, üniversitelerimizin de Ar-Ge altyapısının iyileştirilmesi bu teşviklerin ana amaçları arasındadır.

zın ulusal ve uluslararası başarılara imza atmalarını sağlamaktır. İstanbul ilinde yerleşik olmakla birlikte Marmara Bölgesi ve tüm Türkiye’ye hizmet verecek olan YTÜ Teknopark TTO, öncelikli olarak Enerji, Makine İmalat, ElektrikElektronik, Bilişim, Malzeme, Kimya, Nanoteknoloji, Gıda, Çevre, İnşaat, Mimarlık ve Şehircilik, Ulaşım ve Haberleşme, Otomotiv, Biyoteknoloji ve Denizcilik alanlarında hizmet vermeyi planlamaktadır. Sanayi sektörünün il temelli ihtiyaç ve sorunları arasında rekabet gücü, verimlilik, girdi maliyetleri, kaynak yaratamama gibi kurumsal nedenlerin yanı sıra kentleşme (kentsel dönüşüm), çevre, enerji tüketimi, ulaşım, turizm (kıyı alanlarının kullanımı) gibi kentsel sorunlar sayılabilir. Bunların yanı sıra özellikle KOBİ’lerin karşılaştığı, yıldızlarnisan/14

25


teknoloji

.Patent ve faydalı model başvu-

ru ve uygulamaları,

.Ar-Ge

kullanımı,

ve Ür-Ge desteklerinin

.

Marka oluşturma ve desteklerden faydalanmak için gerekli işletmelerde bürokrasinin fazla olması gibi sorunların çözümüne yönelik çalışmalar ve bunlar için gerekli profesyonel destek YTÜ Teknopark TTO tarafından sağlanacaktır. Stratejik Planlama çalışmalarını bu doğrultuda Ar-Ge/inovasyon ve üniversite-sanayi işbirliği odaklı yeniden yapılandıran Yıldız Teknik Üniversitesi, benzer yaklaşımın tüm alt birimlerinde yaygınlaşarak kurumsallaşması yönünde çalışmalarını sürdürmektedir. Üniversitenin liderliği, güçlü desteği ve sorumluluğun-

26

yıldızlarnisan/14

da, yenilikçi ve girişimci üniversite şunlardır: misyonu kapsamında, YTÜ TeknoFarkındalık, tanıtım, bilgipark TTO; adaptif, esnek, özerk, arayüz olmayı iyi beceren, güven veren, lendirme ve eğitim hizmetleri her iki tarafı çok iyi anlayabilen niteDestek programlarından yalikli, becerikli insan kaynağına sahip rarlanmaya yönelik hizmetler olmaya büyük önem vermektedir. Proje geliştirme/yönetim hizMezunların girişimci öğrenciler metleri (üniversite sanayi işbirliği ile birlikte olabilecekleri ortamlar hizmetleri) oluşturularak “mentorluk” ve rehFikri Sınai Mülkiyet Hakları berlik hizmetleri öne çıkarılacaktır. (FSMH) Yönetimi ve Lisanslama HizYTÜ Teknopark TTO tarafından yürütülen faaliyetler hem bilginin metleri paylaşımını arttıracak hem de uzun Şirketleşme ve Girişimcilik Hizvadede ülke çıkarlarına fayda sağ- metleri layacak biçimde en doğru teknoloji Yıldız Teknopark Teknoloji transferinin ortak akıl doğrultusunda araştırmacı ve sanayici arasında Transfer Ofisi, tüm girişimci, araştırköprü kurmasını sağlayacaktır. Bu macı ve projeci öğrencileri, akadebağlamda YTÜ Teknopark TTO’da misyenleri ve sanayicileri işbirliğine modül bazında bir yapılanma kurul- davet etmektedir. A muştur. Hizmet verilecek modüller

.

.

. . . .


etkinlik

ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ ZİRVESİ Rektör Yüksek, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın düzenlediği “Üniversite Sanayi İşbirliği Zirvesi”nde Üniversite rektörleri adına konuşma yaptı. Bu yıl bilim,sanayi ve teknoloji bakanlığı tarafından ilki düzenlenen “Üniversite Sanayi İşbirliği Zirvesi”nde YTÜ rektörü sayın Prof. Dr. İsmail YÜKSEK, “Üniversite Sanayi İşbirliğinde 2023’e Doğru” konulu panelde tüm rektörler adına konuşma yaptı. YÜKSEK konuşmasında, üniversite sanayi işbirliğinin önemini vurgulayarak; ülkemizin 2023 vizyonunda önemli bir yeri olan sanayinin, üniversitelerle işbirliği ile ülkemizin bu hedeflerini daha iyi yakalayacağını kaydetti. Zirve’ye, Bilim Sanayi ve Teknoloji BakanıNihat Ergün, YÖK Başkanı Prof. Dr.Gökhan Çetinsaya ve

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak konuşmacı olarak katıldı. Ardında düzenlenen panelde, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nazif Zorlu, Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Sedat Güldoğan, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek ve Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu ile birlikte panelist olan Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, üniversite-sanayi işbirliğine yönelik paylaşımda bulundu. A

yıldızlarnisan/14

27


haber

YTÜ’DEN HİDROJEN VE GÜNEŞ ENERJİSİ İLE ÇALIŞAN TEKNE Geçtiğimiz günlerde, otomobil ve deniz araçlarına dolum yapabilen hidrojen dolum tesisinin açılışına, YTÜ tarafından yapılan “Hidrojen ve Güneş Enerjisi ile çalışan tekne” damgasını vurdu…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve UNIDO-ICHET işbirliğiyle hizmete açılan Türkiye’nin ilk hidrojen dolum istasyonunun açılışı İBB Başkanı Kadir Topbaş tarafından yapıldı. Otomobil ve deniz araçlarına dolum yapabilen tesisinin açılışında, Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından yapılan “Hidrojen ve Güneş Enerjisi ile çalışan tekne” ilk kez hidrojen dolumu yapılan deniz taşıtı oldu. Başkan Kadir Topbaş, Türkiye’de ilk defa sadece otomobillere değil, deniz araçlarına da dolum yapabilecek hidrojen dolum tesisinin açılışında, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin hem güneş hem de hidrojen enerjileriyle çalışan teknesini anlatarak ilk dolumu gerçekleştirdi. Öğrenci projeleri kapsamında gerçekleştirilen tekne, 8.5 kW’lık bir yakıt pili ve 1.1 kW güneş panellerinden enerjisini alarak elektrik motoru ile sevk edilmekte. A 28

yıldızlarnisan/14


YILDIZLILARA ANKARA’DA 5 YILDIZLI HUZUREVİ YTÜ Vakfı Ankara Şubesi, yeni bir sosyal projeye daha imza atarak, Ankara’da huzurevi çalışmalarına başladı.

Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı, yeni bir sosyal projeye daha imza attı. Yıllar öncesinde tasarlanan, yaşlı mezunlarımızın ihtiyaç duyduğu önemli projeyi gerçekleştirmek amacıyla, TOKİ’den toplam 24000m2 olan iki adet arsa satın alan YTÜ Vakfı Ankara Şubesi, Ankara’da yapılacak huzurevi çalışmalarına başladı. Arsa temini konusunda, YTÜ Vakfı Kurucu Başkan Vekili, Sanayi ve Teknoloji Eski Bakanı Ali Coşkun ile Vakıf Ankara Şube Başkanı Ahmet Sarıgül tarafından, YTÜ Mezunu olan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar makamında ziyaret edildi.

Ziyarette, Erdoğan Bayraktar’a Yıldız Teknik Üniversitesi 100. kuruluş yılı anısına hazırlatılmış özel bir hediye ile diploma sunuldu. İhtiyaç olunan arsaların temini ve bedelinin bir kısmının bağışlarla sağlanması hususunda söz alındı. TOKİ’de görevli yıldızlıların da ilgilenmeleriyle imar planında yer alan ÖZEL SAĞLIK KURULUŞU VE HUZUREVİ arsaları temin edildi. Avan proje çalışmaları hızla sürdürülmekte, inşaat için gerekli kaynak temini çalışmalarına devam edilmektedir. Gerek fiziki gerekse hizmet kalitesi itibariyle Ankara ve Türkiyede marka oluşturulmaya çalışılmaktadır. A yıldızlarnisan/14

29


sosyal sorumluluk

Yüksek: KALKINMANIN YOLU ANNELERDEN GEÇER.

YILDIZ TEKNİK EZBER BOZDU Esenler Belediyesi ile Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) işbirliğinde hayata geçirilen Anne Üniversitesi’nin mezuniyet törenine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin kapılarını halka açarak ezber bozduğunu söyledi.

Kapılarını halka açan Yıldız Teknik Üniversitesi, Esenler Belediyesi işbirliği ile gerçekleşen Anne Üniversitesinin ilk mezunlarını verdi. Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan konuşmasında, kapılarını halka açarak hayatın her alanında eğitim veren YTÜ Yönetimine teşekkür etti… 30

yıldızlarnisan/14


Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Avrupa Kültür Başkenti Kongre Merkezi’nde gerçekleşen Anne Üniversitesi I.Dönem Mezuniyet Törenine; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun eşi Gül Mutlu, YTÜ Rektörü İsmail Yüksek, Esenler Kaymakamı Nazım Madenoğlu, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı. Mezuniyet töreni öncesinde Anne Üniversitesi’nden mezun anneler, YTÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi Yard. Doç. Dr. Gonca Zeren’den “Çocukla çocuk olmak” konulu son derslerini Emine Erdoğan’ın katılımıyla birlikte dinlediler. Törende konuşan Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, İnsan hayatında ilk öğretmenin anneleri olduğunu belirttiği konuşmasında, “Bir erkeği eğitirsek bir kişi faydalanır; ama bir anneyi eğitirsek bir toplumu eğitmiş olacağız. Bizim inşa etmek istediğimiz bilgi şehri böylelikle kurulacak” dediği konuşmasında kapılarını Esenlerli Annelere açan YTÜ Rektörü İsmail Yüksek’e teşekkür etti. YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, kadınların eğitimi ve toplumla bütünleşmesi yönünde gerçekleştirilen projelerin umutları artırdığını ifade ettiği konuşmasında, Anne Üniversitesi projesinin de bu yolda atılmış önemli bir adım olduğunu belirterek, annelerin gösterdiği medeni cesaretin ve performansın her türlü övgünün üzerinde olduğunu söyledi. Prof. Dr. İsmail Yüksek konuşmasına şu cümlelerle devam etti: “Kalkınmış ve gelişmiş bir

toplum olma ideali, kadınlarımız olmadan mümkün değildir. Dolayısıyla kadının olmadığı ya da ihmal edildiği toplumların sağlıklı olması ve gelişim göstermesi düşünülemez. Bu nedenle, kadınlarımızın her koşulda baş tacı edilmeleri ve hak ettikleri saygıyı görmeleri esastır. Bir düşünür “Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın” der. Kadınlarımızın eğitimi, toplumla bütünleşmesi ve istihdamı konusunda Bakanlığımız tarafından planlanan ve gerçekleştirilen projeler gelecek için umudumuzu arttırmaktadır. Bu konuda devletimiz ve sivil toplum örgütlerinin birlikte hareket etmeleri ve üniversitelerin de bu tür projelere destek vermesi büyük önem taşımaktadır. Anne Üniversitesi eğitim projesi bu hedefe ulaşmak için atılmış önemli bir adımdır.” Eğitim esnasında bazı annelerin, “asıl eğitime babaların ih-

tiyacı var” sözlerinin kulağına geldiğini ifade eden Yüksek, “pek haksız sayılmazlar ama kendilerine önemli bir tespiti hatırlatmak istiyorum. “Eğer bir erkeği eğitirsen, sadece bir kişiyi eğitmiş olursun. Ancak, bir kadını eğitirsen, tüm aileyi ve tüm toplumu eğitmiş olursun” dedi. Yıldız Mezunu Annelerin sorumluluğunun daha da arttığını söyleyen Rektör Yüksek, sözlerini şu cümlelerle sonlandırdı: “Çocuklarınıza üniversiteli anneler olarak örnek olmak zorundasınız. Bir Yıldız mezunu olarak, Üniversitenizin kapılarının sizler için ardına kadar açık olduğunu asla aklınızdan çıkarmayın. Esenler Belediye Başkanımıza annelerimizin eğitimi konusunda böyle anlamlı bir projeye öncülük ettiği için çok teşekkür ederim. Tabi Başkanımızın bu hassasiyeti bizi hiç şaşırtmadı. Çünkü, kendisi iyi bir Yıldız mezunudur.”

yıldızlarnisan/14

31


sosyal sorumluluk

Emine Erdoğan: ANNELİK VAZİFESİ NİTELİK KAZANACAK.

B

aşbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan mezuniyet ve kep atma töreninin hemen öncesinde yaptığı konuşmada, Anne Üniversitesi projesine katılan anneleri, etkinliği düzenleyen Esenler Belediyesi’ni ve YTÜ akademisyenlerini tebrik etti. Erdoğan, Üniversitelerin halktan kopuk olmaması yönünde, adeta ezber bozan bir anlayışa sahip olan YTÜ Rektörü İsmail Yüksek’e teşekkür ettiği konuşmasında, Esenler Belediyesi ve YTÜ işbirliğiyle gerçekleştirilen bu eğitim programının anneleri daha sağlıklı, donanımlı ve birikimli hale getireceğini, çocukların da bundan olumlu bir şekilde etkileneceğini belirtti. 32

yıldızlarnisan/14

Türkiye’de bir ilk niteliği taşıyan “Anne Üniversitesi”nin, annelere çocuk yetiştirirken yardımcı olacak bilgiler öğrettiği gibi kendileri için de hayata dair pek çok konuda fayda sağlayacağına inandığını belirten Erdoğan, bu eğitim faaliyetinin gelecek adına önemli ve değerli sonuçlar doğuracağını, tüm belediyelere ve üniversitelere örnek teşkil edeceğini kaydetti. Erdoğan, “Anneler, annelik duygusunu tecrübe ve bilimle ne kadar buluşturabilirlerse, annelik vazifesi de o kadar sağlıklı ve nitelikli olacaktır” diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından Esenler Belediye Başkanı Göksu ve YTÜ Rektörü İsmail Yüksek, günün anısına Erdoğan’a birer hediye takdim ettiler. Tören, diplomalarını Emine Erdoğan’ın elinden alan Anne Üniversitesinin mezunlarının keplerini havaya atmasının ardından sona erdi. A


haber

YETENEK SİZSİNİZ’İN YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İLE SINAVI! okulda kahraman ilan edilmesini sağladı. Özellikle Baran’ın söylediği “Hani burası Yıldız Teknik ya!” sözü okul için adeta bir slogan haline dönüştü.

Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsünde okuyan öğrenciler okuldaki çekimlere alışık olduğu halde, “Yetenek Sizsiniz Türkiye”nin çekimlerindeki kadar şaşırtıcı anlar dikkat çekti. Acun Ilıcalı ve ekibi, 4 farklı çekimle programını yıldızlı öğrencilerle renklendirdi.

Bunun yanı sıra Acun Ilıcalı’nın İstanbul’da sadece Yıldız Teknik’te çekim yaptığını belirtmekte fayda var. Acun Ilıcalı amcasının Yıldız Teknik Üniversitesi’nin eski öğretmenlerinden olduğunu ve bu sebeple Yıldız Teknik Üniversitesi ile farklı bir bağı olduğunu vurgulayan sözleriyle seyircilerden büyük alkış aldı. Seneye tekrar çekim yapmaya gelir mi bilmiyoruz ama gelirse Yetenek Sizsiniz ekibi bu sefer katılacak olan yarışmacıları özel olarak seçecektir. Ee! Ne de olsa burası Yıldız Teknik Üniversitesi. A

Jüri ve yarışmacılar çıkmadan önce Mevlüt Acaroğlu mikrofonu eline aldı ve seyircileri iyice havaya soktu ve yaklaşık bir saat boyunca gerek DJ’lik yaparak gerekse ufak yarışmalar düzenleyerek salondaki enerjiyi oldukça yükseltti. Asıl şov Acun Ilıcalı, Hülya Avşar ve Sergen Yalçın’ın yerlerini almasıyla başladı. Şarkıcılar, dansçılar, sihirbazlar, güç gösterisi ve kumla resim yapanlar, dahiler derken iki gün boyunca çok çeşitli gösteriler izlendi.

HANİ BURASI YILDIZ TEKNİK YA!

Çok beğenilen gösteriler de oldu, hüsrana uğratan gösteriler de. Özellikle Konya’dan katılan matematik öğretmeni Hasan Aksu’nun yaptığı işlemler, sorduğu sorular ve öğrencilerle olan diyaloğu izleyenlerin unutamayacağı anlar yaşamalarına sebep oldu. Hasan Aksu’nun Yıldız Teknik Üniversitesi’nde hazırlık okuyan Baran’la girdiği atışma kendisini zor durumda bırakırken istemeden de olsa Baran’ın yıldızlarnisan/14

33


etkinlik

BU ENGELLİLERDE HAYAT VAR YTÜ öğrencileri tarafından hazırlanan programda Yıldızlı öğrenciler ve engelliler bir araya gelerek, hem farkındalık yaratmak yolunda önemli adımlar attılar, hem de bir arada eğlendiler…

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü 2. Sınıf öğrencileri tarafından hazırlanan 3 Aralık Dünya Engelliler Günü programı renkli görüntülere sahne oldu. Yrd. Doç. Dr. Ş. Gonca Zeren önderliğinde hazırlanan programa katılan İBB Zihinsel Engelliler Mehter Takımı, Yıldızlı öğrenciler tarafından büyük ilgi gördü. İlk olarak YTÜ Davutpaşa Kampüsü Orta Bahçe’de verdikleri konserle büyük alkış alan bu özel mehter takımı, etkinliğin düzenlendiği salondaki canlı, hareketli ve bir o kadar da eğlenceli gösteriyle günün anlam ve önemine dikkat çekti. Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İbrahim Kocabaş “engellilere yönelik önemli çalışmalar yapılsa da, yeterli olmadığı, yeni düzenlemeler için çalışmaların sürdüğünü ifade ettiği” konuşmasında, öğrencilerin böyle bir program düzenleyip, “ Farkına Varalım” dedikleri için çok mutlu olduğunu ifade etti. Down Sendromu Vakfı’nın yöneticisi ve aynı zamanda oyuncu Deniz Özkan’ın babası Erkan Özkan ise konuya bir baba olarak yaklaştı ve konuşmasında özellikle farkına varmanın ötesinde, insanların engelli vatandaşların yaşamına ne kadar dokundu34

yıldızlarnisan/14

ğu irdeledi. Etkinliğe katılan bir diğer önemli isim olan Ampute Futbol Takımı Antrenörü Ahmet Türkcan, Ampute Futbol Takımının başarılarına rağmen, insanların ilgisizliğinden şikayetçi oldu. Üç dünya üçüncülükleri olmalarına rağmen, bunun diğer futbol maçları kadar ilgi uyandırmadığını ifade eden Türkcan, takımından ve takımının neleri başardığından bahsetti. Programın devamında YTÜ Davutpaşa Elektrik Elektronik Fakültesi salonunu bayram yerine çeviren öğrenci ve engelliler hep birlikte çalıp söylediler. Programı düzenleyen YTÜ Öğrencilerinden Fatma, Sümeyye, Ayça ve Şeyda, bu programı yapmaya nasıl karar verdiklerini şu cümlelerle ifade ettiler: Aslında her şey “Özel Eğitim” dersinde verilen bir ödevle başlamıştı. Bu ödevde, engellere rağmen başarıya ulaşmış insanları araştırmamız istenmişti. Neden biz bu araştırdığımız insanları duyurarak herkesle bir şeyler paylaşmıyoruz dedik ve farkındalık kazanma ve kazandırma düşüncesi ile ekipler oluşturarak böyle bir program yapmaya karar verdik. Bu kararımızı destekleyen Eğitim Fakültemize ve her türlü etkinliğimizde bizlere destek olan Rektörümüze teşekkür ederiz. A


etkinlik

YTÜ’DEN EN BÜYÜK EBRU SERGİSİ Bugüne dek Türkiye’de açılmış en büyük ebru sergisini açmaya hazırlanan YTÜ öğrencileri, satışa sunulan eserlerin tüm geliri hayır kurumlarına bağışlayacaklar…

Yıldız Teknik Üniversitesi’nin en aktif kulüplerinden olan Plastik Sanatlar Kulübü, hummalı bir çalışma içerisinde. Kulüp, ebru dünyasında büyük ses getirecek bir organizasyon başlatıyor ve tüm sanatçıları, amatör ruhlu ebrucuları ve sanatseverleri bu etkinlik için destek vermeye davet ediyor. YTÜ öğrencileri Yüzyılımızda tekrar eski şanını kazanan kadim Türk sanatı olan ebrûnun yaşayan bütün ustalarını ve öğrencilerini bir araya getirerek karma bir sergi açacaklar. Serginin fiziksel büyüklüğü ve katılan sanatçı sayısı ise Yıldızlı öğrencilere destek verecek olan sergi salonlarına bağlı. “Daha önce ebru adına dünyada açılan tüm karma sergiler sadece birkaç sanatçının eserlerini kapsıyordu. Ama biz iletişime geçebildiğimiz kadar çok sanatçıdan eser toplamaya çalışıyoruz. Sergi salonu kapasitesince 200 300 hatta 500 sanatkâr ve amatörden eser alınabilir. Sergiye akademik çalışma statüsü kazandıran niteliği ise amatör ruhlu ebruzenlerin de da bu sergide yer bulma şansının olması. Böylelikle usta-çırak ilişkisinde sanatçıların esin kaynakları ve kesiştikleri noktalar tam ve net

olarak gözlemlenebilecek” diye konuşan Kulüp Başkanı Fatih Erdoğmuş, serginin önemine vurgu yaparak sözlerine şöyle devam etti: “Bizim böyle büyük bir etkinliğin altından kalkabilecek bir bütçemiz yok. Tüm sanat dostu firmaları ve iş adamlarını bize destek vermeye davet ediyoruz. Sergilenen nadide eserler sergi sonunda satılarak hayır kurumlarına bağışlanacak. Bizim maddi hiçbir çıkarımız yok. Fakat üzülerek söylüyorum ki iletişime geçtiğimiz sergi salonları ve organizatörler ne bu hayır işinin, ne de sanat dünyasına verilecek böyle bir armağanın ciddiyetinin farkında değil.” Özellikle büyük sergi salonlarından, salon konusunda ilgi ve destek bekleyen gençler sergilerinin adını, sponsor ve destek verecek kurumlara göre belirleyecekler. YTÜ Plastik Sanatlar Kulübü, geçtiğimiz ay düzenlenen Ebru Günleri etkinliğinde, ‘Jüri Özel Ödülü’ almış, diğer ebru severlerle birlikte dünyanın en büyük ebrusu rekor denemesinde bulunmuş ve Guiness Rekorlar kitabına girmişti. A yıldızlarnisan/14

35


haber

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ’NDE DOĞUM TELAŞI Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Yıldız Kampüsü bir anne ve yedi yavrusuna kucak açtı… YTÜ Yıldız Kampüsü Makine Fakültesi yanında doğum yapan sokak köpeğine üniversite öğrencileriyle personel sahip çıktı. Soğukların iyice kendini gösterdiği bu günlerde genç anne ve yavrularının sokakta kalmasına dayanamayan YTÜ yönetimi Makine Fakültesi yanında bir kulübe yaptırdı. Kuş ve köpek resimleriyle süslenen küçük şirin kulübeye üniversite personeli ve öğrencileri sahip çıkıyor. Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı başta olmak üzere idari birimler ve öğrenciler, kendi aralarında topladıkları paralarla mama ve süt alarak minik yavruların beslenmelerini sağlıyor, bakımlarını yapıyorlar. Henüz ilk aylarını dolduran yavruların sağlıkları gayet iyi. Yıldız Teknik Üniversitesi artık onların yuvası.

36

yıldızlarnisan/14

Babalarının terk ettiği yavrulara anne bakıyor ve emzirdiği yavrularını bir an olsun yalnız bırakmıyor. Henüz isim koyulmayan yavrulara öğrenciler kendi aralarında isimler buluyor.


haber

REKTÖR YÜKSEK; MOLOTOF ATMA TWEET AT Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Yüksek, “öğrencilerimiz tabii ki sadece ders çalışmayacak. Aşkları, hobileri, siyasi görüşleri, ideolojileri de olacak ve bunları ifade edecekler. Ama çevresindekilere ve kendilerine zarar vermeden” dedi… Üniversitelerin sorunlarla değil, akademik gelişmeler, bilimsel ve sosyal başarıları ile anılması gerektiğini söylen Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Türkiye’nin gündemine oturdu. Rektör Yüksek, yazılı ve görsel basında geniş yer bulan “Motof atma Tweet at” başlıklı yazısında şu hususlara değindi: “Zaman zaman üniversitelerimizde meydana gelen olaylar bizi her anlamda üzmekte. Biz akademisyenler olarak üniversitelerin olaylarla değil, başarılarımızla anılmasını istiyoruz. Gençlerimiz o kadar güzel işler yapıyorlar ki inanın bunu hak ediyorlar. Ayrıca biz, gençler sadece derslerine çalışsınlar demiyoruz. Yaşamın her alanında olacaklar, hem de aktif şekilde olmalılar. Aşık olacaklar, spor yapacaklar, hobileri olacak, siyasetin de içinde olacaklar, ideolojileri dahilinde mü-

cadelelerini de edecekler, hoşlarına gitmeyen kararları protesto da edecekler. Ama bir şey var ki bunu molotofkokteyli ile taş ve sopayla yapıp, çevrelerine de, çevrelerindekilere de kendilerine de zarar vermeyecekler. Görüşlerini demokratik yollardan ifade edecekler. Gidip muhataplarıyla uygun pozisyonlarda görüşebilirler, mail atabilirler, tweet atabilirler. Bakın bu açıklamalarımızın ardından twitter hesabıma tweet yağıyor. Biz bunlara tek tek cevap veriyoruz. Yeter ki kendilerini demokratik yollarla ifade etsinler, zarar vermesinler, twit atsınlar taş, molotof ya da yumurta atmasınlar.” twitter.com/yukseki twitter.com/yildizEdu yıldızlarnisan/14

37


seminer

İK DİREKTÖRLERİ ÜNİVERSİTELİLERLE BULUŞTU YTÜ KVK tarafından düzenlenen seminerde, ticaretin insan kaynakları yöneticileri ile öğrenciler bir araya gelerek, mezuniyet sonrasında yapılabilecekler konusunda fikir alışverişinde bulundular… 2 0 1 0 - 2 0 11 döneminde, Türkiye’deki bütün öğrenci kulüplerinin bağlı bulunduğu sosyal bir platform olan Üniaktivite’nin düzenlediği en aktif kulüp yarışmasında, iş ve kariyer alanında en aktif kulüp seçilen Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik Kulübü’nün 15 projesinden biri olan Seminer ve Eğitim Projesi, İnsan Kaynakları Seminerleri’nin 3.sünü düzenledi.

düzenlediği son etkinlikte, iş dünyasının önde gelen şirketlerinin İnsan Kaynakları Direktörleri ve Müdürleri gençlerle deneyimlerini paylaştılar. Johnson&Johnson İnsan Kaynakları Direktörü Demet Hatipoğlu Akman, Aygaz İnsan Kaynakları Sorumlusu Pınar Tayyar Yazıcı, Microsoft International İnsan Kaynakları Direktörü Özlem Bulut Işıkara ve Penti İnsan Kaynakları Direktörü Aysun Yavuzer’in konuşmacılar arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite yer aldığı etkinlik, 120 katılımcıyla ve Verimlilik Kulübü’nün (YTÜ KVK) gerçekleşti.

38

yıldızlarnisan/14

İnsan Kaynakları ile ilgili olarak en çok merak edilen konu başlıklarının yer aldığı etkinliğin gündem maddeleri İnsan Kaynakları Yönetimi, Başarılı Bir İş Görüşmesi İpuçları, CV Doldurmanın Püf Noktaları, Stratejik İnsan Kaynakları ve Ölçümleme konuları üzerine şekillenirken, gençlerin, özellikle mezun olduktan sonra yapması gerekenler, işe alım süreçlerinde dikkat edilmesi gerekenler ve davranış şekilleri sorularına yanıt verildi.A


haber

VALİ MUTLU’DAN ÜNİVERSİTEMİZE ÖVGÜ Basın DanışmanlarıPlatformu’nun İyi bir basın kadrosu olmalı, doğru dimensupları, İstanbul Valisi Hüseyin yaloglar kurulmalıdır” dedi. Avni Mutlu’yu makamında ziyaret “Yıldız Teknik etti. İstanbul Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Nazır Şentürk ile Va- Üniversitesi sadece öğrenci yetiştirmiyor” lilik Basın Danışmanı Bekir Kaplan’ın da katıldığı görüşmede Yıldız Teknik Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Üniversitesi’ni, Rektör Basın danışBasın Danışmanı Ümit Sanlav, Vali manı Ümit Sanlav temsil etti. Basın ve Medya ile ilişkiler konu- Hüseyin Avni Mutlu’ya, Üniversitesunda önemli bilgiler vererek dene- de yürütülen eğitim faaliyetlerinin yimlerini aktaran Vali Mutlu, enfor- yanı sıra, Türkiye’nin hedeflerinden masyon çağında bilgi kirliliğinden olan Teknolojik Bağımsızlık, AR-GE ve uzak durarak iletişim sistemi kurma- üretim konusundaki çalışmalarla ilgili nın zorluklarını belirttiği konuşmasın- bilgi aktarımında bulundu. Yıldız Teknik Üniversitesinin çada, “İletişim, hayatın ve anlaşabilmenin esasıdır. Hem idare yönüyle, hem lışmalarını yakından takip ettiğini vatandaş yönüyle doğru diyaloglar ifade eden Vali Mutlu, Rektör İsmail kurulmalı, geliştirmeli. Valinin, baş- Yüksek yönetimindeki Yıldız Teknik kanın, ya da temsil edilen yöneticinin Üniversitesi’nin sadece öğrenci yetişen yakınındaki kişi, basın temsilcisidir. tirmek değil, Üniversite - Sanayi işbir-

liği başta olmak üzere pek çok önemli konularda çalışmalar yürüttüğünü belirtirken, bu çalışma ve başarılarından dolayı Rektör İsmail Yüksek ve tüm Yıldız ailesini tebrik etti. A

yıldızlarnisan/14

39


etkinlik

Mİmarlık Fakültesİ’nde

İlham Verİcİ Konuşmalar

Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Connect –Collaborate – Create semineri kapsamında Amerika’dan misafirlerini ağırladı. Yıldız Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK tarafından desteklenen seminere YTU Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Soygeniş ve Doç. Dr. Çiğdem Polatoğlu ev sahipliği yaptı.

bulunan Burak Pekoğlu; Yale School of Architecture’da eğitimini yeni tamamlamış ve Amerika’da mimarlık yapmakta olan Miroslava Brooks ve yine Amerika’da profesyonel hayatını sürdüren Arjantinli mimar Carlos Beghetti bulunmaktaydı. Dört kişilik grup iki gün süren seminerler boyunca bir grup öğrenci ile deneyimlerini ve düşüncelerini paylaştılar. Edwin, Burak, Miroslava, Carlos Misafirler arasında, Frank O. Gehry & Associates ile 25 yıl ça- ve Mimarlık Fakültesi’nden öğrenlıştıktan sonra Los Angeles’ta EC3 ciler kendi projelerini sunmanın adındaki kendi stüdyosunu kurmuş yanında sunum sonrası diyaloglarve Guggenheim Bilbao Müzesi gibi la değişik konular üzerine tartışma birçok projede çalışmış olan Edwin imkânı buldular. Chan; Harvard Graduate School of Connect – Collaborate – CreaDesign’da öğrenimini tamamlayarak Amerika’da profesyonel hayatı- te seminerinin 20 Kasım Salı günü nı sürdürmekte olan ve seminerle- gerçekleştirilen ilk gününde öğrenrin düzenlenmesine büyük katkıda cilerden Ersin Abay, Mina Öner ve 40

yıldızlarnisan/14

Amir Hossein Etamadi projelerini sundular. Dört misafirin de yorumlarının dinlendiği ilk günde Miroslava Brooks Yale Üniversitesi’nde sunduğu bazı projelerini Asya kıtasına gerçekleştirdiği seyahatlerdeki gözlemleriyle ve mega şehirler konusundaki araştırmalarıyla birleştirerek sunarken Edwin Chan de ünlü Guggenheim Bilbao Müzesi’nin sureci ve gerçekleştirilmesi ile arka plan düşünceleri öğrencilerle paylaştı. Öğrencilerden Ersin Abay seminere ilişkin olarak: “Genel olarak bir öğrenci jürisi tadında geçen iki gün gerçekten çok faydalı oldu. Edwin’in ve takımın da deneyimlerini paylaşmaları, tecrübelerini ve öngörülerini aktarmaları bir öğrenci için çok önemli. Özellikle ilgili olmaları da kültürel açıdan etkileşimi


etkinlik

deneyimlemek açısından güzeldi” şeklinde görüşlerini belirtti. Mina Öner İtalya’daki değişim programında üzerinde çalışmış olduğu projesini sundu. Mina görüşlerini, “Bu seminer ile bir tasarımcının kimliğini kalıplaştırılmış bir stilden ziyade kişinin tasarım problemine yaklaşımı ve özgün çözüm yolunun oluşturduğunu daha iyi anladım. Türkiye’de inşaat sektöründeki hız, müşteri profili ve eğitim süresi bizi sonuç odaklı tasarım yapmaya zorluyor, ancak sürecin aslında sonuç kadar hatta daha önemli olduğunu Burak Pekoğlu’nun yaptığı sunumda görmüş oldum. Ayrıca farklı kültürlerdeki mekan anlayışının ya da aynı mekanda yapılan etkinliklerin farklı olabileceğini ve deneysel yön-

temler denemekten korkmamamız gerektiğini de öğrendim” şeklinde ifade etti. Seminerin ilk gününde projesini sunma fırsatı bulan öğrencilerden Amir Hossein Etamadi ise düşüncelerini şu şekilde belirtti: “Edwin, Burak, Miroslava ve Carlos ile düşünce ve fikirlerimizi paylaşabilmek çok güzeldi. Edwin’in de ifade ettiği gibi bu seminer ile gördüm ki iyi bir tasarımcı olmak için hayatımızı tasarlamak yeteneğine sahip olmalıyız. Mimarlık bir süreç ve aynı zamanda bir yolculuk olduğundan bu yolculuğun tadını çıkarmalıyız.” Seminerin ikinci oturumu ise 23 Kasım Cuma günü yapıldı. İkinci günde projesini sunma fırsatı bulan öğrencilerden Ece Gümüşoğlu:

“Bu organizasyonun içinde bulunduğum için kendimi gerçekten şanslı hissettim. Öncelikle kendi projemizi sunmak oldukça heyecan vericiydi. Deneyimli ve başarılı mimarlarla tasarım sürecinde yaşananları, projeler üzerinden tasarıma ilişkin yaklaşımların nasıl olması gerektiğini konuşmak vizyonumuza ciddi anlamda katkı sağladı. Ayrıca farklı kültürlerin bir araya gelmesi ve paylaşımın artmasının kişisel anlamda insanı geliştirdiğini düşünüyorum” şeklinde duygu ve düşüncelerini ifade etti. Öğrenci sunumları ve sunumlara ilişkin tartışmalardan sonra, Burak Pekoğlu şu anda devam etmekte olan bir cephe projesini sunarken, Edwin Chan de önceki projelerinden iki tanesini öğrencilerle paylaştı. Oturumun sonunda karşılıklı diyaloglarla mimari süreçlerin ne şekilde geliştiği ve tasarıda başarıya ulaşmak için yapı taşlarının ne şekilde dizilmesi gerektiği tartışıldı. Bir İstanbul ve Mimar Sinan hayranı olan Edwin Chan, Sinan mimarisinden de örnekler vererek kutunun dışında düşünme, yaratıcılık ve istekli olmanın önemi konusunda ilham verici açıklamalarda bulundu.

yıldızlarnisan/14

41


etkinlik

YILDIZ’DA KENTSEL DÖNÜŞÜM BULUŞMASI Marmara Belediyeler Birliği ve Yıldız Teknik Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen “Medya ve Halkla İlişkiler Boyutuyla Kentsel Dönüşüm Sempozyumu” Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Kampüsü’nde yapıldı. Sempozyumun açılışına Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın yanı sıra; Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Belediye Başkanı Recep Altepe, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Birand, Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, Bloomberg HT Yayın Koordinatörü Ali Çağatay, Gazeteciler Mahmut Övür ve Abbas Güçlü ile çok sayıda davetli katıldı.

42

yıldızlarnisan/14


Sempozyumun açılışında konuşan Bakan Erdoğan Bayraktar, Türkiye’de uzun yıllar uygulanan yanlış şehirleşme politikaları yüzünden İstanbul, Bursa, Kocaeli gibi bir çok şehirde ciddi şehircilik ve kentsel dönüşüm problemleri yaşandığını aktardı. Bu problemlerin katlanarak arttığını ifade eden Bakan Bayraktar, son 10 yılda göreceli olarak gecekondu ve kaçak yapılaşmanın nispeten durduğunu dile getirdi. 1999’da yaşanan Marmara depreminin ardından konut yapımına büyük bir ciddiyet geldiğini belirten Bakan Bayraktar, Deprem yönetmeliği ve mühendislik hizmetlerine önem verilmeye başlandığını aktaran Bakan Bayraktar, yapı denetim firmalarının görev yapmaya başladığını aktardı.

BAKAN BAYRAKTAR: FIRSATÇILARI ELEMEMİZ LAZIM

Kentsel dönüşüm konusunun kendi bakanlığını çok ilgilendirdiğini belirten Erdoğan Bayraktar, “Türkiye’nin en önemli meselesi kentsel dönüşümdür. Bizim bunu anlatmamız, kabullendirmemiz, benimsetmemiz lazım. Gönüllülük boyutunu yakalamamız lazım. Vatandaşların rızasını almamız lazım.” dedi. Bunu yaparken vatandaşları mağdur edebilecek açık gözlülerin ayıklanması gerektiğini belirten Bayraktar, “Açık gözlüleri, fırsatçıları, kötü niyetlileri de elememiz lazım. Bu bizim olmazsa olmazımızdır. Biz 60 milyar dolara yakın parayı enerji ithalatına veriyoruz. Geliyoruz biz bunu bizim binalarımızda yüzde 45’in kullanıyoruz. Yüzde 45’in 40’ını savuruyoruz. 8 milyar -10 milyar dolar paramız havaya gidiyor.” ifadelerini kullandı.

KENTSEL DÖNÜŞÜME YENİ YÖNETMELİK GELİYOR

Kentsel dönüşüm uygulama yönetmeliğinin müracaatları hemen alabilmek için Mayıs ayının sonunda çıkarıldığını ancak kendi istedikleri gibi olmadığını aktaran Bayraktar, “Yönetmeliği şimdi yeniden çıkarıyoruz. Bu hafta sonunda yada önümüzdeki hafta başında çok daha kavrayıcı, kapsayıcı, pratik yüzü olan, uygulama tarafı olan yeni bir yönetmelik çıkarıyoruz”dedi.

BAŞKAN ALTEPE: SAĞLIKSIZ MEKANDA SAĞLIKLI NESİLLER YETİŞMEZ

Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe de, toplantının amacının ortak aklı harekete geçirerek üye belediyelerin ihtiyaçlarına ve sorunlarına daha etkili çözüm üretmek, üye belediyelerin arasındaki yardımlaşma ve dayanışmayı geliştirmek olduğunu söyledi. Kentsel dönüşümün vatandaşlar için keyfi değil mecburi bir eylem olduğunu aktaran Altepe, bu gerekliliğe vatandaşı inandırmanın önemine işaret etti. Demokrasilerde vatandaşa rağmen icraat yapmanın mümkün olmadığını aktaran Altepe, yıldızlarnisan/14

43


etkinlik

“Kentsel dönüşüm halkla bütünleşerek yapılmalı, eğitim ve tespitle ve oluşturulacak güçlü altyapıyla başlamalıyız. Daha sonra halkımız ikna ederek, inandırılarak, doğru faaliyetle, en önemlisi de örnek çalışmalarla kentsel dönüşüme inandırmalıyız.” dedi. Kentsel dönüşümün sadece Marmara Bölgesi’nin değil, Türkiye’nin tamamının sorunu olduğunun altını çizen Altepe, “Bölgemizin genel olarak Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde olduğu düşünüldüğünde kentsel dönüşümün ne kadar acil bir durum arz ettiği kendiliğinden anlaşılacaktır. Hem estetikten yoksun, hem de fen ve mühendislik kurallarına uymayan mevcut yapı stoku, yalnızca şehirlerimizi değil, buralarda yaşayan insanların sosyal hayatını ve iç dünyasını da tehdit etmektedir. Sağlıksız bir mekanda sağlıklı nesillerin yetişmesi mümkün değildir” dedi.

44

yıldızlarnisan/14

uygulamalara dönük bilgi almak, REKTÖR YÜKSEK ŞEHİRLİLİK BİLİNCİNE VURGU insanların şehirlerini sevmelerini, şehirlerine bağlanmalarını sağlaYAPTI

YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek de “Kentsel dönüşüm, esasen bir kent kurmak fikri ve eylemidir. Kentlerin sürekli kendilerini yeniledikleri, yapısal dönüşümlere uğradıkları göz önünde bulundurulursa, dönüşümün kentin kurucu unsurları, sembolleri, dili ve ruhu paralelinde gerçekleşmesi, değişimin kurucu değerlere göre yapılması önemsenmelidir. Bunun için güçlü bir siyasi irade, bilinçli bir kent vizyonu, geçmişi, günü ve geleceği bütünleştiren bir bakış gereklidir. Bu irade, vizyon ve bakış, elbette şehir bilincini, şehir sevgisini, şehrin ruhunu, şehir kültürünü temel kaynak bilmeli ve uygulamalara, planlara, projelere böylesi bir bakışla yönelmelidir. Kentsel dönüşüm şehir bilincinden hareket etmelidir. Şehir üzerine düşünmek, araştırmalar yapmak, ilgililerden

yacak enstrümanlar oluşturmak ve böylece etkili bir şehir bilinci oluşturmak, bu bilinçten sonra kentleri dönüştürmek işine başlanmalıdır. Bilinç ve sevgi, her işin başıdır; şehir bilinci ve şehir sevgisi kentsel dönüşümün her an kendini kontrol edeceği, gözlemleyeceği, sorgulayacağı ayna olmalıdır. Bu bilgiler ışığında; merkezi ve yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, medya, üniversiteler ve tüm toplum katmanlarının işbirliği ve desteği sağlanarak kentsel dönüşümün gerekliliği konusunda şehir bilinci oluşturulmalıdır” diye konuştu.

HABER MERKEZLERİ DE GÖRÜŞLERİNİ AKTARDI

Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Birand, Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkkaya, Bloomberg HT


Yayın Koordinatörü Ali Çağatay, Gazeteciler Mahmut Övür ve Abbas Güçlü’nün konuştuğu ‘Kentsel Dönüşümün Halkla İlişkiler Süreci Nasıl Yönetilmeli’ oturumunun ardından, Anadolu Ajansı Haber Müdürü Zeki Gümüş, İHA Haber Müdürü Oğuzhan Güven, Gazete Haber Türk Şikayet Hattı Koordinatörü Esra Boğazlıyan, Yeni Şafak İstihbarat Şefi Recep Yeter ve Haber Türk TV İstihbarat Şefi Rıdvan Bıyık’ın katıldığı oturumda ‘Haber Merkezlerinin Kentsel Dönüşüm Haberlerine Bakış Açıları’ masaya yatırıldı.

SON SÖZ BELEDİYE BAŞKANLARININ

Tanınmış gazeteci ve televiz-

yoncular ile haber merkezlerinin görünmeyen kahramanlarının söz aldığı tematik oturumların ardından Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir konuşma yaptı. Aynı oturumda söz alan belediye başkanları, Kentsel Dönüşümün Halkla İlişkiler sürecinde karşılaştığı sıkıntıları aktarırken, medyanın kentsel dönüşüm sürecinde aktif rol almasını istediler. A

yıldızlarnisan/14

45


haber

KENTSEL DÖNÜŞÜM SEMPOZYUMU KİTAP OLDU

MBB Başkanı Recep Altepe kitabın tanıtımını yaptı Marmara Belediyeler Birliği ve Yıldız Teknik Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen “Medya ve Halkla İlişkiler Boyutuyla Kentsel Dönüşüm Sempozyumu” kitap haline getirilerek belediye başkanlarına sunuldu… Geçtiğimiz ay Yıldız Teknik Üniversitesi ve Marmara Belediyeler Birliği İşbirliğiyle düzenlenen, medya ve vatandaşın ilgisini kentsel dönüşüme çekmek amaçlı etkinlik, kitap haline getirildi. Bakan Erdoğan Bayraktar, belediye başkanları ve medya bileşenlerini bir araya getiren “Medya ve Halkla İlişkiler Boyutuyla Kentsel Dönüşüm” konulu sempozyumda konuşulanlar kitaplaştırılarak, belediye başkanlarına sunuldu. Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Kampsünde düzenlenen ve Bakan Bayraktar, YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, MBB Başkanı Recep Altepe’nin de katıldığı sempozyumda, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Mehmet Ali Birand’ın moderatörlüğünü yaptığı ilk oturuma, Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkkaya, Bloomberg HT Yayın Koordinatörü Ali Çağatay, Gazeteciler, Mahmut Övür ve Abbas Güçlü katılmışlardı. Birand: Riyakarlık etmeyelim, yüzbinlerce hayat kurtaralım Birinci oturumun moderatörlüğünü yapan Mehmet 46

yıldızlarnisan/14

Ali Birand sunumunda “İçtenlikle söylüyorum, gelin bu defa farklı davranalım. Riyakârlık etmeyelim. Dün ilk yıkımıyla start verilen dönüşüm projesinden söz ediyoruz. Sırf muhalefet uğruna on binlerce insanın hayatını kurtaracak bir projeyi sulandırmayalım. Unutmayalım ki en basit depremde dahi yıkılıp altında kalanların ölmelerini engelleyecek bir proje başlatılıyor. Şimdiye kadar hiçbir siyasi iktidar böylesine cesur davranmadı. Hakkını verelim. Eminim yıkılacak on binlerce binayı kapsayacak olan bu girişimde yolsuzluklar da olacak, yanlışlar da görülecek. Gördüklerimizi yakalayalım, eleştirilerimizi yapalım. Ancak projeyi engellemek noktasına getirmeyelim. Bu projenin gerçekleşmesi durumunda yüz binlerce hayat kurtarılacaktır” demişti. Bu isimlerin dışında kitapta, diğer oturumlarda sunum yapan Anadolu Ajansı Haber Müdürü Zeki Gümüş, İHA Haber Müdürü Oğuz han Güven, Gazete Haber Türk Şikayet Hattı Koordinatörü Esra Boğazlıyan, Yeni Şafak İstihbarat Şefi Recep Yeter ve Haber Türk TV İstihbarat Şefi Rıdvan Bıyık ile Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir de kentsel dönüşümün belediyecilik ve medya boyutuyla ilgili sunumlarına yer verildi. YTÜ Rektörü Prof Dr. İsmail Yüksek yaptığı açıklamada “Etkinliğimize katılarak ve haberleştirerek ülkemizin bu çok önemli sorunu konusunda farkındalık yaratmamıza destek olan medya mensuplarına ve tüm ortak paydaşlarımıza teşekkür ederim. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın katılımıyla, konuya verdiği önemi gösterdiği ve belediye başkanlarımızın da sunumlarını yaptığı etkinlikte işbirliği içinde olduğumuz Marmara Belediyeler Birliği, sempozyumda yapılan sunumları kitaplaştırarak, konunun önemini bir kez daha vurgulamış oldu. Marmara Belediyeler Birliği adına Birlik Başkanı ve Bursa Belediye Başkanı Recep Altepe başta olmak üzere, bu örnek işbirliği için çaba gösteren tüm birlik çalışanlarına teşekkür ederim” dedi. A


haber

Son Ödülünü Yıldız’dan aldı Onurlu meslek hayatında sayısız başarılara imza atan Duayen Gazeteci Mehmet Ali Birand, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden aldığı Yılın Yıldızları ödülünden bir hafta sonra hayata gözlerini yumdu. Ama ölmeden önce son yazısını yazmayı ihmal etmedi…

Türk Basının Duayenlerinden olan Mehmet Ali Birand, önce son köşe yazsını yayınladı sonra hayata gözlerini yumdu. Özellikle bilgi birikim ve deneyimini gençlerle paylaşması ile bilinen deneyimli Gazeteci Mehmet Ali Birand, geçtiğimiz ay Yıldız Teknik Üniversitesi ve Marmara Belediyeler Birliği işbirliğiyle düzenlenen “Medya ve halkla ilişkiler boyutuyla kentsel dönüşüm” konulu Bakan Erdoğan Bayraktar’ın da katıldığı etkinlikte, deneyimlerini diğer gazeteciler, belediye başkanları ve öğrencilerle paylaşmıştı. Birand etkinlikte; “İçtenlikle söylüyorum, gelin bu defa farklı davranalım. Riyakârlık etmeyelim. Dün ilk yıkımıyla start verilen dönüşüm projesinden söz ediyoruz. Sırf muhalefet uğruna on binlerce insanın hayatını kurtaracak bir projeyi sulandırmayalım. Unutmayalım ki en basit depremde dahi yıkılıp altında kalanların ölmelerini engelleyecek bir proje başlatılıyor. Şimdiye kadar hiçbir siyasi iktidar böylesine cesur davranmadı. Hakkını verelim. Eminim yıkılacak on binlerce binayı kapsayacak olan bu girişimde yolsuzluklar da olacak, yanlışlar da görülecek. Gördüklerimizi yakalayalım, eleştirilerimizi yapalım. Ancak

Yüksek: vefat etmeden önce son yazısını yazmıştı Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek de Birand’ın vefatı nedeniyle duyduğu üzüntüyü ifade ettiği açıklamasında şu konulara değindi: “O gerçek bir gazeteci, gerçek bir meslek aşığı ve en önemlisi de bilgi ve birikimlerini gençlerle paylaşmayı seven, projeyi engellemek noktasına gebundan haz alan biriydi. Sayıtirmeyelim. Bu projenin gerçekleş- sız başarı ve onurlu meslek hayatınmesi durumunda yüz binlerce hayat daki en önemli başarısı ise yetiştirkurtarılacaktır” demişti. diği genç ve başarılı gazetecilerdir. Gençlere verdiği önem, babacan Birand’ın vefat etmeden önce son tavırları ve yetiştirdiği genç gazete- köşe yazısını yazıp yayınlatması da cilerle bilinen Duayen Gazeteci, sa- gazeteciliği sadece meslek değil, yayısız başarılarla dolu onurlu meslek şam tarzı haline getirmesinin ironik hayatındaki son ödülünü yine genç- bir ispatıdır. Vefat ettiği gün yayınlalerden almıştı. Henüz geçtiğimiz nan yazsısında Birand, Fransa’da ölhafta Yıldızlı öğrencilerin oylarıyla dürülen 3 PKK’lının Diyarbakır’daki belirlenen Yılın Yıldızları Ödül töre- cenaze törenini “Hem polis hem ninde “en beğenilen haber spikeri” PKK sınavdan geçecek” şeklinde dalında ödül almaya hak kazanan yorumlayarak taşkınlık ve provokasBirand, rahatsızlığı nedeniyle ödül yon olmaması konusunda uyarmış törenine katılamamış, yerine ödü- ve barışa davet etmişti. Birand son lünü Kanal D Haber Direktörü Sü- yazsısında ayrıca, azınlık vakıflarının leyman Sarılar almıştı. Ödül dola- mülkiyet hakkına ve kadına yönelik yısıyla daha sonra Yıldızlı gençlere şiddete de değinerek, toplumun teşekkür eden Birand, “Ödül almak barışa olan ihtiyacına parmak basçok güzel, gençlerden almak daha mıştır.” A güzel” demişti. yıldızlarnisan/14

47


etkinlik

48

y覺ld覺zlarnisan/14


11.YILIN YILDIZLARI ÖDÜL TÖRENİ Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kulübü tarafından bu yıl 11.si düzenlenen ‘Türkiye’nin En Prestijli Öğrenci Ödülleri’ ünvanına sahip Yılın Yıldızları Ödül Töreni 10 Ocak 2013 gecesi sahiplerini buldu. Çalışmaları, aylar önce Yıldız İşletme Kulübü üyeleri tarafından başlatılan ve büyük bir özveriyle gerçekleştirilen organizasyon ünvanına yakışır bir geceyle ödülleri yıldızlarla buluşturdu. Bu sene yeni evi Davutpaşa Kongre Merkezinde gerçekleştirilen Ödül Töreni herkes tarafından takdir edilirken öğrencilerin emeği ve heyecanı gözlerden kaçmadı.

Rektörden özel teşekkür;

Tamamı öğrencilerimizin girişim ve çabalarıyla gerçekleşen bu organizasyona emek veren öğrenciler kadar, sadece bugün değil, birçok etkinlik ve çalışmalarımızda bizlere destek veren tüm paydaşlarımıza teşekkür etmek isterim. Özellikle; spor, siyaset, magazin ve popüler kültür haberlerinin rağbet gördüğü bir ortamda, rating kaygısı gütmeden özveriyle eğitim sektörüne emek veren Abbas Güçlü ve ekibine… Türkiye’nin geleceği olan Tekno5 bin öğrencinin oylarıyla belirlenen lojik Bağımsızlık, üretim ve AR-GE kendalanlarında en başarılı isimler ‘Yılın Yıldızı’ ödüllerinin sahibi oldu. çalışmalarında göstermiş oldukları İş dünyasının önemli isimleri, hassasiyet ve bu alandaki çalışmamagazin, eğitim, kültür, sanat, yerel larımıza verdikleri destek nedeniyle, yönetimler gibi pek çok dalda ödül- Türkiye’nin en fazla izlenen Ekonomi REKTÖR YÜKSEK YILIN lerin verildiği törenin ardından açık- Kanalı olan Bloomberg HT Ailesi adıYILDIZLARI’NA TEŞEKKÜR ETTİ lama yapan Yıldız Teknik Üniversitesi na; Yayın Koordinatörü Ali Çağatay YTÜ Rektörü İsmail Yüksek, 11. Rektörü Prof Dr. İsmail Yüksek, başta ve ekibine… Ve, üniversitemiz işbirliğiyle gerYılın Yıldızları Ödül Töreninin ardın- eğitim, kültür ve sanayi alanlarında dan yaptığı açıklamada, başta ülke- ülke gelişimine katkıda bulunanlar çekleştirilen “Medya ve Halkla İlişmizin geleceği ve eğitim sektörüne olmak üzere, tüm Yılın Yıldızları’na kiler Boyutuyla Kentsel Dönüşüm” etkinliğimizle birlikte “Kentsel Döhizmet verenler olmak üzere tüm şu cümlelerle teşekkür etti: “Gelecek, gençlerimizin düşün- nüşüme İletişim Anlamında En fazyılın yıldızlarına teşekkür ederken, la Katkı Yapan Kamu Kurumu” olan celerinde saklıdır” “ülkemizin geleceği, gençlerimizin Üniversitelerimizde yetişen genç- Marmara Belediyeler Birliği adına düşüncelerinde saklıdır” dedi… ler, ülkenin geleceğine yön verecek Birlik Başkanı ve Bursa Büyükşehir Yıldız Teknik Üniversitesi İşlet- olan seçilmiş bireylerdir. Gençleri- Belediye Başkanı Recep Altepe’ye… Bugünkü etkinliği düzenlediğimiz me Kulübü tarafından bu yıl 11.’si miz, ülkemizde ve dünyada yaşanan kongre ve kültür merkezinin ünigelişmeleri, çok yakından takip edigerçekleştirilen ‘Yılın Yıldızları Ödül Töreni’ YTÜ Davutpaşa Kongre yor. Bugün gündemi takip edenler, versitemize kazandırılmasında çok Merkezi’nde; magazin, sanat, kültür, yarın gündemi belirleyecekler. Bu büyük emeği olan Bakanımız Hayati siyaset, fikir insanlarının yanı sıra, nedenle, gelecekle ilgili planlama Yazıcı’ya… Ayrıca öğrencilerimizin ödüle laeğitim sektörünün yoğun katılımla yapan tüm kişi ve kurumlar, onların yık gördüğü tüm Yılın Yıldızlarına tetercihlerine değer vermeli ve iyi yogerçekleştirildi. Öğrenci görüşlerinin değer kazandığı en prestijli öğrenci rumlamalıdır. Çünkü ülkemizin gele- şekkür ederken, yaptığınız çalışmaorganizasyonu olarak kabul edilen ceği, gençlerimizin düşüncelerinde lar ve başarılarınızdan dolayı tebrik ediyorum. ‘11. Yılın Yıldızları Ödül Töreni’nde, saklıdır. yıldızlarnisan/14

49


etkinlik

Yılın Yıldızları Ödül Töreni, Boğaziçi Caz Korosu tarafından yapılan görkemli gösteriyle başladı.

50

yıldızlarnisan/14


y覺ld覺zlarnisan/14

51


etkinlik

YILDIZLILAR YILDIZLARI SEÇTİ!

Yılın Yıldızları Ödül Töreni, 5 bin öğrencinin oylarıyla seçilen ünlü isimleri ağırladı. Bir saatlik kokteylin ardından Boğaziçi Caz Korosu tarafından yapılan görkemli gösteriyle başlayan geceye Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın yanı sıra Meryem Uzerli, Kıvanç Tatlıtuğ, Beyazıt Öztürk, Sıla, Ayça Bingöl, Rıdvan Dilmen, Can Dündar, Ahmet Ümit, İrfan Değirmenci ve Mehmet Erdem gibi ünlü isimler de katıldı. Sunuculuğunu Bülent Çolak’ın üstlendiği Yılın Yıldızları Ödül Töreni’nin 10 Ocak Gazeteciler Gününe denk gelmesiyle ödül alan Can Dündar ve Ahmet Ümit ödüllerini tutuklu gazeteciler adına aldıklarını belirterek Yıldız İşletme Kulübü Ailesine teşekkürlerini belirtti. Geceye katılamayan Kenan İmirzalıoğlu, Tolga Çevik ve Ali Ağaoğlu ise videolarıyla ödül için teşekkürlerini belirttiler. Tolga Çevik’in videosu salonu kahkahalara boğarken, bir Yıldız

52

yıldızlarnisan/14

Teknik Üniversitesi mezunu olan Kenan İmirzalıoğlu gönderdiği videoda İşletme Kulübüne, oy kullanan 5 bin Yıldız öğrencisine teşekkürlerini ‘Yıldızınız bol olsun…’ sözleriyle belirtti. Ödül alan tüm isimler teşekkür konuşmalarını yaparken bir yandan da organizasyonun ne derece profesyonel gerçekleştirildiğini vurguladılar. ‘En Beğenilen Radyo Programı’ dalında ödül alan Zeki Kayahan Coşkun: ‘’Ben bu ödülü ilk kez 2008 yılında aldım daha doğrusu sizler verdiniz. Her ödülü aldığımda seneye görüşürüz diye bitiriyordum. Bu sene de burada olmak gerçekten çok keyif verici.’’ ‘En Beğenilen Erkek Dizi Oyuncusu’ ödülünü alan Kıvanç Tatlıtuğ: ‘’ Beni bu ödüle layık gördükleri için öncelikle Yıldız Teknik Üniversitesi ve İşletme Kulubü’nün 10 numara 5 yıldız öğrencilerine çok teşekkür ediyorum. Aynı zamanda 2013’ün ilk ödülünü alıyorum bu benim için çok güzel bir yeni yıl hediyesi. 2013’ü tek bir silahın patlamadığı,

tek bir kavganın, anarşinin, şiddetin yaşanmadığı tüm insanların birbirini koşulsuz, kayıtsız, şartsız sevdiği ve farkındalığın çok yüksek olduğu bir dönemin başlangıcı kabul ediyorum. Hepinizi çok seviyorum.’’ Beyazıt Öztürk sahneye çıktığında ise salon alkışlarla inledi. ‘En Beğenilen Show Programı’ kategorisinde ödül alan Beyazıt Öztürk, ödül için teşekkür ettikten sonra, daha önce yaşadığı ilginç olayı anlattı: ‘’En iyi show programı denince herkes ‘Beyaz’ dedi ama yine de temkinli olmak gerek. Ben bir kere böyle bir hata yaptım. Yine böyle bir ödül töreninde ‘O bir yakışıklı, o bir star, o genç kızların sevgilisi, o yaşlanmıyor.’ dediler. Tam ayağa kalkacağım ‘Uğur Dündar’ dediler.’’ Beyaz’ın bu anısı salondakilere keyifli dakikalar yaşattı. Gecede ‘En Beğenilen Kadın Dizi Oyuncusu’ ödülünü alan Meryem Uzerli sahnede öğrencilere teşekkür etti. Uzerli öğrencilere hitaben: ‘’İlk defa üniversitede bir


ödül törenine geliyorum. Her şey çok profesyonel, kendimi bir tv kanalında hissediyorum. Çok güzel bir akşam yarattınız. Yıldızlar dünyaya uzaktırlar. Eğer ben bir yıldızsam size o kadar uzak değil, yakın bir yıldız olmak istiyorum’ sözleri ile salonda uzun süre alkışlandı.’’ Ayça Bingöl: ‘ 2.5 yıl tiyatroya ara verdim ve 2.5 yıl sonra oynadığım ilk oyunla siz sevgili öğrencilerin onurlandırmasını yaşıyorum şu an. Oy kullanan tüm öğrencilere teşekkür ederim. Tiyatroya geldiğiniz için teşekkür ederim.’’ Sıla: ‘’Bir kere acayip bir organizasyon, nefis hakikaten. Kapıdan girdiğim an itibarı ile çok etkilendim. Emeği geçen herkese çok teşekkürler. Gönülden kutluyorum hepsini.’’ Fahriye Evcen: ‘’Seneye de burada olmak isterim. Bu ödülü tutmak çok değerli gerçekten teşekkür ediyorum. Ben de Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenciyim ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi

arkadaşlarım tarafından bu ödüle layık görülmek benim için çok farklı bir önem taşıyor. Üniversite öğrencisi olmak bazen fikir öncüsü olmayı gerektiriyor. Yıldız Teknik öğrencileri çok bu anlamda çok değerli.’’ Can Dündar: ‘’Değerli Yıldızlılar, şımarıklık kabul etmezseniz bir şey söyleyeceğim. Ben bu 11 yılın 9’unda sayenizde bu sahneye çıkma fırsatı buldum. Bu tüm hayatımın en önemli ödülü çünkü (şunun şurasında zaten) 20 yıldır yazıyorum. Onun yaklaşık 10’unda sizlerden ödül almak çok büyük onur. Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde bu Ödül Töreni’nin nasıl günden güne büyüdüğünü, geliştiğini bizzat gözledim. Salon değişti, bazı rektörler değişti, protokol sıraları değişti ama sizin öncelikleriniz, teveccühünüz hiç değişmedi. O açıdan hakikaten gurur duyuyorum. Hedef 2023 diyorum kendi açımdan.’’ İşler Güçler Ekibinden Murat

Cemcir: ‘’Bize bu ödülü layık gören Yıldız Teknik Üniversitesi’nin öğrencilerine çok teşekkür ediyoruz. 1000 değil 2000 değil 3000 değil 4000 değil 5000 kişilermiş. Bayağı iyi bir rakam. Bir de şöyle bir şey gözlemledik ödülü bir alan 10 yıl alıyor. O olay güzel. Şimdi öğrenciler çift dikiş mi oluyor, yoksa bilerek mi diyorlar bir verdiğimize bir daha verelim diye. Bilmiyoruz onu öğrenmek istiyoruz, seneye bakalım kısmetse. ‘’ İşler Güçler Ekibinden Ahmet Kural: ‘’11 sayısı benim için çok önemli. Az önce gördüm 1911’miş, 11.Ödül Töreni Yılın Yıldızları arasındaymışız. Çok teşekkür ederiz. İnşallah önümüzdeki yıllar da kaymadan, kaydırmadan devam ederiz.’’ İrfan Değirmenci: ‘’Biz geceleri çalışıyoruz, geceleri yaşıyoruz ki sabahları size büyük bir enerjiyle haberleri sunabilelim. Şimdi ekibimizin yarısı işe gitti bile. Editöyıldızlarnisan/14

53


etkinlik

1-En Beğenilen Show Programı: Beyaz Show 2-En Beğenilen Erkek Şarkıcı: Mehmet Erdem 3-En Beğenilen Kadın Şarkıcı: Sıla 4-En Beğenilen Müzik Grubu: Zakkum 5-En Beğenilen Ekonomist: Cüneyt Başaran 6-En Beğenilen İş Adamı: Ali Ağaoğlu 7-En Beğenilen İş Kadını: Hanzade Doğan Boyner 8-En Beğenilen Şirket: Türk Hava Yolları 9-En Beğenilen Banka: Türkiye İş Bankası 10-En Beğenilen Tv Kanalı: Star TV 11-En Beğenilen Reklam Filmi: Anadolu Efes Tanıtım Filmi 12-En Beğenilen Sabah Haber Programı: İrfan Değirmenci ile Günaydın 13-En Beğenilen Haber Programı Yapımcısı: Abbas Güçlü 14-En Beğenilen Haber Spikeri: Mehmet Ali Birand 15-En Beğenilen Spor Programı: %100 Futbol 16-En Beğenilen Sporcu: Neslihan Darnel 17-En Beğenilen Kültür Sanat Programı: Şeffaf Oda 18-En Beğenilen Gazete: Habertürk 19-En Beğenilen Köşe Yazarı: Can Dündar 20-En Beğenilen Yazar: Ahmet Ümit 21-En Beğenilen Sinema Filmi: Uzun Hikaye 22-En Beğenilen Kadın Sinema Oyuncusu: Fahriye Evcen 23-En Beğenilen Erkek Sinema Oyuncusu: Kenan İmirzalıoğlu 24-En Beğenilen Dizi Film: İşler Güçler 25-En Beğenilen Kadın Dizi Oyuncusu: Meryem Uzerli 26-En Beğenilen Erkek Dizi Oyuncusu: Kıvanç Tatlıtuğ 27-En Beğenilen Sosyal Sorumluluk Projesi: TTNET 28-En Beğenilen Sivil Toplum Örgütü: LÖSEV 29-En Beğenilen Radyo Kanalı: Power FM 30-En Beğenilen Radyo Programı: Matrax 31-En Beğenilen Kadın Tiyatro Oyuncusu: Ayça Bingöl 32-En Beğenilen Erkek Tiyatro Oyuncusu: Tolga Çevik 54

yıldızlarnisan/14


rümüz Ertuğrul Albayrak ile 7 yıldır birlikte çalışıyorum. Bütün ekip arkadaşlarımın adına alıyorum bu ödülü. Size yarın sabah 2 saatlik yepyeni, bomba gibi haber bülteni hazırlayacağız. Bugün çalışan gazeteciler günü. Evet çalışabilen, çalışamayan bütün arkadaşlarım adına alıyorum.’’ Tolga Çevik: ‘’Sevgili Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri, öğretim üyeleri ve şuan orada olan herkes, bilhassa bu güzel geleneksel tören için oy kullanan şahane insanlar. ‘Yılın En Beğenilen Erkek Tiyatro Oyuncusu’ ödülünü bana verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Gönül isterdi ki ben şuan sizlerle beraber yanınızla olayım. Fakat maalesef olamıyorum. Çünkü siz bunu izlediğiniz tam bu anda ben sahnede olacağım. Ama bu ödül için hepinize çok teşekkür ediyorum’’ Büyük bir özveri, emek ve heyecanla gerçekleştirilen Yılın Yıldızları Ödül Töreni İşletme Kulübü Yılın Yıldızları Ekibi’nin sahneye çıkmasıyla alkışlar eşliğinde sona erdi. A

yıldızlarnisan/14

55


RÖPORTAJ YILDIZLAR’IN BU SAYISINDAKİ “UNUTULMAYAN”I, 100 YILLIK ÜNİVERSİTEMİZİN 50 YILLIK TARİHİNİ BİZZAT YAŞAYAN PROF. DR. NURULLAH GÜLTEKİN

HER DAİM YILDIZLI;

PROF. DR. NURULLAH GÜLTEKİN Uzm. Dr. Neşe ATACI R Ö P O R TA J

Y

“YILDIZ’IN 50 YILLIK GELİŞME SÜREÇLERİNİN ŞAHİDİYİM”

56

yıldızlarnisan/14

Mehtap KUL FOTOĞRAF

ıldızlar dergisinin ilgiyle takip edilen yazı dizisi “Unutamadıklarımız” köşemizin bu ayki konuğu Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği’nin unutulmayan ismi Nurullah Gültekin. Eski adıyla “İmal Usülleri” yeni adıyla ise Makina Malzeme ve İmalat Teknolojileri Anabilim Dalı öğretim üyeliğinden 2009 yılında emekli olan Prof. Dr. Nurullah Gültekin, 1943 İstanbul doğumlu. Lisans ve yüksek lisans öğrenimini İstanbul Teknik Okulu (Yıldız) Makina bölümünde tamamlayan Nurullah hoca iki yıl endüstride çalıştıktan sonra 1970’de İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisinde (İDMMA) asistanlık görevine başladı. Yıldız Üniversitesinde 1989’da Doçent, 1998’de Profesör oldu. Yıldız’da yaptığı öğretim üyeliği boyunca Makina Mühendisliği bölümünde, mühendis adaylarına İmal Usulleri, Kaynak Tekniği, Kaynak Metalurjisi, Malzeme, Makine Tasarım lisans derslerini, Kaynak Metalurjisi ve Problemleri yüksek lisans dersini verdi. Emekli olduktan sonra da haftada bir gün Kaynak Tekniği, Kaynak Metalurjisi ve Makine Tasarımı derslerini devam ettirerek öğrencilerle buluşuyor. Üniversitemizin 50 yılına şahitlik etmiş her daim Yıldızlı olan hocamızla hayallerinden, Teknik Okulda başlayan öğrenciliğinden, Akademiden, idarecilik deneyiminden ve 40 yıllık eğitimcilik hayatı boyunca edindiği deneyimlerinden konuştuk.


H

Hocam bize çocukluk hayallerinizden ve üniversite öncesi okul hayatınızdan bahseder misiniz? Kadıköy’de doğdum, Üsküdar’da büyüdüm kendimi Üsküdarlı kabul ederim genelde. Zaten Yıldız’la da göz temasım böyle başladı. Benim çocukluğumun geçtiği Üsküdar’dan Yıldız görünürdü, o dönemlerde. Barbaros bulvarının inşaatı yeni başlamıştı, yani böyle bir yol yoktu. Bizim Yıldız’ın sarmaşıklı binası o bölgenin en görkemli ve yüksek binası olarak Üsküdar’dan görülürdü. Çocukluğumda benim için çok önemli gibi görünen mesleklerden birisi şoförlüktü. O tarihlerde bizim yaşadığımız Selamsız Caddesi bugünkü adıyla Gazi Caddesi’nden günde bir iki defa araba geçerdi, bahsettiğim yıllar 1950 öncesi. Yaz tatillerinde Üsküdar’da ailem beni birilerinin yanına çırak olarak verirdi, kunduracı, nalbur vs. Ben aralarda kaçıp, arabalı vapurdan arabaların inişlerini binişlerini izlerdim o olay bana çok ilginç gelirdi, herhalde makina ile ilgili ilk bağlantı gibi düşünülebilir. İlkokulu Bağlar başı ilkokulunda okudum. Daha sonra Fıstık Ağacı ortaokulunda ve sonra Sultanahmet’te tekstil meslek li-

sesinde öğrenim gördüm. 1962’de 19 yaşında o günkü üniversiteye giriş ve eleme sisteminde başarılı oldum ve Yıldız’a girmeye hak kazandım. 1960 ihtilalı olmuştu ve beni asker kaçağı olarak askere götürdüler. Böylece benim bütün haklarım hatta hayallerim de bitti. Bugünkü öğrenci haklarının ve kazanılmış hakların ne kadar kıymetli olduğunu o günden biliyorum. İki yıl askerlik sonrasında tekrar Yıldız’da öğrenci olmak için Yıldız’ın imtihanlarına girmek zorunda kaldım. O bakımdan ben zaman zaman iki kez Yıldız’a girdim derim. Önce öğrenciliğiniz dönemindeki Yıldız’ı değerlendirelim? Askerlikten sonra 1964’te tekrar Yıldız’ın imtihanına girdim ve yeniden kazandım. O zaman okulun adı Teknik Okuldu. Öğrenci olarak 4 yıl burada okudum, bizim öğrenciliğimiz zamanı Teknik Okul’da çok sıkı bir disiplin vardı ama burası bir okuldu yani bugün üniversitelerden beklendiği şekilde bir akademik faaliyet, hal söz konusu değildi. Bildiğiniz gibi burası bir Fen Mektebi olarak ku-

rulmuştur, sonra Teknik Okul olmuştur. Başlangıçta Fransız ekolü ile gitmiştir, arkasından Almanların fachhochschule benzeri bir model tercih edilmiştir. 1937’den bu yana da mühendis adayları yetiştirmektedir ve ilk mezunlarını 1941 yılında vermiştir.

“Teknik okul olarak Yıldız, Türkiye’de eğitim ve öğretimde birçok ilkleri gerçekleştirdi…” Akşam eğitiminin yani ikinci öğretimin ilk uygulandığı okul burasıdır. O tarihlerde yapılan gerçek bir akşam öğretimiydi. Dersler akşam 6’da başlar 10’da biterdi. Cumartesi de eğitim öğretim vardı ve eğitim 5 sene sürerdi. Eş müfredat izlenirdi, imtihanı ayrı yapılırdı ve öğrenci profili ayrıydı. Buraya gelen öğrenciler tamamen okuma imkanlarını kaybetmiş ama sanayide daha sonra bunun ihtiyacını duymuş, 30 yaş üstü öğrencilerdi. Bu eğitim öğretim uygulamasının ana destekçisini İstanbul Sanayi Odası’dır. İlk yıllarda görev alan

yıldızlarnisan/14

57


RÖPORTAJ

öğretim elemanlarının bu kuruluşça desteklendiğini vurgulamak istiyorum. İkinci bir ilk yine ülke çapında ikili öğretimdir, yani 4 yıllık lisans ve iki yıllık yüksek lisans. 1959’a kadar Teknik Üniversite (İTÜ) sadece yüksek mühendis mezun verirdi, o zaman Ortadoğu Üniversitesi (ODTÜ) henüz yoktu. O bakımdan 4 yıllık lisans ve iki yıllık yüksek lisans ilk olarak Yıldız’ın Teknik Okul olduğu dönemde olmuştur. O gün yüksek lisans ihtisas olarak adlandırılırdı.

“Yıldız’ın 50 yıllık gelişme süreçlerinin şahidiyim” Teknik Okul’a girdim 4 senenin sonunda Teknik Okuldan mezun oldum. İki sene sanayide çalışmayı tercih ettim. Ankara’da Makina Sanayii Makina Kimya Endüstrisinde ve Zonguldak’ta EKİ Kömür işletmesinde çalıştım. Daha sonra yüksek lisans yapmaya geldim. O tarihler okulun akademik etkinliklerinin öne çıktığı, 58

yıldızlarnisan/14

bir üniversiteye benzer hale geldiği yıllara rastlar. 1969 Akademi yasaları çıktı. Bu yıllar, Yıldız’ın Teknik Okul’dan İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi olarak yeniden teşkilatlandığı yıllarıdır. Yani baştan özetleyecek olursak, Teknik Okul’da mühendis oldum, Akademi’de yüksek mühendis, Yıldız Üniversitesinde Doçent ve Profesör oldum. Yıldız, Teknik üniversite henüz olmamıştı ama bu üniversitenin 100. yılını geçen yıl kutladık, Bu 100 yıl içinde 50 yılın gelişme süreçlerini şahidiyim. Bu bağlamda bir gözlemimi de belirtmeliyim, Yıldız’da çalışan yardımcı hizmetlerden en üst seviyedeki yöneticiye kadar tüm çalışanlarda, kuruma karşı müthiş bir aidiyet duygusu vardır. Bu ilgi ayrılmalarından sonra bile aynı heyecanla sürüyor. O yıllarda akademisyen olmak kolay mıydı? Özellikle, Yıldız’da çalışanlar açısından, biz akademik çalışmaya karar verdik. Ama Akademi henüz buna karar vermemişti. Çünkü biz bu kararı verip asistan olduğumuz yıllarda daha dokto-

ra yönetmeliği bile çıkmamıştı. Dolayısıyla o yıllarda girenler, yeterlilik yönetmeliğine göre çalışmalarını yaptı -10 senelik bir geçiş süresidir bu- bende daha sonra doçentliğe o yeterliliğe dayanarak başvurdum. O bakımdan bizim akademik çalışmaya karar vermemiz bu kurumun akademik çalışmaya karar vermesinden daha önceye rastlar. Yıldız’ın Teknik Okul olduğu dönemini değerlendirir misiniz? Teknik Okul zamanında akademik bir faaliyet yoktu. Teknik Okul’un statüsünde profesörlük, doçentlik unvanları da yoktu. O devirde buranın aldığı öğrenci profili %50 meslek lisesi mezunu, %20 tekniker ve yüksek tekniker mezunları, %30 da lise mezunları idi. Aynı müfredatı okuyorlardı. Giriş sınav sistemi her bir grup için ayrı ayrıydı. Meslek lisesinden gelen öğrencilerin meslek adamı olması bağlamında, atölye ve laboratuarları diğer okullarla kıyaslandığında, burası daha direk mesleğe kolları sıvayarak girebilecek bir öğrenci profili çı-


karıyordu. Kökeninde 1937’ye kadar tekniker mezun etme özelliği var. 1937’den sonra ikili bir mezuniyet var. Hem nafıa fen mektebi mezunu hem de mühendis mezunu veriliyordu, 2 yıllık ve 4 yıllık olarak. Yani temelden bir alana iniş vardı. O tarihlerde staj yapılacak fabrika yani Türkiye’de öyle bir potansiyel yok.

“Mühendis yetiştiren sadece üç kurumdan biri de Yıldız’dı” Cumhuriyet’tenönce Türkiye’deki toplam mühendis sayısı 400-500 civarında, 600-700 tekniker. Bunların da yarısı alaydan yetişmiş kişilerden oluşuyor. Burası mühendis okulu haline getirildiğinde hep yeni kurulan Cumhuriyetteki yollar, fabrikalar, barajlar dikkate alınarak oralarda öncelikli çalışacak kişiler öngörülmüştür. Müfredatlar da hep ona göre Teknik Okul zamanında hazırlanmıştır. O bakımdan doğrudan alana eleman yetiştirme öngörüldüğü için pek akademik faaliyet düşünülmemiştir. Şunu da unutmamak gerekir ki, 1960’lardan önce Türkiye’de mühendis yetiştiren üç kurum var; Teknik Üniversite (İTÜ), Teknik Okul (Yıldız) ve Robert Kolej daha sonra Ortadoğu Üniversitesi (ODTÜ) devreye girmiştir.

malar yapılan yerlerdir ama öncelik olarak büyük çapta da mesleğe ve bilime eleman yetiştiren yerlerdir. Üniversiteyi büyük gösterecek bütün bunların oluşturduğu saygın potansiyeldir. Yetiştirdiğiniz çok özel öğrencilerinizin içinde, bizler için de bugün çok özel yeri olan biri var. Öğren-

Öğrencisi olmayan bir yer binalardan ibarettir, bir üniversiteyi üniversite yapan önce öğrencileridir, sonra akademik kadrolardır, övünüldüğü gibi binalar ya da metre kare araziler değildir.

Ben işin olumlu tarafına baktığımda YÖK’ten önce Akademiler ve Üniversiteler vardı. Türkiye’de yüksek öğretim olarak öyle bir noktaya gelinmişti ki talebe hareketlerinin tepe yaptığı zaman diliminde akademik personelde de bir şeyler vardı. Sadece akademik personel de değil, poliste, öğretmenlerde hep bir ikilem vardı, hatta 12 Eylül’den önce üniversiteler arası kurul bir karar aldı, akademilere öğrenci yerleştirmemek için. O kadar bir ayrım vardı. İki tane üst kurul vardı biri üniversiteler arası kurul diğeri ise akademiler arası kurul. Bu iki kurul hiçbir konuda anlaşamıyordu, o noktaya gelmişti durumlar. 12 Eylül’den sonra YÖK Kurulunca bütün üniversiteler eşit hale getirilmeye çalışıldı, ama eşit değillerdi bana sorarsanız. Yıldız burada bir avantaj sağladı Aka-

ciniz olan Üniversite Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek nasıl bir öğrenciydi? Tabii ki başarılı ve istikbal vadeden bir öğrenciydi. Gerek dersleri gerek projeleri ile sıra dışı kişiliğini belli ediyordu. Zaten gelinen nokta da bunu gösteriyor. Bakın, Yıldız’ın üniversiteleşmesi çok zorluklarla doludur. Ancak bugün ulaşılan mutlu süreç sonunda üniversitemiz, artık kendi öğrencilerinden Rektörler çıkartma noktasıdır. Öğrenciliğinden “Ben hep öğrenci Japonya’da yaptığı çalışodaklı bir hoca oldum” buyana malar da dahil olmak üzere, pozitif farklılıklarını saptayarak gözlediğim Herhalde çocukluğum, buraya bugünkü rektörümüz Prof. Dr. İsmagirişimdeki bazı sorunların etkisi il YÜKSEK, benim bildiğim Yıldız’dan daha sonra birçok olaya şahit olumezun 3. rektörümüzdür. Bir üniverşumun etkisiyle, hep öğrenci odaklı site içinde övünülebilecek kurumbir hoca oldum. Hoca arkadaşlarım laşma bu olsa gerek. tarafından bazen tenkit edildim, baYÖK’ün kuruluşuna şahit olan zen iltifat gördüm, bundan dolayı canlı bir tarih olarak düşünceleriniz ben çok mutluyum. Çünkü netice nelerdir? olarak üniversiteler akademik çalışyıldızlarnisan/14

59


RÖPORTAJ

60

yıldızlarnisan/14

demi iken eş büyüklükte, eş haklarla ve eş yasayla yönetilen bir Üniversite oldu. Ama burası kolay üniversite olmadı, onu da söylemek lazım. O yasalar çıkarken biz hop oturup hop kalkıyorduk. Bir gece Marmara Üniversitesinin kurulacak bir fakültesi oluyordu Yıldız, bir gece İstanbul Üniversitesinin bir fakültesi oluyordu. Böyle gide gide bağımsız Üniversite olduğu haberi bizi çok mutlu etmişti. Çünkü öbür türlü hele birde içinde Tıp Fakültelerinin bulunduğu bir üniversite içinde bir fakülte olarak düşünecek olursak, bugün İstanbul Üniversitesinin var olan Mühendislik Fakültesi gibi bir şey olacaktık, yani o kadar olacaktık gibi geliyor. YÖK’ü savunanların içine girmek katiyen istemem. Ama 2547 sayılı YÖK yasası çıkmasaydı, ya da üniversiteleri teşkilatlandırma yasası çıkmasaydı ki 44 sayılı kararname olarak çıkmıştır; ilk başta bizim Fen Edebiyat Fakültemiz olmayacaktı, çünkü YÖK yasası Fen Edebiyat Fakültelerini üniversitenin olmazsa olmaz fakültesi sayıyordu. O olmadıkça üniversite üniversite sayılmıyordu. Belki bugün İktisadi ve İdari bilimler fakültemiz olmayacaktı belki güzel sanatlar ve tasarım fakültemiz olmayacaktı, bunlar hep o yasadan sonra oldu. Hocam biz toplum olarak yönetimlerden kolay memnun olmuyoruz diyebilir miyiz? Benim kişisel kanaatim değişik kademelerde yöneticilik yaptık, kararlar aldık, bu kararlarda YÖK’ün baskıları oldu vs... Bugün geriye baktığımızda şunu söyleyebilirim: Hangi yönetmelik yasası olursa olsun bana sorsanız hikayedir. O’nu uygulayan kimsenin şikayet etmeyeceği şekilde uygulama becerisini gösteriyorsa, işte gerçekten idareci de odur. Biz toplum olarak “zaaflarımızı mazeret olarak göstermeyi çok severiz”, yani adamın işine gelmeyecek bir karar bir olay vardır YÖK’e sebep bulur, senato kararına sebep bulur, ama o nasıl düzeltilir konusu önemli değildir.


Yıldız’ın üniversiteleşmesi çok zorluklarla doludur. Ancak bugün ulaşılan mutlu süreç sonunda, artık kendi öğrencilerinden Rektörler çıkartma noktasıdır. Öğrenciliğinden buyana Japonya’da yaptığı çalışmalar da dahil olmak üzere, pozitif farklılıklarını saptayarak gözlediğim bugünkü rektörümüz Prof. Dr. İsmail YÜKSEK benim bildiğim Yıldız’dan mezun 3. rektörümüzdür. Bir üniversite içinde övünülebilecek kurumlaşma bu olsa gerek.

Üniversite yönetiminde aldığınız görevler nelerdir? Ben üniversitede 1982’den sonra Rektörlüğün dışındaki bütün birimlerin yöneticiliğini yaptım; Bölüm başkanlığı Kürsü başkanlığı Anabilim dalı başkanlığı, Dekan Yardımcılığı, Fen Bilimleri Enstitü Müdürlüğü, iki dönem Dekanlık ve Rektör Yardımcılığı görevinde de bulundum. İki dönem Üniversiteler arası kurul üyeliği yaptım, hatta birinci Üniversiteler arası kurul üyeliği yapışım İhsan Doğramacı zamanındadır ki, tarihten önceden bahsediyorum gibi geliyor bana. Bu görevler benim için artı bir şanstı. Bizim senato salonunda Teknik Okul müdürleri, Akademi başkanları ve Rektörlerin sırayla resimleri vardır. Zaman zaman o resimlerin karşısına gidip bakarım. O resimlerin son 10 tanesindeki hatta 11 hocamızı tanıma şerefine nail oldum, öğrencisi oldum, yardımcısı oldum, senatoda aynı mesaide çalıştığım hocalar var. Bu bana müthiş bir mutluluk veriyor. Kızılay’a gittik. Ben daha önce 6 ayda bir kan verirdim zaten onun Öğrenciler ile yaşadığınız unu- için onlara da bunu önerdim. tamadığınız bir anı var mı? Meğer o hafta sonu FenerbahçeBir gün dersteyiz, öğrencile- Galatasaray maçı varmış. O hafta rinde tansiyonlarının yüksek ol- kan verenlere bu maça bilet veriduğu bir dönem. Sınıfta 40 kişiler liyormuş. Bize tam 40 tane bilet ve hep eksiklerden bahsediyorlar, verdiler ve böylece bizde Pazar bende dedim ki tamam devletin günü buluştuk. Ali Samiyen’e gitverdiği eksik, hocalar eksik, bi- tik ve içimizde kim galatasaraylıydı nalar eksik de siz mükemmelsiniz kim fenerliydi hiç ilgimizi çekmedi. diyelim ve bu eksikleri gördünüz Yan yana beraber tezahürat yapeki siz mükemmelliğinizi nasıl parak günümüzü maçta geçirdik. kanıtlayacaksınız. Ne yapabiliriz Tanrının lütfü ile maç da berabedediler. Mesela Kızılay’a gider kan re (4-4) bitti. Hepimiz güle oynaverirsiniz dedim, böylece herkesin ya Beşiktaş’a kadar geldik. Bugün yapmadığı bir şeyi yapmış olursu- maça gidenlere ibret olsun. nuz dedim. Birinin bize lider olması gerekir dediler, ben olurum Bir Öğretim üyesinin temelde dedim, geliyor musunuz geliyoruz olmazsa olmaz özelliği ne olmadediler. Telefonu açtım bizim Arif lıdır? beye ardından okulun otobüsüyle Öğretim üyesinden temelde

iki nitelik beklenecektir. Bunun bir tanesi şüpheciliktir, diğeri de çalışkanlıktır. Bunun dışında bir sürü özellik ararsınız ama bu iki özelliği olmazsa olmaz. Bu iki özelliği olmayan birisinin öğretim üyesi olamaması gerekir. Çünkü şüpheci olmayan biri ilk duyduğunu ilk gördüğünü kabul edecektir. Bu süreç öğretim üyesinin zaman içinde olgunluğunda yeni bir ekol yaratmasını ortaya çıkarır. Halbuki şimdi öyle bir kurallar standartlar görüyorum ki, bütün öğretim üyeleri aynı olacak bütün öğrenciler aynı olacak bütün üniversiteler aynı olacak bütün öğreti planları aynı olacak, aynı olacak, aynı olacak. Peki, hiçbir çeşitlilik olmadığı yerde şüpheciliği yaşatacak kişiler kimler olacak hani biz mesela hoca olarak bütün hocalar yaşamıştır sanırım. Hocaların sınıfta en hazırlıklı girmesini sebep olan alt yapı öğrencinin soru sorma özelliğinin olmasıdır. Çok sessiz bir sınıfta bu mümkün değildir. Akademik çalışma ortam ve platformları için de bu geçerlidir. O dengelerin iyi ayarlanması gerekir. Mesela ben 10 senedir Uluslararası Kaynak Mühendisliği IIW’ de görev alıyorum, derslere giriyorum. Bu mühendislik üstü öğretim yapılan bir sistemdir. Orda bir denetleme mekanizması var, çok sıkı denetlemeler var ama her şeye rağmen öğretim üyesinin öğretme serbestliği var. Çünkü netice olarak mesleğe eleman yetiştiriliyor bazı alanlarda ve bu serbestliğin olması lazım. Bu kadar katı kurallar içinde bu işin üniversite tanımı içinde açıklanması mümkün değil. Bir teknik lise, bir lise eğitiminde anlıyorum bunu, yani eş olmalıdır her şey. Bir üniversite içinde belirli serbestliğin olması gerektiği düşüncesini de koruyorum. yıldızlarnisan/14

61


RÖPORTAJ Bugünkü öğrenciler bilgiye daha kolay ulaşabiliyorlar Biz sürgülü hesap cetveli zamanı öğrencileriyiz. Ben bizim araştırma görevlisi arkadaşlara evde sürgülü hesap cetvelini gösterdim çok tuhaf geldi onlara bu nedir ki gibilerinden. Halbuki biz bütün hesapları onların üzerinden yapardık. Şimdi günümüzde bilgiye ulaşmak çok kolay keyword’lerle hele elinizde bilgisayar varsa çok kolay giriyorsunuz, Google’dan, Yahoo’dan v.s. bilgi ediniyorsunuz. Öğrendiğimiz o bilgiler yeterli mi bunu sorgulamalıyız. İnancım odur ki 5 duyuyu kullanırsanız o kadar çok bilgi edinirsiniz ve unutulmaz bilgiye sahip olursunuz. Kültür dediğiniz nedir ki sadece meslek değildir, unutulmayan bilginin kazanılma-

“Biz toplum olarak “zaaflarımızı mazeret olarak göstermeyi çok severiz”, yani adamın işine gelmeyecek bir karar, bir olay vardır. Her şeye bir sebep bulur, ama nasıl düzeltilir konusu önemli değildir.”

sıdır. İşte buda ancak 5 duyuyu kullanmakla olur. Bugünkü üniversite gençlerine ne tavsiye edersiniz? Şimdi gençler bir sıralamanın içindeler. Öğrenciler liseden sonr 62

yıldızlarnisan/14

Bu sistemin birileri farkına varmalı bu sistem bilgi vermiyor bu sistem yarışmaya eleman hazırlıyor. Bu yarışmada nasıl öne çıkacaklarını getiriyor test sistemi, çünkü bir sorunun bir tane doğru cevabı olmaz. Yaşamda hiçbir sorunun bir tane doğru cevabı yok. Siz bu çocukları tek doğru üzerine götürüyorsunuz. Etrafındaki bilgiyi nerden öğrenecek ki o. Mesela benim biraz önce bahsettiğim Kaynak Mühendisliği öğretiminde bizde soruyu bir havuzdan alıyoruz ama dünyanın her tarafında o soru soruluyor. Bizim 5’ten seçmeli sorumuz içinde 5 tane doğru olan vardır, 3 tane doğru olan vardır, 2 tane doğru olan vardır hiç doğru olmayanı vardır. Hiç biri tuzak değildir. Soruların ayrıca tepesinde de yazar. Bir tek 5 doğru olanın tepesinde yazmaz. 4 doğru olanın 4’ü de doğrudur ona göre ara bul der. Sınavlar aynı zamanda bilgiriyorlar üniversite sınavına aldıkları puana göre okul seçiyor- giyi pekiştirme alanlarıdır. Öğlar. Benim beklentim ilgi alanına renci tüm bildiklerini sınavda pegöre kendi yeteneğine göre okul kiştirerek unutulmaz bilgi haline seçmesidir. Bu laf hep konuşulu- getirir. Biz şimdi sınavdan çıkan yor; yeteneğe göre seçilsin deni- çocuğun ne sorulduğunu bırak, yor, öğrenci yeteneğine göre yer ancak masaj yaparsak kendine geseçmiyor, bari gittiği yerde onun tirebiliyoruz. Sadece o yarışmada yeteneğine göre seçmeli ders birinci olmak için veya dereceye koyalım deniyor. Öğrenci seçme girmek için uğraşmış. Bu hale gesınavında hepimiz görev aldık za- tirilmiş gençlerin enerjilerinin çok manında şimdide izliyoruz, deh- boşa harcandığını düşünüyorum. şet güzel sorular var. Bu soruları Bugün bilgiye ulaşma imkanları yaparak karşımıza gelecek öğren- geçmiş ile kıyaslandığında mütci profili bizi çok zorlar diye düşü- hiş olanaklar var. Bunun rasyonel nüyoruz. Gelen öğrenci profiline kullanılmadığını düşünüyorum bu bakıyorum eski öğrenci profili test sistemleri nedeniyle. Peki diyebilirsiniz ki üniversiteye öğrengibi bile değil. Hiç zorlama yok. ciyi nasıl alacağız test olmadan? Biraz daha fazla emek verilecek “Eğitim sistemi dayalı sınav sistemleri gebilgi vermeye değil, bilgiye liştirilecek.

yarışmaya dayalı”


Emekliliğinizde zamanınızı nasıl geçiriyorsunuz? 4 yıldır emekliyim. Haftada bir gün Yıldız’a derse geliyorum yüksek lisans dersine giriyorum. Daha öncede bahsettiğim Uluslararası Kaynak Mühendisliği programında da 10 senedir görev alıyorum. Aynı zamanda oranın birde denetleyicisiyim. Orası da haftada bir günümü alıyor. 3 tane eğitim öğretim vakfında görev alıyorum, bir tanesi şu anda içinde bulunduğunuz mekan olan Yıldız Vakfı. Ayrıca EKEV’ de çalışıyorum, birde Gedik Eğitim Vakfında. Bunlar yeterli zamanımı alıyor zaten ve yakın çevremin bana söylediği bir şey, hani sen emekli olmuştun diyorlar onun için pek fazla boş vaktim yok.

etmeliyim. Yapmak isteyip yapamadığınız bir şey oldu mu? Arkeolojiye çok meraklıyımdır. Bütün tatillerimi arkeoloji kazıların yapıldığı yerlerde geçirdim ben. Eğer benim küçüklüğümde çevremde o tür fark edebileceğim, dikkatimi çekecek bir şey olsaydı, arkeolog olmak isterdim. Ve ne kadar maddi imkanı olmazsa olmasın onun vereceği mutluluk yeterdi. Yani arkeologların yaptıklarını çok önemsiyorum ve onların elde ettiği bilgi ve birikimler gözümde çok büyüyor. Yapmak istediğim meslek o olurdu.

7-8 yaşında bisikletim vardı bir gün polis beni yakaladı bisikletin plakası yok dedi, ben küçüğüm diye abim vardı yanımda onu nezarete attılar. Ben sonra gittim babama ağladım birilerini aracı yaptık. O zaman İstanbul valisi Fahrettin Gökay’dı. O Emniyet Müdürüne talimat vermiş bizim eve bir bisiklet plakası ve ehliyeti geldi. Buraya kadar herkese tuhaf gelir bisikletin plakası mı olur ehliyeti mi olur diye ama hikaye burada da bitmiyor. O bisiklet ben mühendis olana kadar evde durdu. Ben her sene onun taşıt vergisini ödedim. Halbuki hiçbir bisiklette plaka yoktur biHiç unutamadığınız bir anınız lirsiniz, sonra akıllandık gittim didediğimizde aklınıza ilk gelen ne lekçe verdim bisiklet eskidi diye olur? eskidi olmaz dediler ne olacak Çocukluğumuzdan hangi olayı bisikleti bir çuvala koyacaksın hatırlasak bugün komik görünür. getireceksin, biz onun ağzını mü“Yaşlılık ve emekliliği birbirin- Örneğin; benim arabamdan cep hürleyeceğiz plakasını alacağız ve den ayırmak lazım” radyosu çalındı ben karakola git- vergiden düşeceğiz dediler. Ben tim, hakkımda ruhsatsız radyo geldim bunu bizim komşumuz Yaşlılıkla ilgili güzel bir yer- kullanmaktan zabıt tuttular, hır- karakol başkomiserine anlattım. den aldığım bir laf var yaşlılık ve sızlık unutuldu onu düzeltmek Oğlum ne saf adamsın dedi. Bu iş böyle olur mu? Nasıl olur peki. emekliliği birbirinden ayırmak için çok uğraştım. Sen karakola müracaat edeceksin lazım. Emeklilik bir statüdür. Belirli bir yaşa geldiğiniz vakit artık “Bisikletten çektiğimi bisikletim çalındı diye, biz bir zabıt hazırlayacağız. Sen bu zabıttı hiç kimseden o işyerinde statü dışı çalışırsınız vergi dairesine alıp götüreceksin ama yaşlılık farklı bir şey, yaşçekmedim” lılık yapacak işinizin olmaması demektir. Bittiğini zannettiğiniz bir dönemdir yaşlılık. Emeklilikte henüz canım sıkılıyor dediğim olmadı. Hatta birçok hayal kurduğum emeklilikte yapacağım dediğim şeyler vardı, daha hiçbirine başlayamadım. Dünya turu bunlardan bir tanesi mesela, samimi söylüyorum ardı ardına iki tane boş günüm yok, halbuki onun için ardı ardına 1 ay boş gün lazım bu benim tercihim, ben böyle istediğim için oluyor onu da itiraf

yıldızlarnisan/14

63


RÖPORTAJ

o zaman bisikleti üzerinden düşecekler. Sen de ondan sonra gidip bisiklete bineceksin. Bunlar yaşanmış olaylar. Son olarak söylemek istediğiniz? Her yaptığımız işe layık olmaya çalıştık bugüne kadar çok samimi olarak söylüyorum çünkü her yaptığım işi heyecan duyarak yaptım. Son olarak bazı hatırlatmalarım olacak; Bugün akademik yükselmelerde Science Citation Index’teki (SCI) uluslararası hakemli dergilerde yayın olması gerekiyor. Bu çok güzel bir şey bu dünyaya kabul ettirme me-

64

yıldızlarnisan/14

selesi. Ancak sanki eğitim, öğretim önemsiz olaymış gibi algılanıyor. Dışarıdan doktora yapıyor ona hiç bir şey demiyorum, bilimsel çalışıyor, hatta dışarıdan doçentliğe girmiş ona da bir diyeceğim yok, ama üniversite içinden kadroya atanırken, bu bir yardımcı doçent, doçent veya profesör kadrosu olabilir. Kadroya atanırken eğitim öğretim olayının bu kadar 3. 4. plana atılması bence pek rasyonel değil. Son olarak her sistemde kurulların iyi kullanılması yöneticiyi rahatlatır. Her şeyi onun göğüslemesine gerek yok. Kurullarım bu görüşe

karar verdi demek ortak akıl, fikirlerin çarpışması ile çıkıyor demektir. Böyle olunca hem yönetici az yıpranır hem de doğruları yaptırtır. Maalesef bugün en üstten en aşağıya böyle yöneticileri bulamıyoruz gibi geliyor bana. İnşallah yanılıyorumdur. Hocalarda hiçbir zaman emekli olmaz ölene kadar hoca olmak zorundadır. Yıldız Teknik Üniversitesi Beşiktaş kampüsünde gerçekleştirdiğimiz bu sıcak sohbeti için değerli hocamız Prof. Dr. Nurullah Gültekin’e, ayrıca röportaj süresince bizi ağırladığı için YTÜ Vakıf Müdürü Olcay Akgün’e teşekkür ederiz. A


haber

BENDEKİ BENLER Yıldız Teknik Üniversitesi, kendi bünyesinden Sanatçı 2002 yılında İTÜ Sosyal Bilimler Enstibir sanatçı olan öğretim görevlisi Emrah Günay’ın tüsü Sanat Tarihi Bölümünde Doktora programına sergisine ev sahipliği yaptı… başlamıştır. Sanat ve Tasarım Fakültesinin kuruluş aşamaYıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fa- sında, Sanat bölümü Başkan Yardımcılığı ve Bileşik kültesi Sanat Bölümü Bileşik Sanatlar Ana Sanat Sanatlar Ana Sanat Dalı Başkan Yardımcılığı göDalı Öğretim Görevlisi Emrah Günay, “Bendeki revlerini üstlenmiştir. Benler” isimli sergisi ile sanatseverlerle buluşSanatçının ulusal ve uluslararası özel ve kurumtu. YTÜ Yıldız Kampüsü Yüksel Sabancı Kültür sal koleksiyonlarda resim, heykel ve fotoğraf çalışMerkezi’ndeki sergi sanatseverlerin yoğun ilgisiy- maları yer almaktadır. le karşılaştı. Sanatçı Emrah Günay sergisini aşağıSanatçı, YTÜ deki görevinin yanı sıra, çalışmadaki cümlelerle, hissettiklerini ise Dylan Thomans larını restore ettirdiği Beyoğlu’ndaki tarihi binadave Elie Wiesel’ın şu sözleriyle ifade etti: ki atölyesinde sürdürmektedir. Bu bir Resim + Heykel + Fotoğraf sergisi… Sanatçının 1972 ve 2012 yılları arasında geçen 40 yılının hesaplaşması… Kendisiyle ve her şeyle... Uslu uslu girmeyin bu iyi gecenin içine; çıkın karşı çıkın ışığın gidişine. “Dylan Thomans” Bağırmak? Sağır ve dilsizler bağırmaz. Onlar geceye usulca, çekingen, Ayaklarının ucuna basarak girerler. Işığın ölümüne karşı bağırmazlar “Elie Wiesel”

Emrah Günay Kimdir?

1956 yılında Hekimhan-Malatya’da doğan sanatçı, 1977’de İstanbul Çapa İlk Öğretmen Okulunu (Resim Semineri) bitirdi. Aynı yıl İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’ ne girdi. Prof. Neşet Günal ve Prof.Neşe Erdok atölyesinde resim , Prof. Asım İşler gravür atölyesinde baskı resim eğitimi aldı. 1984 yılında Yüksek Resim bölümünden mezun oldu. 1997 yılından beri Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Sanat Bölümü Bileşik Sanatlar Ana Sanat Dalı’nda Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır.

yıldızlarnisan/14

65


etkinlik

Yıldız Teknik Üniversitesi kulüplerinden İşletme Kulübü Yıldızlı öğrencilerin yanısıra, her okuldan öğrenciye ev sahipliği yaptı. Misafirlerini önemli güzel sponsorlarla buluşturan kulübümüz Yıldız, Davutpaşa ve Ayazağa kampüslerinde etkinliklerini düzenledi.

Yıldız Teknik Üniversitesi kulüplerinden İşletme Kulübü Yıldızlı öğrencilerin yanısıra, her okuldan öğrenciye ev sahipliği yaptı. Misafirlerini önemli güzel sponsorlarla buluşturan kulübümüz Yıldız, Davutpaşa ve Ayazağa kampüslerinde etkinliklerini düzenledi. Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız İşletme Kulübü, Türkiye’nin önemli firmalarının İnsan Kay66

yıldızlarnisan/14

nakları yöneticileri ile gençleri bir araya getirdi. Yıldız İşletme Kulübü, 2007’de başlatılan “Ekmek Arası Kariyer” projesi kapsamında, “Sıcak Temas” adlı yeni bir çalışmayı hayata geçirdi. Firmaları, ulaşmayı hedefledikleri öğrenci profiliyle, öğrencileri de Türkiye’nin önde gelen firmalarının İnsan Kaynakları yöneticileriyle buluşturarak staj

ve mesleki tecrübe konusunda ufuklarını geliştirmeyi amaçlayan proje, 20-21-22 Kasım’da Yıldız Teknik Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü Fen Bilimleri Enstitüsü Kırmızı Salon’da yeni bir konseptle yapıldı. Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin katılacağı Ekmek Arası Kariyer için CV’lerini dolduran kişiler arasından bir eleme yapıldı. Katılmaya hak kazanacak


kişiler şirketlerin belirlediği kriterlere göre seçildi. Doğan Online, Mercedes Benz, Telpa, Garanti Bankası, Deloitte, Microsoft Türkiye gibi büyük isimlerin konuk edildiği etkinlik son derece verimli geçti. Etkinliğe katılan konuklar bir yandan büyük şirketleri yakından tanıma fırsatı bulurken bir yandan da İnsan Kaynakları Departmanı Hakkında bilgi edindiler. Etkinlik sonrasında katılımcılar merak ettikleri soruları sorma fırsatı bulurken katılım belgelerini de aldılar.

kinliğimize, gerek Yıldızlı öğrenciler gerekse kulübümüzün namını duyan, başka okullarda okuyan öğrenciler de katıldı. Etkinlik aralarında sponsorlarımızın ikramlarıyla neşelenen misafirlerimizi, oturumlar sonunda dağıttığımız katılım belgeleri ile uğurladık. Yıldız kampüsünden sonra ikinci ayağı Ayazağa’da gerçekleştirilen etkinliğimiz Davutpaşa ayağıyla son buldu. 24-25 Aralık tarihlerinde günde üç oturum şeklinde yapıldı. İş hayatında liderlik, Medyada kendini keşfet, Ben olsam gibi başlıklarda eğitimler yapıldı. Eğitim aralarında sponsorlarımızın ikramlarıyla neşelenen misafirlerimiz sadece Yıldızlı öğrenciler değil İşletme Kulübü namını duyan farklı okullardan öğrencilerdi. CV’lerini güncelleyen öğrenciler etkinlik sonunda da katılım belgerini aldılar. A

KARİYERİM YILDIZ’DA!

Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kulübü olarak kariyer fırsatlarını ayağımıza kadar getirmeye devam ediyoruz. 11 Aralık 2012 günü YTÜ Davutpaşa Kampüsü Fen Edebiyat Konferan Salonu’nda düzenlenen Kariyerim Yıldız’da etkinliği ile şirketleri daha yakından tanıma ve staj olanakları hakkında bilgi edinme fırsatı bulduk.. İlk oturumda Ergo Sigorta’dan Değer SAĞIM ve Emre KILINÇARSLAN , ikinci oturumda Komtaş Bilgi Yönetim’i temsilen Yüksel ÇOMAK, son oturumda Yapı Kredi Bankacılık sunum ve tek sahnelik tiyatroları ile bizleri yalnız bırakmadı. Kendilerinden bahsetmenin yanı sıra iş hayatındaki işe alım konusunda nelere dikkat etmemiz gerektiğine dikkat çektiler. Artık düşünülen her şeyin bilgisayar ortamında var olduğu üzerinde duran Çomak, makineler iş yaparken daha tecrübeli ve daha yetenekli insanlara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Merve ESKİTAŞÇIOĞLU banka konusunda bilgilendirmenin ardından özellikle İnsan Kaynakları üzerinde durdu.

CV’Nİ GÜNCELLE, ŞANSINI ARTTIR! Yıldız Teknik Üniversitesi denilince akla ilk gelen kulüp olmanın haklı gururunu bir kez daha yaşıyoruz! Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kulübü, “CV’ni Güncelle” adlı kariyer organizasyonun 7’incisini düzenledi. Lider yöneticilerle tanışma, Etkili özgeçmiş hazırlama, Mülakat, Kriz yönetimi, Kariyerimi seçiyorum gibi başlıklarda eğitimler verdi. İlk olarak Yıldız Kampüsü’nde yeni bir konseptle gerçekleştirilen etkinliğimiz 26-27-28-29 Kasım 2012’de Oditoryum Sergi Salonu’nda, günde üç oturum şeklindeydi. Toplamda 12 oturumun gerçekleştirildiği etyıldızlarnisan/14

67


haber

OTOMOTİVİN YILDIZ’LARI DÜNYAYA AÇILIYOR! YTU Racing Ekibi İmalata Başlıyor Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Teknolojileri Kulübü öğrencileri, Institution of Mechanical Engineers (IMechE) tarafından organize edilen ve AIRBUS, Jaguar Land Rover, Mercedes AMG, National Instruments, Shell gibi dünya devlerinin ortakığıyla düzenlenen dünyanın en büyük yarış organizasyonu olan Formula Student Yarışlarına hazırlanıyor. Geçtiğimiz Temmuz İngiltereSilverstone Pisti’nde düzenlenen Formula Student UK 2012’ye ilk defa YTU MakTek FSAE adıyla katılan YTU Racing Team, Class 2A kategorisinde projesinin sunumunu yaptı. Ross Brown, John Hilton, Richard Foolkson, Andrew Deakin gibi Formula 1’in patronlarının değerlendirme yaptığı juriye karşı sunumunu yapan Yıldız’lı gençler, başarılı bulunarak Class1’de yarışma hakkını kazandı. Yarışmanın konsepti gereği farklı kategorilerde yapılan sunumlardan maliyet sunumunda 6. olmayı başaran YTU Racing Team; ülkemizin göğsünü kabartmayı başardı. Elde ettiği başarıyla basında ‘’Yıldız’lı Gençle68

yıldızlarnisan/14

rin Hedefi Teknolojik Bağımsızlık’’ ve ‘’Yıldızlı Gençler Zoru Başardı’’ başlıklarıyla geniş yer bulan YTU Racing Team aracının imalatı için çalışmalarını sürdürüyor. Hedefimiz yüzde yüzde başarı diyerek gece gündüz çalışan YTU Racing Ekibi; tamamıyle AR-GE ve özgünlük gerektiren bir disiplin olan Formula Student konpseptini ülkeye taşıyarak farkındalık yaratmayı, ülkenin teknolojik gelişim sürecine katkıda bulunmayı hedefliyor. Bu tür faaliyetlerin farkındalık ve genç mühendislerin gelişimi çok önemli olduğunu öne süren ekip; elde edilen deneyimlerle üniversite sanayi işbirliğinin daha hızlı, daha işlevsel olarak süreceğine inanıyor. Projelendirme aşamasını biti-

ren YTU Racing Ekibi; tamamıyla özgün olan aracının imalatı için kollarını savamış durumda. Standlardan farklı olan komponentlerin temininden gerekli teknik malzemler ve labaratuvar yetersizliğine kadar türlü sorunlarla karşılaşıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkan Yrd. Yrd Doç.Dr. Alp Tekin Ergenç ; öğrencilerinin yaşadığı her türlü imkansızlığa rağmen başarıyı hedeflediklerini ve Formula Student Yarışmaları’nın dünyada vizyon olarak kabul edildiğini söyledi. Çalışmalarıyla ve kendilerine olan inaçlarıyla bu yola çıkan gençlere sanayinin destek olarak ellerinden tutması gerektiğine dikkat çeken Yrd.Doç.Dr. Alp Tekin Ergenç; böyle bir projenin danışmanı olmaktan gurur duyduğunu dile getirdi. Yıldız Teknik Üniversitesi Otomotiv Anabilim Dalı destekleriyle çalışmalrını sürdüren YTU Racing Ekibi Mart başına imalatı bitirerek test aşamasına geçmeyi hedefliyor. Formula Student Yarışlarının sadece mühendislik çalışmasından ibaret olmadığını vurgula-


yan ekip, aynı zamanda hazırlanan planlamalarla iş geliştirme, pazarlama, tanıtım gibi birçok kriterlerle adeta kurumsal kriterlerin başarıda önemli yeri olduğunu belirtti. Formula Student Yarışlarına; dünyanın en önde gelen üniversitelerinden MIT, Universty of Stuttgart, TU Munich, Chalmers University of Technology, TU Graz, Universty of Warwick, RWTH Aachen, Universty of Liverpool gibi her yıl ortalama 34 ülke, 130’u akın araç ve 222 takım katılmaktadır. Yarışmacılar; tasarım, iş planlaması, maliyet ve teknik altyapı, hızlanma, sürat, dayanıklılık, yakıt ekonomisi gibi kriterlerine göre ayrı ayrı değerlendirilmektedir. Basit, ucuz fakat işlevsel çalışların kazandıı bu yarış her yıl sektörün sorunlarına ışık tutmaktadır. Makine Teknolojileri Kulübü

olarak faaliyetlerini yürüten topluluk, sadece otomotiv alanında değil, bilim ve teknolojinin her alanında faaliyet gösterirken, savunma sanayi, mekatronik, enerji verimliliği, nanoteknoloji gibi birçok bilim ve teknoloji alanında ulusal çapta akademik kongreler ve sempozyumlar düzenlemektedir. Klübün tamamlanan projeleri arasında; FNSS desteğiyle hayata geçirilen veSavunma Sanayi Müsteşar Yrd. Faruk Özlü’ün açılışını yaptığı Mekanik Katır (MEKAT) Projesi de yer almakta. A

Detaylar:www.ytumaktek.org

yıldızlarnisan/14

69


kulüplerimizden

RÜZGAR ENERJİSİ KULÜBÜ Rüzgar Enerjisi Kulübü, 2010 yılı Mart ayında Yıldız Teknik Üniversitesi bünyesinde faaliyet göstermeye başlamıştır. Kulübümüz, başta üniversitemizde olmak üzere tüm ülkede rüzgar enerjisi bilinci oluşturmak, kullanımını yaygınlaştırmak ve teşvik etmek amacıyla kurulmuştur. Bu amaçtan yola çıkarak bugüne kadar birçok başarıya imza atan Rüzgar Enerjisi Kulübü, çok

70

yıldızlarnisan/14

kısa bir sürede tüm sektörün en bilinen öğrenci topluluğu sıfatını kazanmıştır. Rüzgar Enerjisi Kulübü faaliyetlerini, organizasyonlar ve teknik projeler olmak üzere iki başlıkta yürütmektedir. Projeler, üniversitemizin tüm bölümlerinden öğrencilerin katılımı ve hatta diğer üniversitelerden katılan öğrencilerin de katkılarıyla yönetilmektedir. Rüzgar Enerjisi Kulübü her

yıl yeni üyeler alarak takipçi sayısını artırmakta, yavaş yavaş ülkemizde rüzgar enerjisi ile ilgilenen herkese ulaşmaktadır. Kulübümüzün sosyal medyada 5.000’i aşkın takipçisi bulunmaktadır. Bunların arasında üniversite öğrencileri olduğu gibi, çeşitli özel sektör paydaşları ve devlet kurumları da yer almaktadır.


Kulübün düzenlediği organizasyonlar arasında başı çeken Rüzgar Günleri, Türkiye’nin rüzgar enerjisi sektöründe bulunan, tüm kurum ve kuruluşlara ulaşmayı, buralardan gelecek yetkililer aracılığıyla ilgili kişileri güncel konular hakkında bilgilendirmeyi ve son olarak bu sektörde var olan ve bu sektöre girmek isteyen herkesi bir araya toplamayı amaçlamaktadır. Rüzgar Enerjisi Kulübü’nün geleneksel hale gelmiş olan ve rüzgar enerjisi sektörünün fenomeni olma yolunda ilerleyen Rüzgar Günleri, rüzgar enerjisinin gelişimi ve ülkemizde yaygınlaşması açısından büyük bir önem taşımaktadır. Etkinliğin her yıl artan ziyaretçi sayısı ve gittikçe genişleyen katılımcı profili, ülkemizde bu sektöre olan

ilginin gün geçtikçe arttığını göstermektedir. Etkinliğin ziyaretçi profili; başta Yıldız Teknik Üniversitesi olmak üzere, tüm üniversite öğrencileri ve akademisyenler, çeşitli devlet kurumları personelleri ve özel sektör olarak özetlenebilir. Katılımcı profili ise, sektöre hizmet veren firmaların genelde Yönetim Kurulu Başkanları, Genel Müdürler veya CEO’lardan oluşmaktadır. Rüzgar Günleri Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi işbirliği T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü ve İstanbul Ticaret Odası destekleriyle gerçekleştirilen

bir etkinliktir. Rüzgar Enerjisi Kulübü’nün ilk bahsedilmesi gereken teknik projesi Rüzgar Enerjisiyle Çalışan Araba Projesi’dir. Proje kapsamında son iki yıldır Hollanda’da düzenlenen Racing Aeolus yarışlarında Rüzgar Enerjisi Kulübü ülkemizi başarıyla temsil etmektedir. Proje kulübün ilk teknik projesi olup Türkiye’de bir ilk özelliğini taşımaktadır. Bir ilk olması dolayısıyla yani proje ekibinin önünde buna benzer bir örnek olmamasından dolayı tasarım anlamında bir çok yeniliği de beraberinde getirmiştir. Projede temel olarak Makine Mühendisliği, Mekatronik Mühendisliği ve Metalürji ve Malzeme Mühendisliği lisans öğrencileri görev almaktadır.

yıldızlarnisan/14

71


kulüplerimizden Proje Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’nün himayeleri altında T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, İstanbul Ticaret Odası, TEMA Vakfı ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’nin destekleriyle gerçekleştirilmektedir. Rüzgar Enerjisiyle Çalışan Araba Projesi Hexagon Studio, Türk Hava Yolları, Siemens, EnerjiSA, İpragaz ve Nordex’in ana sponsorluğuyla gerçekleştirilmiş olup geçtiğimiz iki sene zarfında 50’ye

dız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü himayelerinin, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın ve İstanbul Ticaret Odası’nın desteklerinin alınmasıyla başlamıştır. Ek olarak proje YTÜ Teknopark işbirliğiyle gerçekleştirilmektedir. Proje sonunda Türkiye’nin %100 yerli tasarım ve yakın sektörde tanınmış firmayı bir üretimi olan ilk Rüzgar Türbini ürearaya getirerek ciddi bir inovasyon tilmesi hedeflenmektedir. yapılmasını sağlamıştır. Davutpaşa Rüzgar Türbini ProRüzgar Enerjisi Kulübü’nün ikinci jesinin temel amacı kurulacak bir teknik projesi ise Davutpaşa Rüzgar rüzgar türbini yardımı ile kampüs Türbini Projesi’dir. Proje kulübün içerisinde bir açık hava laboratuarı kuruluş amacı doğrultusunda olan havası oluşturmaktır. Projenin yübu projenin hayata geçirilmesi Yıl- rütülmesi esnasında ise farklı alan-

72 72

yıldızlarnisan/14

larda çalışan yüksek lisans veya lisans mühendislik öğrencilerini bir araya getirerek ortak bir çalışma platformu oluşturulmaktadır. Ek olarak bu proje bir rüzgar enerjisi santral projesinin nasıl oluşturulduğundan, bir rüzgar türbinin bütün komponentleri üzerinde ayrı ayrı projeler yürütülüp geliştirilmesinden üretimine kadar bir çok alanda tecrübe edinme imkanı sağlayacaktır. Davutpaşa Rüzgar Türbin Projesi kapsamında Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’ne 15 kW gücünde bir rüzgar türbini kazandı


etkinlik

AVCI: 2014 HEDEFİMİZDEN SAPMADIK Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Yıldızlı gençlerle buluşan Abdullah Avcı, gençlere verilen değerden bahsederken, “Şu an Avrupa’nın 3’üncü genç takımıyız” dedi…

Yıldız Teknik Üniversitesi, Yıldız İşletme Kulübü’nün organize ettiği söyleşide yıldızlı öğrencilerle buluşan Abdullah Avcı, gençlere verilen değer, üst yapı, alt yapı ve bunlar arasındaki ilişkiden bahsetti. Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğin moderatörlüğünü, Lig Radyo Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ayan yaptı. Ayan ‘’Konunun miladı çok önceye dayanıyor olabilir ancak gençlere çok değer verilmeyen Türkiye’de Sn. Avcı’yı büyük bir başarının mümessili olarak görüyoruz’’ diyerek başladığı söyleşide, sözü daha sonra Abdullah Avcı’ya bıraktı. Sözlerine söyleşiden duyduğu memnuniyeti dile getirerek başlayan Abdullah Avcı, her türlü projede gençlerin yanında olmak istediğini vurgulayarak, henüz genç denilebilecek bir yaşta Galatasa-

ray alt yapısındaki başarılarından ve 1999 senesindeki Süper Lig’de yardımcı antrenörlük döneminden bahsetti. Kendisine sorulan sorulara tek tek yanıt veren Abdullah Avcı’nın da Yıldızlılara bir sorusu vardı. “9 Milli takımımız, bir senede kaç tane maç yaptı” diye soran Avcı, doğru yanıtı alamasa da en yakın cevabı veren öğrenciye, Milli Takım Forması hediye ederken “Bugün oynanacak maçla birlikte 105 tane olacak. A milli takımın sağlıklı gelişebilmesi adına değişik ülkelerde oynayıp kendini geliştirmek önemli bir faktör” dedi. Futbol eğitimi ve okul eğitiminin bir arada olması gerektiğini vurgulayan Milli taımlar Teknik Direktörü, bu alandaki projelerden de bahsederken kişilik eğitimiyle destekli projelerin her yaş grubunun hoca-

larıyla geri dönüşler sağlandığını vurguladı. Avcı, Milli Takım için yaptığı değerlendirmede ise “2014 hedefimizden hiçbir zaman sapmadık. 4 maçta, 3 puan aldık ancak hedeflerimiz var. Şu an Avrupa’nın 3’üncü en genç takımını kurduk” dedi. Gençlerin Semih Şentürk’le ilgili sorularına da cevap veren Abdullah Avcı, hiçbir sorunları olmadığını ifade ettiği Semih’in çok değerli bir futbolcu olduğunu vurgularken, bir süreliğine takımdaki yerini alamayacağını ve onun açığını Memduh ve Burak’la kapatmaya çalıştıklarını ifade etti. Söyleşinin sonunda Yıldız İşletme Kulübü’nün plaketini kabul eden Milli Takımlar Teknik Direktörü Abdullah Avcı, gençlerle FİFA 2013 oyunu oynadı. A

yıldızlarnisan/14

73


RÖPORTAJ

Doç. Dr. Muhlis Nezihi SARIDEDE:

“Yıldızın Yükselen Yıldızıyız”

Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Muhlis Nezihi Sarıdede, Kimya Metalurji'den yabancı dillere uzanan eğitim serüvenini, Türkiye'de yabancı dillerin ve bu eğitimin zorunluluklarını "Yıldızlar" dergisine değerlendirdi... İngilizce öğretimine tamamen farklı bir alandan geldiniz. Yabancı Diller’de yöneticilik açısından bu durumun getirdiği zorluklar nelerdir? Farklı alandan gelerek yabancı dillerde yöneticilik yapmak neredeyse tüm üniversitelerde sıkça konuşulan ve tartışılan bir konu. Ancak yabancı dillerin değişime açık, geniş bir vizyona sahip ve deneyimli kadrosu ile farklı alandan gelmenin kattığı vizyon, gözlem ve deneyimlerle birleşince ortaya çok daha zengin ve yaratıcı bir tablo çıkıyor. Böyle bakınca da farklı alandan olmak avantajlı hale geliyor. Sonuçta hiçbir disiplin birbirinden tamamıyla kopuk ve bağımsız var olamaz öyle değil mi?

Yabancı Diller Yüksekokulu her şeyden önce çok büyük bir birim. Üniversiteyi yeni kazanmış öğrencilerin üniversiteyle ilk tanıştıkları, zorlu bir sınav maratonundan sonra ulaştıkları hedefin keyfini yaşadıkları ilk yer. Temel İngilizce Bölümü’nde yani hepimizin bildiği adıyla Hazırlık’ta bu senede önceki yıl olduğu gibi öğrenci sayımız iki binin üzerinde. Bu sayının yeni açılan bölümlerle birlikte her sene artacağı öngörülmektedir. Hazırlık’ta 117 öğretim elemanı aktif olarak görev yapmaktadır. Bu sayı Modern Diller Bölümü’nde 48’dir. Sürekli kendini geliştirmeye, yenilemeye çalışan öğretim elemanlarımız doktora ve yüksek lisans çalışmalarına devam etmekte ve uzmanlık alanlarıyla ilgili konferans Evet, zaten dünyada da bu böyle. ve seminerlere katılmaktadırlar. Disiplinler arası geçiş neredeyse her Sizin yönetim olarak profesyonel alan için olmazsa olmazlardan. Şu anki haliyle Yabancı Diller Yükseko- gelişime bakışınızı tarif eder misiniz? Bizler yönetim olarak “lifelong lekulunu nasıl tanımlarsınız? 74

yıldızlarnisan/14

arning” denilen “hayat boyu eğitim” e inandığımız için elimizden geldiğince profesyonel gelişime yönelik her türlü çalışmayı destekliyoruz. Bu bağlamda 17-18-19 Eylül tarihlerinde Oxford Teacher’s Academy Professional Development Courses ile okulumuzda “sınıf yönetimi” ve “öğrenci merkezli eğitim”e yönelik çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalar sonrasında tüm öğretim elemanlarımıza Oxford Üniversitesi onaylı sertifikalar düzenlendi. Yabancı Diller Yüksekokulu olarak bir ilke daha imza attık. 1-2 Aralık tarihlerinde dil öğreniminde teknolojinin gerekliliğini ve yerini vurgulayan uluslararası bir sempozyum da düzenledik. Dil öğretimi alanında dünyaca ünlü isimler bu sempozyuma katıldı ve iki gün boyunca çok önemli konular tartışıldı. O zaman “Ne olacak bu yabancı dillerin hali?” sorusu artık anlamını yitirdi diyebilir miyiz?


Kesinlikle. Çok büyük bir birim olduğumuzdan yıl içerisinde pek çok sorunla karşılaştığımız doğru. Süreç içerisinde daha çok sorunla karşılaşacağımızı da biliyoruz. Ancak bunlar hiçbir şekilde bizleri yıldıramaz çünkü aynı zamanda biz burada çok büyük bir takımız. Artık kimsenin “Ne olacak bu yabancı dillerin hali?” diye endişelenmesine gerek yok. Öğretim elemanlarımızın desteği ve kararlılığıyla yabancı dileri çok daha iyi seviyelere taşıyacağımızdan kuşkum yok. Bildiğiniz gibi üniversitemiz önce %30 İngilizce ağırlıklı öğretime geçti. Bu yıl da ilk kez %100 İngilizce eğitim verecek bölümlerimiz açıldı. Bunun için programınızda herhangi bir değişiklik yaptınız mı? Başta da söylediğim gibi biz sürekli olarak kendini yenilemeye çalışan büyük bir birimiz. Okulumuzdaki farklı birimlerde meydana gelen her türlü değişikliği düşünerek çalışmaktayız. Önceki yıllarda Intermediate seviye olarak planladığımız öğretim programımızı, üniversitemizin ihtiyaçlarını göz önüne alarak bu yıl UpperIntermediate seviye olarak planladık. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta bunun sadece kağıt üzerinde kalmayacağıdır. Yani, biz seviyeleri planlarken Upper-Intermediate bir kitap seçip, kitabı bitirip bakın işte seviyeyi yukarı çektik demiyoruz. Her bir beceriyi yani okuma, yazma, dinleme ve konuşmayı ayrı ayrı destekleyip, ayrı ayrı değerlendirip, hepsini ortak bir çatı altında birleştiriyoruz. Ders kitaplarını özgün materyallerle destekliyor ve büyük bir titizlikle hazırlanan sorularla tüm becerileri test ediyoruz. Bunu yaparken dil öğretiminde kaçınılmaz bir gereklilik olan teknolojiden yararlanıyoruz. YÖK tarafından kurulan dil laboratuvarlarında online eğitim sistemlerine bağlanarak öğrencinin kendi kendine öğrenme becerisini geliştirmeye çalışıyoruz. Sınıflarımızda mevcut olan müzik sistemlerine ilave

Doç.Dr. Muhlis Nezihi Sarıdede

olarak her sınıfa projeksiyon sistemi kurduk, böylece eğitim araçlarında çeşitlilik sağlamayı da başardığımızı söyleyebilirim. Tabii ki en önemlisi bu araçların sınıflarda aktif olarak kullanılmasıdır. Öyleyse geleneksel yöntemlerden uzak olduğunuz söylenebilir mi? Aslında gelenekselle moderni birleştirmeye çalışıyoruz. Bunu eğitim kalitemizi arttırırken ölçme ve değerlendirme biçimlerimizi de arttırmaya yönelik yaptığımız çalışmalarda da görebilirsiniz. Bu değişiklik sınav sisteminize de yansıdı mı? Elbette. Bu zaten kaçınılmazdı. Artık tüm alanlarda geçerli olan ilkeyi, dil öğretiminde de etkili bir şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Yalnızca sonuca yönelik değil sürece yönelik değerlendirme yapabilmek adına ölçme ve değerlendirmede tek sınav yerine tüm becerileri ölçmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz. Hem yıl içi sınavlarımızda hem de İYS de (İngilizce Yeterlik Sınavı) dilbilgisi ağırlıklı sorular sormak yerine öğrencilerimizi okuma, yazma ve dinleme becerileri açısından değerlendiriyoruz.

Lisans öğrenimini 1991 yılında Yıldız Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Metalurji Mühendisliği Bölümü’nde bölüm birincisi olarak tamamladı. Aynı yıl Yüksek Lisans öğrenimine başlayan Sarıdede, 1992 yılında, mezun olduğu Bölüm’e Araştırma Görevlisi olarak atandı. Doktora öğrenimine 1994’te Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Metalurji Mühendisliği Anabilim Dalı, Üretim Programı’nda başladı ve 1998 yılında tamamladı. 2000 yılında Yardımcı Doçent kadrosuna atanan Sarıdede, 2005’te doktora sonrası çalışmaları kapsamında ABD, Colorado School of Mines’ta elektronik atıklardaki değerli metallerin geri kazanımı ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere proje ekibine katıldı. 2008 yılında Doçent unvanı alan Sarıdede, özellikle demir-çelik, üretim metalurjisi ve geri kazanım alanlarında araştırmalarda bulunmakta, sektöre katkılarını proje çalışmalarıyla da sürdürmektedir. 2012 yılında ABD, University of Utah’ta iki ay boyunca bakır minerallerinin çözündürülmesi üzerine gerek teorik gerekse deneysel anlamda önemli çalışmalar yapmıştır. Profesyonel gelişime olan inancıyla yalnızca metalürji alanında değil, görev aldığı her alanda kendini geliştirmeyi hedefleyen Muhlis Nezihi Sarıdede, Oxford Üniversitesi’nin yürüttüğü Oxford Teachers’ Academy kapsamında ELT Management eğitimi almıştır. Yönetim, Etkili ve Verimli Toplantılar Düzenleme, Takım Çalışması ve Takım Oluşturma, Değişim Yönetimi, Okulda İlerlemeyi Sağlama, Arzu edilen İş Ortamı Oluşturma gibi modüllerden oluşan bu eğitim dünyanın en saygın eğitimlerinin başında gelmektedir. Muhlis Nezihi Sarıdede, halen KimyaMetalurji Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü’nde öğretim üyeliğine devam ederken, yetiştirdiği yüksek lisans ve doktora öğrencileriyle de bu alanlara tam destek vermektedir.

yıldızlarnisan/14

75


RÖPORTAJ YILDIZ’IN YÜKSELEN YILDIZIYIZ… Artık dilbilgisi yok mu sınav-

larda? Daha önce de bahsettiğim gibi en önemli farkımız bunu yaparken geleneksel yöntemleri dışlayıp tamamen kaldırmamamız olarak değerlendirilebilir. Gerek vizelerde gerekse İYS’de ayrı bir dilbilgisi ve kelime bölümü uygulamaktansa öğrencilerimizden, ara sınavlarda değerlendirdiğimiz dilbilgisi ve kelime bilgisini vizelerde ve İYS’de becerilere yönelik kullanmalarını istiyoruz. Yıl içerisinde ayrıca bir konuşma sınavımız da var. Dönem içerisinde öğrencilerimiz dinleme ve konuşma derslerinde gerek münazaralar ile gerekse sunumlar ile değerlendirilmektedir. Benzer şekilde öğrencilerimize okuma derslerinde bir yandan seviyelendirilmiş makaleler okutup bunların yorumlarını yaptırırken, bir yandan da okuma grupları oluşturarak onların performanslarını değerlendiriyoruz. Dil öğretiminde asla yadsıyamayacağımız kelime öğretimine de ayrıca önem vererek sözlük kullanmayı teşvik ediyoruz. Yine alışılageldiği üzere yazma dersi için öğrencilerimize bir konu verip, hadi yazın demiyoruz. Konuyla ilgili her türlü hazırlık yapıldıktan sonra sınıf içi

76

yıldızlarnisan/14

yazma çalışmalarıyla üretkenliği destekliyoruz. “Yazma” daki subjektiviteyi ortadan kaldırabilmek adına hem değerlendirme kriterlerimizi uluslar arası sınavlara göre değiştirdik hem de tüm sınav kağıtlarını en az iki okumaya tabi tuttuk. Yani bir öğrencinin yazma sınav kağıdı en az iki hoca tarafından değerlendiriliyor. Puan farkının çok olması durumunda sınav kağıdı üçüncü kez değerlendiriliyor. Böylelikle sınavlarımızın güvenirliği de artmış oluyor. Çoktan seçmeli sınavlar da artık kendi bünyemizde ve hem bir hocamız hem de görevli bir memur arkadaşımız tarafından kendi optik okuyucumuzda değerlendiriliyor. Bu da sınav değerlendirmelerinde hata payını en aza indiriyor. Teknik Üniversite olmamız programınızı etkiliyor mu? Öğrencilerimizin sıklıkla karşılaşacağını düşündüğümüz grafik ve tablo okuma, yorumlama ve tabii ki “yazma” programımızın olmazsa olmazlarından. Dinleme yaparken de “note-taking” ön plana çıkıyor. Yine geçen yıl hayata geçirdiğimiz Yazma Merkezi ile de öğrencilerimize yazma becerilerini kullanırken karşılaştıkları

sorunları çözmeye yönelik çalışmalar yaptırıyoruz. Yazma Merkezimiz tüm öğrencilere açık ve web sitemizden öğrencilerimizin aldıkları randevular doğrultusunda öğrencilerimizle bire bir çalışarak onların ihtiyaçlarına karşılık vermeye çalışmaktadır. En sonunda dili öğrenmelerini ve öğrendikleri dili doğru kullanmalarını istesek de, öğrencilerimize öğrenme sürecinde çok doğal ve kaçınılmaz olan yanlış yapmanın da öğrenmenin bir parçası olduğu duygusunu vererek dili kullanmalarını sağlamak çok önemli. Elbette bütün bunlar yalnızca sonuca yönelik değerlendirmeden yana olmadığımız ve öğrencilerimizi bir bütün olarak sürece yönelik de değerlendirmeye çalışma amacımızdan kaynaklanıyor. Bireysel farklılıkları da mümkün olduğunca gözetmeye çalışıyoruz. Çoklu bir ölçme değerlendirme sürecinin, öğrencilerimize performanslarını daha doğru yansıtma imkanı da sunduğu bir gerçek. Hazırlık öğrencilerinin emin ellerde olduğunu söyleyebiliriz o zaman. Kaliteli eğitim herkesin hakkı. Bunu yalnızca kendi üniversitemizdeki öğrencilerle sınırlamıyoruz. Yüksekokulumuz Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ve Milli Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Yüksek Lisans ve Doktora Programı kapsamında seçilen öğrencilere ÜDS/KPDS ve TOEFL/IELTS sınavlarına yönelik 6 aylık İngilizce hazırlık eğitimi de vermektedir. Bu eğitimlerdeki performansımız öğrenci memnuniyetiyle kendini göstermiştir. Bu programlar kapsamındaki öğrenciler artık Yıldız’ı birbirlerine tavsiye etmektedirler. Bu da bizim doğru yolda ilerlediğimizin en büyük göstergesi olarak görülmelidir. Takip edebildiğimiz kadarıyla YDYO nun yurt dışı üniversitelerle işbirliği de sözkonusu. Evet. Yıldız Teknik Üniversitesi olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde


Got Talent (Yetenek Sizsiniz) yarışması yalnızca Yıldız’da değil diğer üniversitelerde de ses getirdi. Bu da bizi çok mutlu etti. Ayrıca düzenlediğimiz Reading Competition ve Writing Competition ile de öğrencilerimizin okuma ve yazma alanlarında gösterdikleri performansları ayrıca değerlendirerek 1., 2.ve 3. olanlara sertifika ve çeşitli hediyeler verdik. Düzenlediğimiz bir poster yarışması ile de öğrencilerimize öğrendiklerini somut olarak ifade etme fırsatı verdik. Bu yıl bu tür faaliyetleri İngilizce kısa film çalışmalarıyla daha da kapsamlı hale getirip, yalnızca Hazırlık’taki değil Modern Diller’deki öğrencilerimize de ulaşmayı planlıyoruz. Hazırlıkta açtığımız “facebook” sayfasıyla öğrencilerimize sosyal medya aracıyla da ulaşmaya çalışarak paylaşımlarda bulunuyoYanılmıyorsam Yabancı Diller ruz. Yine bu yıl okulumuza katılan Yüksekokulu artık ders dışı etkinlik- iki yabancı öğretim elemanı ile bir Konuşma Kulübü kurduk. Bunu yaplere de önem veriyor. Çok doğru. Geçen yıl ilk kez ha- maktaki amaçlarımızdan biri yalnızyata geçirdiğimiz Hazırlık öğrencile- ca öğrencilerimizin değil pek çoğurimizin yeteneklerini İngilizce şarkı, muzun ortak derdi olan “Anlıyorum şiir ve skeçlerle sergiledikleri YTU’s ama konuşamıyorum” un biraz da bulunan Northern Virginia Community College (NVCC) ile İngilizce Hazırlık Öğretimi İşbirliği Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma kapsamında, Yabancı Diller Yüksekokulu İngilizce Hazırlık öğretimine devam eden öğrencilerimiz bir ya da daha fazla dönem boyunca Hazırlık öğrenimlerine Amerika’da devam edebilecekler. Öğrencilerimiz isterlerse sadece yaz dönemi için de bu seçenekten yararlanabilecekler. Şimdiden bu programa oldukça ilgi gösterdiler bile. Bu seçenek yakıında sadece Amerika ile sınırlı olmayacak. İrlanda’daki Dublin City University ile de bir anlaşma yapmak üzereyiz. Anlaşmamız tamamlandığında öğrencilerimiz tercihlerini dilerlerse Dublin City University yönünde kullanabilecekler.

olsa önüne geçebilmekti. Bu kulüpte öğrencilerimize gündelik hayatta karşılaşabilecekleri sorunları İngilizce ifade edebilmelerine yönelik alıştırmalar yaptırdık. Benzer bir uygulamayı üniversitemizin tüm birimlerindeki öğretim elemanlarına da açtık. Üniversitemiz adına güzel bir başlangıç yaptığımızı söyleyebilirim. Alacağımız geribildirimlerle programımızı revize ederek burada da memnuniyeti en üst seviyelere taşıyacağımıza inanıyorum. Yabancı Diller’deki bu ivmenin artarak devam edeceğini söyleyebilir miyiz? Kesinlikle. Üniversitemizin ilkeleriyle paralel olarak Sayın Rektörümüzün de sıklıkla dile getirdiği üzere öğrenci lehine olan değişiklikleri destekleyerek hayallerimizi hedeflere hedeflerimizi de gerçeklere dönüştürmekte kararlıyız. Yıldız’ın yükselen yıldızıyız ve üniversitemizdeki tüm birimlerin desteğiyle daha da yükseleceğimize inanıyoruz. A

yıldızlarnisan/14

77


İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ’NİN İTİBARI ÖLÇÜLDÜ YTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi olarak, 2012 yılında Türkiye’de ilk defa bir fakültenin gerçekleştirdiği bir çalışma yürüterek Fakülte olarak Paydaşlarımızın gözünde itibarımızı araştırdık.

2012 yılında 20. Yaşını kutlayan Fakültemizin bugüne kadar geldiği noktada öğrencilerimiz, akademisyenlerimiz, mezunlarımız idari personelimiz, iş dünyası, sivil toplum örgültleri, kamu kuruluşları ve diğer paydaşlarının gözünde nasıl görüldüğümüzü ve algılandığımızı merak ettik ve tamamen akademik medoloji ile yürütülen araştıma gerçekleştirdik. Türkiye’de bir Fakülte tarafından ilk defa gerçekleştirilen bu çalışma hem paydaşlarımızın gözüyle kendimizi ve bugüne kadar geldiğimiz noktada neleri doğru yaptığımızı görmemizi sağladığı gibi, aynı zamanda, gelecekte neler yapmamız gerektiği ve neler yapabileceğimiz konusunda bizi yönlendirdi. Kamuoyunun, bir kişi ya da bir kuYıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, öğrenci, akademisyen, idari personel ve dış paydaşlarının katılımıyla gerçekleştirdiği kendi itibar araştırmasının içeriği aşağıda yer almaktadır. Araştırma verileri, her bir paydaş grubu ile yüz yüze mülakat ve anket yöntemi ile toplanmıştır. Mülakat neticesinde elde edilen veriler, anketlerin düzenlenmesinde kullanılmıştır. Her bir paydaş grubuna yönelik olarak da, 4 ayrı anket formu hazırlanmıştır.

78

yıldızlarnisan/14

rumun geçmiş davranışlarına ya da özelliklerine dayanarak ne kadar takdir edildiği ve beğenildiği kurumsal itibar kavramının özünü oluşturur. Hepimizin bildiği gibi günümüzde kurumsal itibar tek başına bir değer oluşturmaktadır. Kurumlar için son derece önemli olan itibarı kazanmak yoğun çaba ve zaman gerektirirken, kaybetmek oldukça kolay olabilmektedir. İtibarlı olmak algısı, kurum içi çalışanların, rakiplerin, hissedarların ve diğer kuruluş mensuplarının kısacası tüm toplumun algılamalarını içerir. Bireyleri hayata hazırlarken, farklı bakış açıları kazandırıp, kendini geliştirme imkanı sunan, toplumun ihtiyaçlarına her alanda cevap vermeye çalışan, nitelikli bilimsel çalışmalar

ÖĞRENCİLER

üreten üniversiteler itibarı en önemli kurumlar arasındadır. Yapılacak itibar değerlendirmelerinde öğrenciler başta olmak üzere, akademik ve idari personel, mezunlar, üniversite ile işbirliği içerisinde olan kurum ve kuruluşlar gibi paydaşların, üniversitelerin itibarları ile ilgili yapılacak değerlendirmelerde olmazsa olmaz rolü bulunmaktadır. Fakültemizin değerli öğretim elemanlarından Dr. Emel Esen tarafından yürütülen bu çalışmanın bir diğer önemli tarafı, bu çalışmanın bizi paydaşlarımızla birlikte gelecekte neler yapmamız gerektiği konusunda çok daha doğru yönlendirecek bilgiler üretmiş olmasıdır.

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin 704 öğrencisinden %40’ı 1. sınıf öğrencisi, %36’sı 2. sınıf öğrencisi, %12’si 3. sınıf öğrencisi ve %11’i de 4. sınıf öğrencisidir. Öğrencilerin %28’i İşletme Bölümü öğrencisi, %56’sı İktisat Bölümü öğrencisi ve %14’ü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünün öğrencileridir.


ÖĞRENCİLER KÖKLÜ TARİHSEL YAPIYA ÖNEM VERİYOR Öğrencilerin fakültenin itibarına yönelik algılamalarına etki eden unsurların başında fakültemizin köklü tarihsel yapısı gelmektedir. Daha sonrasında sırasıyla fakültenin stratejik konumunun güçlü oluşu, fakültenin düzenlemiş olduğu paneller ve konferanslar, çeşitli öğrenci değişim programlarının varlığı da, fakültenin öğrenciler nezdindeki itibarını artırmaktadır.

KALİTELİ YÜKSEK EĞİTİMİN TÜM UNSURLARI FAKÜLTE İTİBARINI ETKİLİYOR Öğrencilerimize göre fakültenin itibarı vermiş olduğu kaliteli yüksek eğitim ile özdeşleşiyor. Öğrencilerinin fikir ve sorunlarını dinleyen, onlara değer veren yönetim anlayışı ve öğretim üyeleri fakültenin itibarına katkı sağlıyor. İş dünyasındaki olumlu imaj fakültenin itibarına etki ediyor. Üniversitenin itibarı ise öğrenciler tarafından en çok üniversitenin tanınırlığı ile özdeşleştiriliyor. Öğrenci olmaktan gurur duyulacak bir üniversitede eğitim almak ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nin kurumsal üniversiteler arasında yer alması da öğrencilerimiz gözünde üniversitemizi itibarlı kılmaktadır.

AKADEMİSYENLER

Araştırmaya katılan akademisyenlerin, %15’i Prof. Dr., %28’i Doç. Dr., %17’si Yrd.Doç. Dr., %1’i Öğr.Gör.Dr., %1’i Arş.Gör.Dr. ve % 23’ü de Arş.Gör.’dir. Bu çalışmaya katılan akademisyenlerin %33’ü Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden, %23’ü İktisat bölümünden, %43’ü de İşletme bölümündendir. Akademisyenler açısından İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin uygulamaları arasında en çok fakülte bünyesinde yapılan paneller ve konferansların itibar sağladığı görülmektedir. Akademisyenlerin başarıları ve yükselmelerinin duyurulması ve fakülte yönetiminin çalışanlarına değer vermesi, akademisyenler açısından itibar sağlayıcı uygulamaların üst sıralarında yer almaktadır.

AKADEMİSYENLERİN ÖNCELİĞİ: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

Görüşlerini açıkça ifade edebilme, yüksek eğitim kalitesi ve çalışanlarına değer veren bir yönetim anlayışı akademisyenler tarafından en önemli itibar unsuru olarak görülmektedir. Fakülte yönetiminin yaklaşımı hem fakültede olumlu görülmüş, hem de önem verilen uygulamalar arasında yer almıştır. Akademisyenlerin, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin genel itibarına ilişkin değerlendirmelerinde üniversite-sanayi işbirliğine önem verilmesi itibarın en önemli parçasını oluşturmaktadır. Üniversitenin tanınan saygın bir üniversite olması ile reklam ve tanıtım faaliyetlerine önem vermesi, üniversiteyi, İİBF akademisyenleri gözünde itibarlı kılmaktadır.

• ‘‘İ.İ.B.F. İtibar Anketi çalışmasından çıkan en önemli sonuç, fakültenin düzenlemiş olduğu akademik toplantıların (paneller, konferanslar v.b.) itibarını belirleyen en önemli unsur olduğudur.’’ • “İ.İ.B.F. Akademisyenleri fakültenin itibarını, kendilerine değer veren yönetim anlayışına bağlamaktadır.’’ • ‘‘İ.İ.B.F. Öğrencileri fakültenin itibarında konumunun ve tarihinin yanısıra, değişim programları ve üniversiteler arası işbirliklerinin önemini vurgulamaktadır.’’

yıldızlarnisan/14

79


ÖĞRENCİLERİN TUTUMLARI İTİBARI ETKİLİYOR İdari kadroya göre, İİBF’de itibar sağlayan uygulamalar, uygun çalışma saatleri, öğrencilerin saygılı olması ve fakültenin bulunduğu konumdur. Fakültenin idari kadro çalışanlarının itibar uygulamalarına verdiği önemin ortalaması yüksektir. İtibarı önemli kılan uygulamalar, rahat bir fiziksel çalışma ortamı, eleştiri ve önerilere açık bir yönetim anlayışı ve sağlıklı ve nazik bir yönetim anlayışıdır.

İTİBARIN ANAHTARI: SAYGINLIK Üniversitenin tanınan, saygın bir üniversite olması, sorumlu ve bilinçli öğrenciler yetiştirmesi ve kurumsal üniversiteler arasında yer alması, üniversiteyi idari personel gözünde itibarlı kılan diğer öğelerdir.

İDARİ PERSONEL

İtibar araştırmasına katılan idari personel sayısı 9’dur. Katılımcıların %66’sı erkek, %33’ü de kadındır.

DIŞ PAYDAŞLAR

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile iletişim halinde olan, çeşitli etkinlikler yürüten 66 paydaşın, %69’u erkek, %30’u da kadındır. Eğitim durumları açısından baktığımızda da, %1’i lise mezunu, %44’ü lisans mezunu ve %54’ünün ise lisansüstü mezunu olduğu görülmektedir.

DIŞA AÇIK BİR FAKÜLTE: SÜREKLİ DÜZENLENEN TOPLANTILAR İLE İŞ DÜNYASI VE DIŞ PAYDAŞLAR İLE BİR ARAYA GELİYORUZ Dış paydaşların itibar algısını etkileyen unsurlar düzenlenen panel ve konferanslar, fakültenin köklü tarihsel yapısı ve paydaşlara verilen değerdir. Yüksek eğitim kalitesi, iyi bir yönetim yapısı ve akademisyenlerin başarıları, fakültenin itibarını önemli kılan uygulamaların başında yer almaktadır. Dış paydaşlara göre, üniversitenin tanınan, saygın bir üniversite olması, kurumsal üniversiteler arasında yer alması ve nitelikli akademik kadroya sahip olması, üniversiteyi itibarlı kılmaktadır. 80

yıldızlarnisan/14


81


etkinlik

BAŞARIYA GİDEN YOL “YTÜ İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi ve Gelişim Üniversitesinin Düzenledikleri Konferans’ta İşletmelerde Başarıya Giden Yol: Bilgi, Beceri ve Yetenek Yönetimi Tartışıldı”

20.Kuruluş yılı kapsamında 2012 yılı boyunca çok sayıda etkinlik gerçekleştiren YTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, yılın son büyük etkinliğini de 25 Aralık 2012 tarihinde Üniversitemiz Oditoryumu’nda gerçekleştirdi.

şarıya Giden Yol: Bilgi, Beceri ve Yetenek Yönetimi” konulu panelde işletmelerin başarının temel belirleyicilerinden olan bilginin ve insan kaynağının yönetim ilkeleri bütün yönleriyle konunun uzmanları tarafından tartışıldı. Panelin açılış konuşmaları YTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güler ARAS ve Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut GÜNER tarafından yaYıldız Teknik Üniversitesi İktipıldı. Prof. Dr. Güler ARAS açılış kosadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile nuşmasında üniversitelerin bilgiyi Gelişim Üniversitesi’nin birlikte üreten, beceri kazandıran ve yetedüzenledikleri “İşletmelerde Banekleri geliştiren kurumlar olarak 82

yıldızlarnisan/14

çok önemli işlev üstlendiklerini vurguladı. Prof. Dr. Mesut Güner de konuşmasında üniversitelerin iş dünyası için bilgili, becerikli ve yetenekleri çerçevesinde yönlendirilmiş nitelikleri mezunlara kazandırdığını ifade eti.

“Üniversiteler bilgiyi üreten, beceri kazandıran ve yetenekleri geliştiren kurumlardır.”


Marmara Üniversitesi’nden Prof. D r. E min A RCA, O kan Ü niv ersitesi’nden Prof.Dr. Gonca Telli Yamamoto, İDEA-E-Öğrenme Çözümleri şirketinin sahibi Ufuk AKBAŞ, Burger King restoranlarının lojistik firması FASDAT’ın Genel Müdürü Celal OKTAY ile YTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç.Dr. Kenan AYDIN’ın konuşmacı olarak katıldığı paneli YTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim Organizasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esin Can yönetmiştir. Bilgi Beceri ve Yetenek Yönetimi temalı panelde panelistler özetle aşağıdaki konulara vurgu yapmışlardır; Prof.Dr. Emin ARCA, esrarengiz Çinli savaşçı ve filozof Sun Tzu tarafından günümüzden iki bin beş yüz yıl önce yazılan Savaş Sanatı kitabının belki de dünyanın en etkili ve saygın strateji kitabı olduğunu vurgulamıştır. Kitap, yazıldığı tarihten bugüne kadar askeri komutanlar ve strateji uzmanları kadar politikacılar ve yöneticiler tarafından da hala aynı tazelikte okunup incelenmekte ve okullarda ders kitabı olarak okutulmaktadır.

kimilerince liderlerin yükselişleritemelindeki stratejilerde Sun “Savaşmadan ka- nin Tzu’nun sürekli olarak vurguladığı zanmak en iyisidir.” şu ilkenin yattığı gözlenmektedir: Savaşmadan kazanmak en iyisiARCA’nın sunumunda; Sun dir… Tzu’nun Savaş Sanatı klasiğinin Prof. Dr. Gonca Telli Yamamostratejilerini aktif öğrenme çer- to, Yeni Teknolojiler ve Girişimçevesinde öğrencilerimizin ken- cilik başlıklı konuşmasında şu dilerinin kullanımlarını sağlamak konulara vurgu yapmıştır; insaamacıyla, geçmişten günümüze noğlu tarihsel süreç içerisinde her büyük liderlerin hayatlarını konu zaman yeni teknolojiler geliştirealan filmler ve edebi metinler kul- rek yaşamlarını kolaylaştırma ve lanılarak liderlerin öngörülerinde yaşam kalitelerini arttırma çabası Sun Tzu’nun izlerinin aranmasının içerisinde olmuştur. Teknoloji inberaberce incelenmesi amaçlan- sanoğlunun ihtiyaçlarına uygun mıştır. Sunumda ne tür durumlar- yardımcı alet ve edevatın yapılda nasıl hareket edilmesi gerekti- ması ya da üretilmesi için gerekli ği ile de ipuçları verilmiştir. Hatta bilgi ve yetenek olarak tanımla-

nıyor. İlkel aletlerden başlayarak gelişimini sürdüren insanoğlu günümüzdeki küresel fiber ağlara kadar çok farklı teknolojileri devreye alıyor. Yeni pazar, ürün ve/ veya süreç fırsatlarını tespit ederek, bu fırsatlardan faydalanmak amacıyla ekonomik bir faaliyetin başlatılması veya genişletilmesi yönündeki çaba girişimcilik olarak değerlendiriliyor. İDEA-E-Öğrenme Çözümleri şirketinin sahibi Ufuk Akbaş’ın konuşması “Enformasyon Çağında Rekabet Edebilmenin Sırrı: Yetenek Yönetimi” üzerine idi. Akbaş, günümüz rekabet ortamındaki başarının sırrının; yetenekli, dünya ile iletişim kurabilen ve bilgiye yıldızlarnisan/14

83


etkinlik

ulaşabilen onlardan yararlanmasını bilen insan kaynaklarına sahip olmakta yattığını belirtmiştir. Bu bağlamda bu yeteneklerin yönetiminin nasıl olması gerektiği bir başka ifade ile bunların seçilmesi, motive edilmesi, kariyer planlarının yapılması ve performanslarının ölçülmesinin önemli olduğuna vurgu yapmıştır. Fasdat Gıda A.Ş. Genel Müdürü Celal Oktay ise bir uygulamacı olarak bilgi, beceri ve yetenek yönetiminin iş yaşamındaki önemine vurgu yapmıştır. Celal Oktay, yöneticisi olduğu şirketin kuruluşundan itibaren elde ettikleri başarılarının temelinde; kalite ve maliyet kontrolünde tedarikçileri ile yürüttükleri işbirliklerinin ve temel ürünlerin(core items) kendi grup bünyelerindeki tesislerde üretme stratejisinin olduğuna vurgu yapmıştır. Türkiye’de gösterdikleri yüksek performans nedeniyle Burger King merkezinden yeni teklifler aldıklarını ve bu bağlamda Çin, Makedonya ve Gürcistan ile birlikte KKTC operasyonlarını da başarı 84

yıldızlarnisan/14

ile hayata geçirdiklerini belirtmiştir. Özellikle Çin operasyonları için; tedarik zinciri alt yapısının iyileştirilmesi ve satın alma süreçlerinin yeniden ele alınması ile maliyetlerin %13 oranında azaltılması aşamalarında elde ettikleri başarılı sonuçlardan söz etmiştir.

(Bilgi+Beceri)YETENEK =Sonuç Oktay, Bilgi, beceri ve yetenek ilişkisini;(Bilgi+Beceri)YETENEK Sonuç olarak formüle etmek istediğini belirterek, burada bilgi ve beceriyi girdi, yeteneği ise üssel bir kuvvet olarak göstermiştir. Doç. Dr. Kenan Aydın ise konuşmasında; “Pazarlama Stratejisi Nasıl Olmalıdır?” sorusuna cevap aramıştır; Aydın, Peter Drucker’ın düşüncelerinden yola çıkarak “İşletmenin amacı müşteri yaratmak olduğundan, iş girişimleri sadece iki temel işleve sahip olmalıdırlar: pazarlama ve inovasyon. Sonuçla-

rı üreten pazarlama ve inovasyondur; geriye kalanların hepsi maliyettir.” görüşüne vurgu yapmıştır. Aydın, pazarlama anlayışına gelinceye kadar yaşanan dönemlere ve bu dönemlerin temel özelliklerine vurgu yaptıktan sonra pazarlama anlayışının temel özelliklerini ifade etmiştir; bu bağlamda tüketicilerin arzu ve ihtiyaçlarının belirlenmesi ile buna uygun mal ve hizmetlerin üretilmesi ile tüketicilerin memnun edilmesi ve işletmelerin de amaçlarına ulaşmasının sağlanmasının önemli olduğunu belirtmiştir. Aydın, her bir organizasyonel seviyede strateji belirlemesinin nasıl yapılması gerektiğini belirttikten sonra özellikle şirket merkezlerinde tüm organizasyona rehberlik edecek stratejik bir iş planının şirket üst yönetimi tarafından nasıl yapılacağını açıklamış, başarılı bir pazarlama stratejisinin belirlenmesinde 5N 1K sorularına kapsamlı bir biçimde cevap verilmesi gerektiğini IKEA şirket örneği üzerinden anlatmıştır. A


haber

TÜRKİYE DÜNYAYA TEKNOLOJİ İHRAÇ EDECEK YTÜ Teknoparkı’nda yer alan Poligon TR Ar-Ge ofis ve laboratuvarının açılışı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu’nun katılımıyla gerçekleşti…

Yıldız Teknik Üniversitesi Teknoparkı büyümeye devam ediyor. Poligon TR Ar-Ge Ofis ve Laboratuvarı da YTÜ Teknoparkı’ndaki yerini alarak, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Yardımcısı Prof.Dr. Davut Kavranoğlu’nun da katıldığı bir açılış töreniyle faaliyete geçti. Programa, Prof.Dr. Kavranoğlu’nun yanı sıra, Poligon TR Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Önder’le birlikte şirket çalışanları ve çok sayıda davetli katıldı. Prof.Dr.Kavranoğlu’na ilk %100 yerli üretim olan ve yerli savunma sanayii açısından büyük önem taşıyan Poligon TR Aslan marka “network switch”ler hakkında bilgi verildi. Prof.Dr. Kavranoğlu yaptı-

ğı açıklamada Devlet olarak yenilikçi ve ülkemize vizyon katacak her projeyi desteklediklerini belirterek, hedef olarak sadece Türkiye değil global pazarları hedeflenmesi gerektiğini ve devlet olarak her zaman destek vereceklerini söyledi. Poligon TR Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Önder ise yaptığı açıklama da; ”Gerek Türkiye gerekse global pazarlarda şu an prototipini ürettik, 6 ay içerisinde üretime geçeceğiz. Ürünlerimiz ile BT pazarında iddialı olacağız. Büyüyen Türkiye’mizi BT alanında da kendi altyapı ve network sistemlerini üretir hale getirip tüm dünyaya teknoloji ihraç edecek seviyeye geleceğiz” dedi. A yıldızlarnisan/14

85


etkinlik

“The 8th International Conference on IT Applications and Management” Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Elektrik-Elektronik Fakültesi ve Hanyang Üniversitesi işbirliği ile düzenlendi. 28-29 Haziran 2012 tarihlerinde üniversitemiz ev sahipliğinde gerçekleşen konferans, 14 farklı ülkeden yurt içi ve yurt dışından birçok akademisyen ve iş adamını bir araya getirdi. Ana teması “İnovasyon ve Gelecek Teknolojiler” olan uluslararası konferans İİBF Dekanı Prof. Dr. Güler Aras’ın açılış konuşmasıyla başladı. Açılış törenine Kore Veritabanı Derneği Başkanı Namjae Cho ve Kore Büyükelçisi Lee Sangkyu’nun 86

yıldızlarnisan/14

konuşmaları ile devam edildi. Program kapsamında oditoryum ve sergi salonunda gerçekleşen oturumlarda iki gün boyunca inovasyon ve gelecek teknolojiler, farklı yaklaşım ve düşünceler kapsamında tartışıldı. Dünyanın 14 farklı ülke-

sinden çok sayıda akademisyen ve davetli konuşmacının katıldığı toplantı yoğun oturumlar ve düzenlenen panelllerle gerçekleştirildi. 28 Haziran günü 1. ana konuşmacı Türk Telekom CFO’su Mustafa Uysal “Yeni Ekono-


mide İnovasyonun Etkisi” (The Impact of Innovation in the New Economy) başlıklı konusunu sundu. Sonrasında Prof. Dr. Güler Aras’ın oturum başkanlığında “Yeni Ekonomi Döneminde Girişimcilik” (Enterpreneurship in the New Economy Era) konulu ilk özel oturum gerçekleşti. Bu oturuma Terra Bona’nın yönetici ortağı Osman Dinçbaş, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Adnan Selçuk Erginöz, SUNLAB yönetici ortağı Evren Emre ve ARD Energy Systems kurucusu Esra Canpolat konuşmacı olarak katıldılar. Programın devamında farklı konularda paralel oturumlar

gerçekleştirildi ve akşam Yıldız Hisar Tesislerinde yemek daveti verildi. 29 Haziran sabahı 2. ana konuşmacı Mun Cho “Yakınsama Çağının Gelişi: Bir Medeniyet Yaklaşımı” (The Coming of Convergence Age: A Civilization Approach) konulu sunumunu yaptı. “Teknoloji ve Ekonomi” (Technology&Economy) konusunun tartışıldığı 2. özel oturum Jin Soo Kim’in oturum başkanlığında, Kore Veritabanı Derneği Başkanı Namjae Cho, MediaNOVO Genel Müdürü Serkan Sevim, İlab Venture’nin Direktörü Yüksel Dibekoğlu ile Pozitron’un kurucusu ve CEO’su Fatih İşbecer’in katılımlarıyla gerçekleştirildi. Aynı

gün 3. ana konuşmacı Prof. Dr. Sung K. Kim “Dijital Bakımdan Gelişmiş Bir Ülke’de e-Devlet: Kore Örneği” (e-Government in a Digitally Advanced Country: A Case of Korea) konulu konuşmasını gerçekleştirdi. Son derece başarılı geçen organizasyon, YTÜ Elektrik ve Elektronik Fakültesi öğretim üyelerinden Doç.Dr. Haluk GÖRGÜN, YTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güler ARAS ve Hanyang Üniversitesi Kore Veritabanı Derneği Başkanı Prof.Dr. Namjae Cho’nun kapanış konuşmalarıyla sona erdi. A

yıldızlarnisan/14

87


sempozyum

I. ULUSLARARASI ELT SEMPOZYUMU

Yabancı Diller Yüksek Okulu Bir İlke İmza Attı Yıldız Teknik Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu 1-2 Aralık 2012 tarihlerinde “Web Technologies in ELT Classrooms - Evaluating Future and Current Practice (İngilizce Öğretim Ortamlarında Web Teknolojileri-Gelecek ve Mevcut Uygulamaların Değerlendirilmesi)” konulu uluslararası bir sempozyuma ev sahipliği yaptı.

88

yıldızlarnisan/14


Açılışını Rektör Yrd. Prof. Dr. Yusuf Ayvaz ve Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Muhlis Nezihi Sarıdede’nin yaptığı sempozyuma Amerika Birleşik Devletleri’nden Kanada’ya, İngiltere’den Avustralya’ya, Japonya’dan İspanya’ya dünyanın çeşitli ülkelerinden konuşmacılar ve dinleyiciler katıldı. İngilizce öğretiminde web teknolojilerinin öğretim ortamlarında kullanımına yönelik gerek teorik bilgilerin verildiği gerekse uygulamalı örneklerin sunulduğu iki günlük sempozyumda tüm dünyada alanlarında uzman kabul edilen Stephen Krashen, Chuck Sandy, Gary Motteram, Nicky Hockly, Luke Meddings ve Lindsay Clanfield gibi konuşmacılar yer aldı. Farklı ülkelerden en az on dokuz konuşmacının web teknolojilerine yönelik düzenlediği eş zamanlı oturumlar katılımcılardan büyük beğeni topladı. Ayrıca sempozyum süresince poster sunumları da düzenlendi. Bu sunumlarda da katılımcılar, uzmanların çalışmalarını görme ve çalışmalarla ilgili kendilerinden bilgi alma şansına sahip oldular. Açılışta ve sempozyumun ikinci gününde yapılan zeybek, davul ve çeşitli dans gösterileri ile zenginle-

şen sempozyumda yerel ve ulusal motiflerle belki de ilk kez karşılaşan katılımcılar farklı da olsa aynı “dil” de buluşma imkânı buldular. YDYO öğretim elemanları ve öğrencilerinden oluşan Wannabe adlı müzik grubunun dinletisi de izleyenlerden tam not aldı. Yıldız Çatı Restoran’da gerçekleştirilen sempozyum açılış yemeği, katılımcılara samimi bir ortamda biraraya gelerek tanışma ve fikirlerini paylaşma imkânı sundu. Sempozyumun gerçekleşmesinde Oxford University Press, Pearson Publishing, British Council, Macmillan Publishing, ITDI, IDP IELTS, Pilgrims English Language, Macenta, Embassy of the United States of America Courses, British Side, Garnet Education, CELT Athens, National Geographic Learning, Cengage Learning, Yıldız SEM, The House Cafe ve Kurukahveci Mehmet Efendi Mahdumları farklı alanlarda sponsor oldular. Sempozyum bitiminde katılımcılara yurtdışı konaklamalı kurs imkanı da dahil olmak üzere çekilişle pek çok ödül verilerek etkinlik unutulmaz hale getirildi. A

yıldızlarnisan/14

89


ETKINLIK

YILBAŞI RESEPSİYONU YTÜ Ailesi Yılbaşı Resepsiyonunda biraraya geldiler. Yıldızlılar, Yıldız Çatı Restoran’da verilen yılbaşı resepsiyonunda buluştular. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, akademik ve idari personeli bir araya getiren resepsiyonda geçen yılın değerlendirmelerinin yanısıra, yeni yıldan beklentiler dile getirildi.

90

yıldızlarnisan/14


y覺ld覺zlarnisan/14

91


seminer

“FAKİRLİKTEN ÇIKARSINIZ AMA ZENGİN OLAMAZSINIZ” Akademisyen, işadamı ve girişimcilerin katılımıyla kurulan “Bilim Teknoloji İçin İstanbul Çalışma Grubu” açılışında konuşan YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, “teknolojik üstünlüğe geçmedikçe fakirlikten çıkılsa da zengin olamazsınız” dedi… Bir sivil toplum girişimi olarak ortaya çıkan “Bilim Teknoloji İçin İstanbul Çalışma Grubu” ilk toplantısını Malta Köşkünde yaptı. Üniversite rektörleri, öğretim üyeleri, sivil toplum temsilcileri, iş adamlarının katıldığı toplantıda, Türkiye’nin bilim ve teknolojide gerekli seviyeye çıkması için sivil toplumun neler yapması gerektiği tartışıldı. Toplantıda konuşan rektör, akademisyen, iş adamı ve sivil toplum temsilcileri de bilim ve teknoloji konusunda bir seferberlik başlatılmasını önerdiler. TÜBİTAK Bilim Kurulu üyesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek takdim konuşmasında “Türkiye’de 60 bin civarında araştırmacı var ve bunun 200 bine çıkarılması gerekiyor” dedi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının sanayiye mutlaka aksedeceğini, sanayici, devlet, üniversite anlaşmazlıklarını artık geride kaldığını, oylumsuz öneklere takılmak yerine akademisyenlerin sanayicilerle işbirliğindeki sınırlamaların kaldırılması gerektiğini, doktoralıların işe alınmayarak cezalandırılmaları yerine öncelik tanınması gerektiğini ifade etti. Prof. Yüksek daha sonra sözlerine şöyle devam etti: “Bizde Ar-Ge 92

yıldızlarnisan/14

için GSMH’dan binde iki ayrılıyordu, şimdilerde GSMH’dan ayrılan bu pay 5 katına çıktı ve ayrılan pay yüzde bir. İleride bu oran yüzde üçe çıkacak. Yüzde birini devlet, yüzde ikisini özel sektör karşılayacak. 1990 larda kaliteli buzdolabı deyince AEG ve Siemens alınırken bu gün Almanya’da, İngiltere’de Arçelik satılıyor.”

“FAKİRLİKTEN ÇIKARSINIZ AMA ZENGİN OLAMAZSINIZ” Orta gelir sendromuna değinen Yüksek, “Fakirlikten çıkarsınız ama zengin olamazsınız. Bir üste ge-

çiş ancak teknolojik üstünlükle olur. 500 milyar dolar ihracat hedefi ancak teknolojik ürünle yakalanır. Demirin kilosu 1.2 dolar, otomobilin kilosu 10, uçağın 100, uydunun 100 bin dolar. İnsanların da ülkelerin de hayali olmalı.” şeklinde konuştu. Yıldız Teknik Üniversitesi Akademisyenlerinden olan Prof. Dr. Yunus Çengel de bilim-teknoloji konusunda detaylı bir sunum yaptı. Çengel şunları söyledi: “1984 yılında ABD Nevada Üniversitesinde akademisyenlere haftada bir gün okula gelme. Kaç firmaya danışmanlık yaparsan yap, kazandığını da cebine at. Kaç firmaya danışmanlık yaptın bu önemli” denilmiş. Hz. İsa’dan beri bilgi 1750 senede katlanmış. Şimdi dört senede bir katlanıyor. Ürünü değerli yapan yeni bilgidir.” TÜBİTAK’ın değiştiğini ve hareketlendiğini söyleyen Çengel, daha sonra şöyle devam etti: “12 Temmuz’da yayınlanan kanunla TÜBİTAK risk sermayesi vermeye başladı. YÖK’ün de değişmesi lâzım. Sağlıklı bir ekosisteme ihtiyaç var. İklim, hava çok önemli. Bilim, Ar-ge iklimi oluşturabilmeliyiz. TÜBİTAK yeterince proje bulamıyor. Hür düşünce, güven ortamı, zihni-


yet dönüşümü olmazsa hiçbir şey olmaz. Ankara korkuyor. Ama ters bir şey olursa diye korkmaya gerek yok. Ankara da, Üniversite de riskten korkmamalı.”

“PROJE BULAMIYORUZ” 22. dönem Erzurum milletvekili ve Bahçeşehir Üniversitesi UYGAR Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı da proje yapmanın ve uygulamanın öneminden bahsetti. “Proje bulamıyoruz diyor Yunus hoca. Futbolda yabancı sınırı yok. Üniversitede var. Üniversitenin kalitesin nasıl artırırız diye bakalım.” Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuran Kara Pilehverian söz aldı ve şunları söyledi: “Devleti, ilmiye ve askeriye ayakta tutar. Bir sivil toplum kuruluşu neler yapabilir? Gençler bilimi tanıtıcı etkinlikler yapmalı. Medyadan yararlanmalı. Fuarlar, panayır alanlarında toplumun dikkatini bilime çekmeli. Üniversiteden, sanayiden destek almalı. Kapalı çerçeve içinde giden çalışmalar yerine konuyu topluma yansıtmalı. Burslar bulmalı. Bilhassa orta öğretimdeki gençlerde bilime olan ilgiyi artırmalı”. Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Alpaslan Açıkgenç de katılımcılar arasındaydı. “Önce gençleri verimli hale gelecek şekilde yetiştirmeliyiz” diyen Açıkgenç, özetle şunları söyledi: “En kötü istibdat ilmi istibdattır. Her işi en iyi nasıl yapabilirim düşüncesi zihinlere yerleştirilmeli. En iyiyi yapabilme gayreti içinde olursak daha iyi sonuçlar alırız. İslâm’ın ilk devirlerindeki gayreti düşünelim. 5 kişinin bir kılıçla savaşmak zorunda kaldığı zamanlar oldu ama zafer kazandılar.”

değerinden düşer mi? Tenekeyi parlatsan altın olur mu?” Beykent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ensar Nişancı da bir konuşma yaptı ve özetle şunları söyledi: “Bazı işletmelerde danışmanlık yaptım. Teknik üniversite bizden 20 sene geri diyorlar. Biz üniversiteden alacağımız elemanların teknik bilgilerine göre değil, bundan sonra “TEK TİP EĞİTİM BİLİMİ EN- ne kadar eğitilebileceklerine bakarız diyorlar. Dikkat testleri var. GELLİYOR” Yalova Üniversitesi Rektörü En kadar dikkatini sürdürebiliyor. Prof. Dr. Niyazi Eruslu da tek tip Sabırlıyı alırız. Bilgi öğretmekten eğitimin olumsuz yönlerine dikkat ziyade, algılayacak zihinleri ortaya çekti. “Başarısızlığı tek tiplemişiz. çıkarmalıyız. Zihin gelişimine enNeden kaynaklanıyor bu? Başarını gel olan düşünceleri atmalı. Velud temelinde teşebbüs hürriyetine zihinler oluşturmalı.” Bilim-Teknoloji için İstanbul ihtiyaç var.” diyen Eruslu, şöyle Grubu Başkan yardımcısı Kemal devam etti: “Ben İngiltere’de yıllarca inceledim. Bir bölge paslan- Çiftçi de proje üretmenin önemaz çelik üretiyor. Bu teknolojiyi minden söz etti ve konuşmasını daha ileriye nasıl götürürümün şöyle sürdürdü: “Son zamanlarda arayışı var. Glasgow’da gemi sa- devlet desteklerinde ciddi bir artış nayii var. Manchester’da alümin- var. Ekonomi Bakanlığı, TÜBİTAK yum, Londra’da metalürji. Herkes ve KOSGEB gibi kurumlar proje bölgesindeki başarı için çalışıyor. üreten kişi ve kuruluşları destekliİhtiyaçları belirleyen bir töre var yorlar. Bu kurumlardaki elemanlar onlarda. Bizde ise Hakkari’de de, işlerini iyi yapıyorlar ve iş dünyaİstanbul’da da aynı kanun, aynı sına yardımcı oluyorlar. Önemli olan bunlara uygun projeler hazırkonular...” lamak.” A

“HOCA ÖĞRENCİSİNE EL VERMELİ”

İTÜ Nükleer Enerji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Beril Tuğrul, “Hocanın öğrencisine el vermeye niyeti olmalı. Kimse beynindekini mezara götürmeyecek.” Diyerek insan yetiştirmenin önemine değindi ve daha sonra sözlerine şöyle devam etti: “Gençleri 140 IQ’ye ulaştırmalıyız. Öz güven kazandırmalıyız. Öğretmek bir arzu meselesidir. Mekanik Hasan diye bir hocamız vardı. İTÜ’lülere ve diğer öğrencilerine özgüven kazandırdı. Formülleri her yerde öğrenirsiniz. Önemli olan bildiğini sonuna kadar uygulamaktır. Altın yere düşse yıldızlarnisan/14

93


94

y覺ld覺zlarnisan/14


Bir millet ki RESİM yapmaz, bir millet ki HEYKEL yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.”

- Mustafa Kemal ATATÜRK

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ’NİN ZAMANIN RUHUNA UZANAN ELİ;

SANAT TASARIM FAKÜLTESİ Sanat ve Tasarım alanı eğitim ve araştırmalarında farklı, üretken ve önde gelen bir Fakülte olmayı vizyon olarak seçen Sanat ve Tasarım Fakültesi, 1997 yılında kuruldu. Türkiye’nin ilk Sanat ve Tasarım Fakültesi olan Fakültemiz, 1998-1999 Eğitim-Öğretim yılından itibaren Sanat Bölümü, İletişim Tasarımı Bölümü, Müzik ve Sahne Sanatları Bölümü lisans eğitimi vermektedir. Sanat Bölümü, (Bileşik Sanatlar Anasanat Dalı, Sanat Yönetimi Anasanat Dalı, Fotoğraf ve Video Anasanat Dalı), İletişim Tasarımı Bölümü (İletişim Tasarımı Anabilim Dalı) ve Müzik ve Sahne Sanatları Bölümü (Müzik Toplulukları Anasanat Dalı, Duysal (Ses) Sanatları Tasarımı AnaBilim Dalı ve Dans Anasanat Dalı) olmak üzere 3 bölümden meydana gelen fakültemiz dekanı Prof. İlhan Özkeçeci “Nasıl bir sanat eğitimi hedeflediklerini” Yıldızlar dergisine anlattı.

yıldızlarnisan/14

95


zanıyor ve güçlü bir anlamı olmayı hak ediyor.

Değerleriyle barışık bir gelecek kurma ve toplumu yönlendirme sorumluluğunun şuurunda bir eğitim

Hem toplumları hem bireyleri “Sanatın sevgi gibi insan hayatı- yakından etkileyen sanat ve tasanı kuşatan evrensel bir ortak dili var rım amaçsız veya hedefsiz bir yere ve sanat inançtan, siyasetten, eko- varamaz. Bu yüzden toplumun külnomiden, teknikten kısacası hayat- türel birikimlerini ve değerler sistetan ayrı değil. Tasarım da sanat gibi mini iyi kavrayan bir yaklaşım, sanainsan eliyle biçimlendirilen, olumlu tın anlamına vurgu yapan, düşünce veya olumsuz günlük yaşamın ta- boyutu güçlü ve sağlam temellere mamını kapsayan geri dönüşümlü dayanmış üretimler önemli. Sanat anlamlı olduğunda bir değer kabir olgu.

NASIL BİR SANAT EĞİTİMİ?

96

yıldızlarnisan/14

Hiç meziyet gerektirmeden yapılan her şeye sanat diyerek, basit şeylere kişisel manalar yükleyip toplumu sanattan uzaklaştırmak yerine; insani hedefler güden bir tasarım anlayışıyla toplumun sanatla bağlantısını güçlendirmek gerek. Daha saf ve elegant bir sanat anlayışı geliştirmek istiyorsak bir şeylerin çarkında dönmek, yapılmışları tekrar tekrar dolaştırmaktansa; geçmişten gelenleri iyi değerlendiren, yaşadığı çevrenin farkında, üretime katkı sağlayan, iyi niyetli, disiplinler arası işbirliğini öne çıkaran alternatif fikirler ortaya koyabilmeliyiz.

Sanatçının topluma öncülük edecek bir misyonu olduğu bilinciyle muğlaklaşan kavramları netleştirmeli, sanat kavramı tartışmalarında konumumuzu netleştirmeliyiz öncelikle. Her türlü önyargıdan, her çeşit zorlama ve istem dışı yönlendirmelerden uzak, özgür ve bağımsız bir ortamda kavramları ve tanımları içsel bir bakış açısıyla yeniden oluşturmalıyız. Öğrenciler değerleriyle barışık bir gelecek kurma ve toplumu yönlendirme sorumluluğunun şuurunda bir eğitim almalı. Tek bir bakış açısıyla değil her yolu, her görüşü tanıyıp sonra kendi çizgisini yakalamak, konumunu belirlemek için ilham verecek, ufuk açacak bir eğitim.

Bugünü aşan hedeflerimiz olmalı

Kadim köklerinden beslenip bu çağa yeşermeli, geleceğe filizlenmeliyiz. Bu düşüncelerle şimdiye kadar sürdürülen Güzel Sanatlar eğitimine daha farklı ve sonuç alı-


nabilecek katkılar sağlamak amacıyla; insanı merkeze koyan, araştırma, analiz ve yorumu temel alan, faydacı, işlevsel, tabiatı koruyan, hayatın içinde, güzelin yanında iyiyi ve doğruyu da hedefleyen, kendi toplumunun değerlerinden güç alan, detaylara boğulan günümüz insanına doğru çıkışlar arama çabasında güçlü bir felsefi arka plana sahip, çağdaş-geleneksel çekişmesinden uzak, isimleri kendi koyan, kavramları kendi tanımlayan, tezlerini kendi belirleyen bir sanat-tasarım anlayışı ve eğitimi hedefliyoruz.”

Sanat Bölüm Başkanı Prof. Ahmet Atan Sanat Bölümü ‘nde yapılan çalışmalar ve verilen eğitim hakkında şunları söyledi:

cüsü de Fotoğraf ve Video Programlarıdır.

Bölümlere nasıl öğrenci seçiyorsunuz?

Türkiye’mizin sanat ve tasarım alanında en seçkin sanat insanları, Bölümümüzün eğitim kadrosu içerinde yer almaktadır. Buna paralel olarak öğrencilerimiz de titiz bir özel yetenek sınavları ile “objektif kriterlere göre” alınmaktadır.

Mezun öğrencilerin iş Ülkemiz ihtiyaçlarına öncelik olanakları nasıl?

vererek ve dünyadaki gelişmeleri izleyerek sanat tasarım konularında araştırmalar yapmak, Sanat ve Tasarım Fakültesi’nin temel amacı ve hedefidir. Fakültenin sanat ve tasarım eğitimi öğrencilerin yaratıcılıklarının açığa çıkmasını sağlayacak, genel kültürünü yükseltecek, sanatsal algısını güçlendirecek ve tercih ettiği alanı daha iyi tanımasını sağlayacak derslerden oluşan özgün bir yapıdadır. Görsel Kültür, Algı ve Sanatsal Algı, Yaratıcı Drama, Fotoğraf ve Video, Bileşik Sanatlar, İletişim Tasarım, Estetik Değerlendirme, Yaratıcı İfade Biçimleri, Sanatta Tarihsel ve Kültürel Ortamlar gibi eğitim öğretim uygulamaları sanat tasarıma yönelik meslek dersleri ve bunları destekleyen kuramsal ve uygulamalı bir program iç içe sürdürülmektedir. Sanat Bölümü çatısı altında, Anabilim /Sanat özelliğinde, üç Program yürütücülüğü yer almaktadır. Bunlardan birisi Bileşik Sanatlar, ikincisi Sanat Yönetimi, üçün-

Karşılıklı sevgi saygı çerçevesinde yürütülen eğitim programlarını başarıyla tamamlayan öğrencilerimiz sektörel ilişkiler yolu ile rahat bir şekilde iş bulabilmektedirler. lisans programımız açılmıştır. Şu an 80 aktif öğrenciye sahip olan bölümümüz, 50’nin üzerinde mezun vermiştir.
 Programın bel kemiğini oluşturan multimedya proje dersleri, İletişim Tasarımı (Multimedya) servis dersleri ile desteklenerek Lisans Programı 1997 yılında, yeni öğrencilerin interkatif medya tabir disiplin olan “interaktif medya sarımı disiplinine ilişkin yaratıcılıktasarımı” alanında sanat ve bilgi- larını arttırmak ve farklı medyalarsayar teknolojileri çerçevesinde la çalışarak tasarım deneyimlerini eğitim veren Türkiye’nin ilk prog- oluşturmaya yönelik düzenlenmişramı olarak kurulmuştur. 15 yıllık tir. Bölümde gerçekleştirilen çalışdeneyimi olan İTP, interaktif ara- malar ve araştırmalar, akademik yüz tasarımı konusunda uzman ye- ve bilimsel ortamlarda sunularak tiştirmektedir. Bu amaçla, analitik ve alanin önemli indeksli dergiledüşünce yeteneğine sahip öğren- rinde basılarak bölümün eğitim cilerine tasarım ve programlama programının başarısını ortaya koeğitimini bir arada sunmaktadır. yan ve bölüm profilini dünya ça2005 yılında YÖK’un onayı ile pında yükselten etkenler olmuşİnteraktif Medya Tasarımı yüksek tur.

İletişim Tasarımı (Multimedya) Lisans Programı eğitimi hakkındaki sorularımızı anabilim dalı başkanı Yrd. Doç. Dr. Simge Esin Orhun cevapladı:

yıldızlarnisan/14

97


İletişim Tasarımı Bölümünün büyük başarısı

2011 senesinde, tüm üniversite çapında öğretim üyesi başına düşen yayın sayısına göre en fazla yayın yapan bölüm olarak haklı bir başarının sahibidir.

raktif ajanslarda veya serbest çalışmaktadır veya kendi şirketlerini kurmuştur.

Yurtdışındaki üniversitelerin eğitim programları ile kıyasladığındaki verdiğiniz eğitim hakkında neler söylersiniz:

Bölümün verdiği eğitim ve gerçekleştirilen çalışmalar, sadece ülkemizde benzer 14 bölümün açılmasıTürkiye’de yeni gelişmekte olan na esin kaynağı olmakla kalmamış, yaratıcı endüstri ve Türkiye’deki yurt dışında da New York Times taüniversite eğitimi açısından po- sarım bölümü editörü Steven Heller püler konu olan iletişim tasarımı tarafından, 2009 yılında en iyi 50 konusunda araştırmacı ve akade- tasarım okulunun yer aldığı kitaba misyen olan mezunların yanında, seçilmiştir. medya sektörünün yoğun ihtiyaKurulduğundan bu yana dünyacına da karşılık veren bu bölüm da bu alanda tanınmış üniversiteler mezunları, çeşitli reklam ve inte- ve programlarla işbirliği içinde bulunan bölümümüz, ERASMUS öğrenci değişim programı sayesinde bu zamana kadar 20 öğrenciyi yurtdışına göndermiştir. Benzer şekilde her dönem, dünya üzerinden çeşitli tasarımcı grupların ve akademisyenlerin bölümümüzde verdikleri seminerlerle, panellerle ve çalıştaylarla, öğrencilerin sosyal, kültürel ve de mesleki açıdan küresel bir vizyon oluşturabilmelerine yönelik çeşitli olanaklar sağlanmaktadır.

Müzik ve Sahne Sanatları ile ilgili cevaplarımızı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Koray Sazlı’dan aldık: Müzik ve Sahne Sanatları Bölümü bünyesinde, iki anasanat ve bir anabilim dalı bulunmaktadır. Müzik Toplulukları Anasanat Dalı; Klasik Batı Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Makam Müziği ve Caz alanlarında çalgı ve ses eğitimi vermektedir. Dans Anasanat Dalı; çağdaş

98

yıldızlarnisan/14


dans alanında dansçı, koreograf ve eğitmen yetiştirmek amacıyla teknik beceri ve yaratıcılık temeline dayanan bir eğitim vermektedir. Duysal (Ses) Sanatlar Tasarımı Anabilim Dalı; Kompozisyon, Müzikoloji, Müzik Kuramı ve Müzik Teknolojileri alanlarında eğitim vermektedir, Bölümümüzün amacı; çağdaş normlar çerçevesinde araştırmacı kişiliği gelişmiş, bilgi yorum ve yeteneklerini gösteren, özgün eserler verebilen, topluma ve dünyaya duyarlı, yeniliğe açık, çalışmayı baş tacı eden sanatçı veya akademisyenler yetiştirmektir. Bir sanat eserinin ortaya çıkabilmesi için; bilgi, teknik donanım, çalışma, kararlılık, tecrübe, disiplin ve yetenek en önemli ögelerdir. Bölümümüz, öğretim elemanı kadrosu ve anlayışı ile, bu temel ilkeler doğrultusunda eğitim vermeye özen göstermektedir. Bu anlayış ve hedef, öğrencilerimiz ve onların başarılarıyla çok daha anlamlı olacaktır çünkü sanat, zamanın ruhunu doğru yorumlamaktır!

Sanat ve tasarım Fakültesinde yapılan lisansüstü çalışmalar ise: Sanat ve Tasarım Yüksek Lisansı, İnteraktif Medya Yüksek Lisansı, Müzecilik Yüksek Lisansı, Sanatta Yeterlik ve Doktora Programları. A

“Sanatsız kalmış bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” - Mustafa Kemal ATATÜRK

yıldızlarnisan/14

99


etkinlik

ÖĞRENCİ GÖZÜYLE YILDIZ ARAMA KONFERANSI

Yıldız Teknik Üniversitesi farklıdır. Öğrencisiyle, akademisyenleriyle, rektörüyle kocaman asırlık bir ailedir YTÜ… Ve bir aile daha iyi, başarılı, mutlu, gelişmiş, güçlü... olmak için maddi manevi yapması gereken her şeyi birlikte düşünür ve birlikte karar verir; YTÜ gibi. Tarih 17 Kasım 2012, Yıldız Teknik Üniversitesi, Riva Legend Hotel ’de YTÜ’nün 2023 vizyonu çerçevesinde kurgulamaya çalıştığı stra100

yıldızlarnisan/14

tejik planlama çalışmalarına katkıda bulunmak üzere, rektörlük ve dekanlık seviyesinde üniversite idari kadroları ile fakülte/bölüm temsilcileriyle, öğrenci kulüpleri üyesi öğrencileriyle yani ailesiyle bir araya gelir. Hep daha iyi olmak, en çok parlayan, hep bilinen, görünen bir yıldız olmak için yaptığı Arama Çalıştayları’nın dördüncüsünü de gerçekleştirmeye hazırdır.

Nedir Arama Çalıştayı? Örgütlerdeki sosyal değişime ve kurumsal performansın yükseltilmesine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen; ortak görüş yaratan, ortak sorunlara çözüm bulan, gelişmek için neler yapılması gerektiğini belirleyen ve ortak hedefler seçmeyi sağlayan bir çalışmadır.


Yıldız Teknik Üniversitesi 17-18 Kasım 2012 tarihinde ‘’ÖĞRENCİ GÖZÜYLE YTÜ 2023 VİZYONU” ARAMA ÇALIŞTAYI’ nda neler yapmıştır? İlkoturumda katılımcılara, Türkiye’de ve dünyada Yıldız Teknik Üniversitesi’ni doğrudan ve dolaylı biçimde etkileyen değişim ve trendlerin neler olabileceği sorulmuştur. Serbest konuşma düzeninde söz alan katılımcıların konu hakkında ürettikleri fikirlerden öne çıkanlar; • Üniversite-sanayi işbirliği • Öğrenci değişimi programları • Yaşayan kampüs: Kampüs hayatının canlandırılması • Öğrenci dekanlığının oluşturulması • Girişimcilik • Tersine beyin göçü • Aidiyet duygusunu teşvik edici uygulamalar • Yüzde yüz İngilizce eğitim • Projelere öğrencilerin dahil olması • Kitlesel eğitimden bireysel eğitime geçilmesi, • Çok uluslu üniversite • Tüm eğitim öğretim sistemini öğrenci dostu olarak yapılandırmak • Üniversitelerde (ayrım gözetmeksizin )homojen bir yapıya ulaşmak / apolitik yaklaşım / Mevlana Yaklaşımı • Entelektüel faaliyetlerin arttırılması, sanatsal alanların

geliştirilmesi • Kulüplerin faaliyetlerinin desteklenmesi

kapsamlı biçimde incelenerek değerlendirilmiş ve bunlara bağlı stratejik hedefler belirlenmiştir:

• HEDEF 1. ÖĞRENCİ GİRİŞİMCİLİĞİ VE ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ • HEDEF 2. YABANCI DİLDE EĞİTİMİN GELİŞTİRİLMESİ • HEDEF 3. YAŞAYAN KAMPÜS: KAMPÜS HAYATININ CANLANDIRILMASI • HEDEF 4. AİDİYET DUYGUSUNUN TEŞVİK EDİLMESİ • HEDEF 5. ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARININ ETKİNLİĞİNİN ARTIRILMASI Şeklinde sıralanabilir. Sonrasın• HEDEF 6. YÖNETİMDE da, karma şekilde oluşturulan ça- DAHA ETKİN ÖĞRENCİ KATILIMIlışma grupları bu trendlerden, YTÜ NIN SAĞLANMASI için öncelik sırası belirleyen bir çalışma yapmıştır. Ve çalışma grupları bu stratejik Öz eleştiri yapmanın önemli ve hedefler için eylem planı oluşturgeliştirici olduğunu bilen ve farkın- muşlardır. Böylece, YTÜ’nün uzun dalıklarını arttırmak isteyen Yıldız bir stratejik planlama sürecine yaTeknik Üniversitesi, üçüncü ve dör- yılmış çok boyutlu vizyon çalışmadüncü oturumlarda güçlü ve zayıf sının son ve kilit parçasını oluşturyönlerini tanımlayarak öğrenci gö- muş, öğrenci odaklı bir yönetim züyle YTÜ Vizyonunu; anlayışına sahip YTÜ’nün, üniver‘’Küresel sorunlara duyarlı, ço- sitenin en önemli bileşeni olan öğğulculuğu ve paylaşımcılığı esas renci tarafından nasıl göründüğü alan, üniversite-sanayi iş birliğinde ve nasıl görülmek istendiği sorulaön plana çıkarak bilimi teknolojiye, rına yanıt bulmuştur. Ve, teknolojiyi ürüne dönüştüren, ken‘’Türkiye’de ve dünyada bizim di öz kaynaklarını yaratan, yıldızlı öğrencilerimiz aranan öğrenci prokimliğinin gururla taşındığı tercih filine nasıl ulaşır?’ ın cevabını arıyoedilen bir inovasyon üniversitesi ruz.’’ Diyen Rektörümüz ile ‘Aidiyet şeklinde belirlemiştir.’’ duygusunun kazandırılmasını ve Arama Çalıştayı’nda gündeme arttırılmasını’ isteyerek üniversitegelmiş vizyon, mevcut duruma ait sine sahip çıkan öğrencilerin oluşistatistikler, güçlü ve zayıf yönler, turduğu bir aile olduğuna bir kez dünyadaki değişimler ve trendler daha şahit olmuştur YTÜ… A

yıldızlarnisan/14

101


haber

YTÜ’DE “FIRÇAMDAN İZLER” Yıldız Teknik Üniversitesi Mustafa Diğler’in “Fırçamdan İzler” isimli resim sergisine ev sahipliği yaptı. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Diğler’in sergisinde, kağıt üzerine yağlıboya 69 eser yer aldı. Yıldız Kampüsü’nde bulunan Yüksel Sabancı Sanat Merkezi’nde düzenlenen kokteyl ile açılışı yapılarak sanatseverlerin ziyaretine sunulan sergiye ilgi büyük oldu.

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Diğler Kimdir?

Sanatçı 1968 yılında Adana/Ceyhan’da dünyaya geldi. 1991 yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Bölümü’nü bitirdi. Okulu bitirdiği sene 1991 yılında Güzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği Üyeliğine kabul edildi. 7 yıl Karaman 100. Yıl İlköğretim Okulu’nda resim öğretmeni olarak çalıştı.1998 yılında Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü’ne Öğretim Görevlisi olarak atandı ve bu kurumda 10 yıl çalışmalarını sürdürdü. 2001 yılında Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde “Osmanlı Dönemi Türk Minyatürü” konulu tezi ile yüksek lisansını tamamladı. 2008 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi bölümüne öğretim görevlisi olarak atandı. 2011 yılında doktorasını Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Resim-İş Eğitimi anabilim dalında doktorasını ‘‘İlköğretim 7. Sınıflar Görsel Sanatlar Dersinde Perspektif Konusunun İş Birliğine Dayalı ve Geleneksel Öğretim Yöntemiyle İşlenmesinin Öğrenci Tutum ve Başarılarına Etkisi” konulu teziyle doktorasını tamamladı. 2012 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi bölümüne Yrd. Doç. Dr. kadrosuna atandı. 7 Uluslar arası Bildirisi, Medeniyetler Mimarisi, Diyarbakır Mimarisi kitabında yayınlanmış bir bölüm, Okul Öncesinde Resim Eğitimi kitabı, 8 ulusal hakemli dergide makalesi, 4 ulusal sempozyum bildirisi, 1 grup resim sergisi, 3 uluslararası karma resim sergisi,Macaristan III.Blaton Szalon Uluslararası Küçük Ebatlı Sanat Eserleri Bienali sergileme, 14 ulusal karma resim sergisi, 102

yıldızlarnisan/14

1 kişisel uluslararası resim sergisi bulunmaktadır. Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmalarına devam etmektedir. A


103


YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ YAŞAM KÜLTÜRÜ DERGİSİ

SAYI: 14 / NİSAN 2013

yıldızlarnisan/14

104

[

[


y覺ld覺zlarnisan/14

105


106



[

[


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.